Kurumsal Değişim İhtiyacı

Çağımızın yeni bilimsel ve teknolojik gelişmelerine bağlı olarak her kurum ve kavram değişime uğruyor. Günümüzde iş alanında gelişen ihtiyaçlardan biri, öğrenmenin sürekli hale gelmesidir. Sadece okul ile sınırlanmış bir öğrenim anlayışı, bugünün dünyasında yeterli değildir. Yaşamın hangi alanında yer alınırsa alınsın, bireylerin kendilerini sürekli geliştirmesi, günlük faaliyetlerin ayrılmaz bir parçası olmuştur.

Kuşkusuz; bizdeki gibi düşük yoğunluklu iş yaşamlarına bakarak, bu konuda bir değerlendirme yapmak doğru olmaz. Bugün rekabetin, bir yandan ulusal sınırları aştığı, küresel boyutlar kazandığı düşünülürse, eğitimsiz iş yaşamlarının ilerleyen zamanda çok daha büyük kayıp ve olumsuz götürülerinin olacağı kesindir. Günümüzde ayakta kalmak ve gelişmek isteyen her işletme, eğitime hem kurumsal hem de kişisel düzeyde önem vermek zorundadır. Dev adımlarla büyüyen bilgi miktarı karşısında, dün ile bugünü bir tutarak ayakta kalmaya çalışmak, geleceği kaybetmenin bir başka ismidir.

Eskiden işletme yönetimi için gerekli olan bilgi miktarı sınırlı idi. Çoğu zaman okulda veya günlük yaşamın içinde elde edilen bilgiler ve deneyim yeterli olabiliyordu. Bugün ise işletme yönetimi, bilginin en etkin ve yoğun geliştiği alanlardan biri olarak göze yapıyor. Pazarlama, satış, müşteri ilişkileri, bütçeleme, halkla ilişkiler, iletişim, reklam ve stratejik yönetim gibi konularda her gün ‘ciltler dolusu’ yeni doküman üretiliyor.

Bir yöneticinin veya iş sahibinin bu denli büyük ve giderek artan bilgi hacminin tümüne sahip olmasını beklemek hayal olur. Ayrıca gerekmez de... İşletme içinde yetki ve sorumluluklar dağıtılarak, bilgi ihtiyacı da paylaşılmış olur. Ama eğitim ihtiyacının tüm yöneticilerin sorunu olduğu düşünülürse, gerekli yönetim ve işletme bilgisinin sağlanması için ‘iyi’ bir yolun bulunması gerekir.

İşletmede bilgi ihtiyacını gidermenin geleneksel yollarının pek çoğu bilinir. Yöneticilerin kendilerini geliştirmek için okuma alışkanlıkları edinmeleri bunlardan bir tanesidir. Gene; bir geleneksel yaklaşım olarak (-ki bizim işletmelerimizde bu bile fazlaca gerçekleştirilmez) işletme içinden birilerinin eğitim düzenlemesi düşünülebilir. Bir başka yol ise işletme dışında eğitim ve danışmanlık desteği almaktır.

Ülkemizde iş alanlarında eğitim ve danışmanlık veren firmaların sayıları son yıllarda artmaya başladı. Son yıllarda firmalar da eğitim ve danışmanlık desteği almanın önemini kavramaya başladılar. Pek çok firma, gerekli bilgi donanımı olmadan ekonomik büyümenin mümkün olmayacağını öğrendi. Bu bağlamda ihracatın değer kazanmasının da önemi var. Hızlı büyüyüp gelişen kentlere ve şirketlere baktığımızda, bilgiyi dayanak almış ihracatın önemini görüyoruz. İhracat için, geleneksel sanayi ve ticarete oranla çok daha fazla bilgiye ihtiyaç var.

Ülkemizde sanayileşme ve şirketleşme, kendi iç dinamikleri ile gelişmemiştir. Sınai ve ticari gelişmenin oluşmasında en büyük katkılar, dış dinamiklere ve devlete aittir. Bu nedenle işletmelerimizin geleneksel bir iç değişim özelliği yoktur. İşletmelerimizin kurumsal bir işleyiş kazanmalarının tarihi de çok eski değildir. Bu iç değişim özelliğinin kazandırılmasında, işletme dışında alınacak eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin önemi ve yararı vardır.

İşletmelerimizin pek çoğu, yönetici ve sahiplerinin aynı ailenin bireyleri olduğu aile işletmeleridir. Bu tür işletmelerin en büyük sorunlarından biri, ailenin büyümesi ile birlikte şirketin devamlılığında sorunlar yaşanmasıdır. Aile işletmelerinin önündeki ufuk, şirketin dinamizmini ve çevikliğini yitirmeden aile yapısına uygun biçimde kurumsallaşması ve yeniden yapılanmasıdır. Bu konuda da dışarıdan alınacak danışmanlık ve eğitim hizmetlerinin yararları olacaktır.

Dünya değişiyor. Değişen ekonomik ve sosyal dünyada işletmelerin sağlam bir yer edinebilmeleri için bilgi ile donanmaları gereği konusunda hiç kuşku yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi