Sivil toplum okulu

Okul ya da eğitim deyince önce aklımıza devletin eğitim kurumları geliyor. Belki daha sonra özel okullar… Eğitim kavramı ile birlikte Halk Eğitim Merkezleri gibi kamunun eğitim kurumlarını hatırlayanlarımız pek fazla değildir. Mesleki eğitim verilen sınırlı sayıdaki kuruluşları da hatırlayanlar olabilir. Bir de; özel kurslar ve dershaneler ile danışmanlık, eğitim firmalarının düzenledikleri kurs ve seminerler var.

Yaygın yetişkin eğitimi konusunda yeterli gelişmişliğimiz yok. Genel anlamda okul dışı eğitim konusunda sağlam bir fikre ve mevcut yapıya sahip olduğumuz söylenemez. Hâlbuki eğitimin yaşamın bir parçası haline geldiği günümüzde geleneksel okul eğitimi dışında gün ve yıl boyu yaygın yetişkin, halk eğitimi veren merkezlerimiz olmalı.

Sivil toplum okulu, yukarıda sözünü ettiğim yaygın ve sürekli yetişkin eğitimi ihtiyacını karşılayacak bir eğitim merkezidir. Bu merkezin gün ve yıl boyunca başta yetişkinler olmak üzere her yaştaki vatandaşların eğitim ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir merkez olabileceği kanaatindeyim.

Bu tür merkezlerin kurulmasında sivil toplum kuruluşları (STK’lar), sosyal sorumluluk kapsamında özel sektör kuruluşları, yerel yönetimler ve üniversiteler paydaş olarak yer alabilirler. Bu okul, ilke olarak sivil topluma aittir. Paydaşlar arasındaki protokol, bir sosyal sorumlu sivil paydaşlık fikri üzerine kurulur.

Bir sivil toplum okulunda; toplumu ilgilendiren tüm sosyal ve kültürel alanlarda etkinlikler yapılır. Örneğin bilgisayar, el sanatları veya girişimcilik konularında eğitim verildiği gibi; demokrasi, katılımcılık, gönüllülük, proje yönetimi ve sivil toplum konularında da programlar düzenlenebilir. Ayrıca okullu çocuk ve gençlerin pekiştirme ve destekleme eğitimleri için de bu merkezden yararlanılabilir.

Böyle bir merkez, sosyal yaşamın kesintisiz devamlılığını dikkate alarak sürekliliğe sahip olmalı, kullanılabilecek tüm gün ve saatlerde açık olmalıdır. Küresel Çağ’ın gündeme getirdiği yaşam boyu eğitim felsefesini de içselleştirmiş olmak durumundadır.

Sivil toplum okulu, kentin değişik bölgelerinde –birkaç mahalle için bir tane olmak üzere- oluşturulabilir. Bu okulun, geleneksel bir eğitim birimi olmaktan daha ziyade, bir kültürel kompleks (ana merkez) olarak düşünülmesi yararlı olur. Bilgisayar laboratuarı, kütüphane, okuma odası, çocuk yuvası, etüt merkezi, danışmanlık ve küçük ölçekte sağlık hizmetleri gibi unsurlar bu merkezin kapsamında düşünülebilir.

Sivil toplum okulunda verilecek eğitimlerde sivil toplum düşüncesi ve alternatif eğitim yaklaşımları ana eksenler olarak akılda tutulmalıdır. Bu nedenle bu tür merkezlerde görev alacak eğitmen, öğretmen ve danışmanların özel bir programla yetiştirilmiş olmaları veya mevcutların özel bir programla pekiştirilmesi gerekebilir. Bu konuda üniversitelerden yardım ve destek almak uygun olur. Eğer okulun yönetiminde demokratik kurumsallaşma sağlanabilirse, bu örnek, katılımcı ve çoğulcu yönetim anlayışının toplum tarafından daha kolay kavranmasına vesile olabilir.

Sivil toplum okulunun, toplumumuzun ürettiği önemli ve başarılı eğitim örneklerinden biri olan köy enstitüleri ruhunu taşıyacağını düşünüyorum. Bu merkezler bir yandan kaynak kullanımını daha etkin ve verimli hale getirirken, toplumun ihtiyacı olan yaygın ve sürekli eğitimi de sağlayabilecektir. Bu merkezlerde toplanacak mahalle meclislerinin varlığını da düşünürsek, sivil toplum okullarının önemini kavramak daha kolay olabilecektir

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi