Seçkinler...

Size iyi haberim var.

Bugün Retro bitiyor.

Ağustos ayı bitmedi ama Retro bitti.

Herkesten, “Ağustos ayı bir bitemedi Özge” cümlesini duyuyorum.

Çok şükür tamamladık.

Kendinizi ödüllendirin.

Çok uyardım, sinirler tavan olacak, gerginlik bizi sınayacak dedim.

Egoya teslim olmadık.

Ufak tefek kırgınlıkları çok da sorun etmeyin.

Olur o kadar.

Büyük savaştan çıktık, sıyrıksız atlattık.

Çok şükür.

Öte yandan…

Millet koca ay, birbirine sardı.

Bilin bakalım ben neye sardım?

Seçkinlere…

Diğer adıyla zenginlere…

Seçkinler koca ay battı bana…

Yazdım, yazdım, sildim.

“Bulaşma Özge” dedim.

“Başına bela alma Özge” dedim.

Onlar adı üstünde “seçkin” dedim.

Ama dayanamadım.

Cebinde parası olan “seçkin” oluyor bu ülkede!

Yani bir nevi doğuştan gelen ayrıcalık…

Cebin paralı doğduysan “seçkin” kategorisine giriyorsun, yok sonradan (nasıl olduğu mühim değil) parayı bulduysan yine “seçkinler” sınıfına atlayabiliyorsun?

Hayır, hayır!

Bilgi, birikim, eğitim, güzel ahlak hiç mühim değil!

Parası olan “seçkin…”

Tek şart bu.

Seç’iliyorsun!

Peki, kim seç’iyor!

Pazardan seçmiyorsun herhalde…

Ben seçilmem seçerim diyen seçkinler, kategorisini de kendisi seçiyor.

Buradan kendisini seçkin gören, kendisini seçkin hisseden bütün seçkinlere sesleniyorum.

Seçkin olsan ne olacak?

En son ne zaman kalbini egoya teslim etmedin de bir kalp kırmadan bitirdin günü?

Ya da en son ne zaman bir işi parayla çözmeden halletmeyi düşündün?

Kalbin “seçkin mi” bir sor bakalım…

İlber Ortaylı gibi kendisini seçkin gören herkese “cahilsiniz” diyesim geldi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi