İçeriksiz siyaset

Günlük yerel medyayı izlediğimde; siyaset haber ve yorumlarının bir ortak yanı dikkatimi çekiyor. Başta yerel siyasetçiler olmak üzere pek çok unsur, sadece güncel olayların rüzgârında bir sağa, bir sola savruluyor. Kimin yarattığı belli olmayan bir gündem, yerel siyaset ortamını uzunca sürelerle işgal ediyor.

Siyaset dışında da pek çok başka yapay gündem konusu yerel basını işgal ediyor. Bu işgalin faturasını doğrudan yerel basına kesmek haksızlık olur. Çünkü bu durumun gerçek sahipleri, güncel gündem sayesinde siyasi pozisyon ve güç arayan birtakım çevrelerdir.

Konuyu daha kolay anlatabilmek için şöyle bir örnek vereyim. Örneğin bir ticarethaneniz var ve bir mal satıyorsunuz. Malın pazarlaması sırasında iki farklı yol izleyebilirsiniz. Birincisi; kendi malınızın, müşterinin ihtiyacını nasıl karşılayacağından, kalitesinin yüksekliğinden, garantisinin sağlamlığından, satış sonrası servis kolaylığından söz edebilirsiniz. Bu, olumlayan bir yaklaşım tarzıdır. İkincisi; rakip malları ve satıcıları kötüleyerek müşterinin kendi malınızı tercih etmesini sağlamaya çalışırsınız. Bu ise olumsuzlayan bir yaklaşım tarzıdır.

Bugün başta yerel siyaset olmak üzere siyasal gündem; yeni yaklaşımlar, çözüm yolları ve projeler üretmek ve bunları halka tanıtmak yerine, rakipleri karalayarak başarıya ulaşmak üzerine kurulmuştur. Bunun birkaç basit nedenini sayabiliriz. Örneğin yerel siyaset kurumları, nitelikli çözümler ve projeler üretecek biçimde donanımlı ve birikimli değildir. Kendi çözüm yolunu veya projesini tanıtmak yerine olur olmaz nedenlerle rakipleri karalamak çok daha kolay ve birikim gerektirmeyen bir propaganda tarzıdır. Yereli iyi tanıyan, yeterli deneyim ve birikime sahip insanların siyaset içinde yer almadıkları, bu nedenle daha kolayca yapılabilen karalama tarzının tercih edildiği bir başka gerçektir.

Güncel siyasette muhalefet yöntem ve taktiklerinin var olması son derece olağandır. Muhalefetin görevlerinden biri, yönetimde bulunan kesim ve düşünceleri, yaptıkları yanlış davranışlar karşısında eleştirmeleridir. Ama bu eleştirilerin arkasında hangi haklı nedenlerin bulunduğunu halkın iyi bilmesi, halkın bu konuda bilgilendirilmesi gerekir. Aksi durumda; bir sonraki dönemde iktidar olan siyasal düşünce veya parti de aynı haksız eleştiri ve saldırılarla karşı karşıya kalacaktır.

Bugün ulusal ve yerel düzeylerde siyaset alanımıza hâkim olan ruh durumu, karşıtlık üzerine kurulmuş, negatifleri öne çıkaran bir siyaset tarzıdır. Yıkıcılık, daima yapıcılığın önündedir. Siyaset, halkın sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılanması yerine iktidarın her ne pahasına elde edilmesi üzerine kurulmuştur. Çünkü Kuzey Amerika’da yoksul zenci yurttaşlar için basketbol nasıl bir hızlı çıkış rüyası ise, Güney Amerika’da futbol nasıl varlıksız insanların zenginlik hayalleri ise; Türkiye’de de siyaset, kısa vadede köşeyi dönmenin en etkin, en çabuk yolu ve aracıdır.

Siyasette erki elde etmenin hızlandırılmış yöntemi ise rakipleri eleştirip karalayarak öne çıkmaktır. Ve son olarak; iktidarı ele geçirmek için seçilmek gereklidir; bu da bir erken seçim havası yaratmak –ya da iktidar için yaratmamak– için gerekli ve yeterli bir nedendir.

Halkın geçim sıkıntılarını umursamayan güncel siyasetin arkasındaki mantık işte budur. Uygulanan siyaset tarzının, halk açısından işe yarar, elle tutulur bir yanı yoktur. Yoksul halk, kendi sorunlarını kendi bildiği yollarla karınca kararınca çözmeye çalışmaya devam etmektedir. Anlaşılan; halkın ihtiyaçları ile siyasetin yaklaşımı arasındaki bu ilgisizlik, bilinmeyen uzunlukta bir süre için devam edip gidecektir. Ta ki birileri “Dur!” diyene kadar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi