ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin başhekimi değişti.

Değişikliğin nedeni ‘’istifa’’…

Prof. Dr. Nurettin Erben görevinden istifa etti.

Yerine gelen isim de Prof. Dr. Haluk Hüseyin Gürsoy oldu.

‘’Sürpriz’’ bir değişiklik değil…

Başhekim değişikliği bekleniyordu zaten… Ancak bu şekilde değil…

Nurettin Erben, istifa ederek birilerinin işini kolaylaştırmış oldu.

Neyse…

Konumuz bu değişiklik değil…

Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışanlarından gelen yakınmalar var.

Yakındıkları konu daha öncekilerden farklı…

Yakındıkları konu yemekler…

Etli yemekler menüden çıkartılmış durumda…

Yeni de değil…

Yaklaşık 4 aydır et yemeği yok.

Yemeklerin içine bile kırmızı et konulmuyor.

Yemeklerde et olarak yalnızca tavuk var.

Tavuğun da her yeri değil…

Yalnızca tavuk kanadı kullanılıyor.

Hastane çalışanları tavuk kanadı yemekten bıkmış durumdalar.

Yakınırken ‘’tavuk kanadı yemekten yakında kanatlanacağız’’ diye espri de yapıyorlar.

Kırmızı etin menüden çıkartılmasının nedeni ‘’sağlıklı beslenme’’ falan olamaz…

Nedeni bilemiyoruz.

Büyük bir olasılıkla kırmızı et fiyatlarının sürekli yükselmesidir.

İyi de koskoca Tıp Fakültesi Hastanesi bu… Personeline hafta da bir bile olsa etli yemek çıkartmaya yetecek parayı bulamıyor mu?

Bu söz konusu bile olmamalı…

‘’Tasarruf’’ gibi bir düşünce varsa, etli yemeğe gelinceye kadar bir sürü harcama kalemi var.

Onlardan tasarruf yapsınlar da hastane çalışanlarını etli yemekten mahrum bırakmasınlar.

Personelin yakınmalarını hastane yönetimi dikkate almıyor.

Onların yanı sıra dikkate almayan birileri daha var.

Onlar da hastane çalışanlarını örgütlü olduğu sendikalar.

Sağlık-Sen ve SES…

Sağlık Sen Başkanı Hasan Hüseyin Köksal, ‘’en fazla üyeye sahip olmak’’ ve ‘’üyelerinin haklarını korumak’’ ile övünüyor.

Yaptığı açıklamalar da oldukça iddialı…

Yöneticilere karşı çok sert eleştirilerde bulunuyor.

Atama ve görevlendirmelerde etkili olduğu da sürekli dillendiriliyor.

İyi de Tıp Fakültesi Hastanesi personelinin ‘’etli yemeğe hasret kaldığını’’ bilmiyor mu?

Haydi gözünden kaçmış olsun… Yakınmaları da mı duymuyor?

Biliyor ve duyuyorsa neden sesini çıkartmıyor.

Yoksa ‘’önemsiz bir konu’’ olarak mı görüyor?

Aynı durum SES Başkanı Birtürk Özkavak için de geçerli…

Hastanelerin önlerinde sıkça açıklamalar yapıyor.

Sağlık sistemini eleştiriyor, sağlık çalışanlarının sıkıntılarını dile getiriyor.

‘’En etkili sendika olmak’’ ile de övünüyor.

Hepsi iyi hoş da Tıp Fakültesi Hastanesi personelinin yemek sorunu ile ilgili tek laf etmiyor.

Hastane personelinin ‘’etli yemeğe hasret’’ kaldığını bilmiyor mu?

Personelin bizlere kadar ulaşan yakınmalarını duymuyor mu?

Biliyor ve duyuyorsa neden müdahil olmuyor?

Yoksa o da ‘’bu kadar basit bir işle uğraşmam’’ mı diyor?

Bilemiyoruz artık…

Yemek sorunu sendika başkanları tarafından ‘’önemsiz bir konu’’ olarak görülebilir.

Ancak personel için son derece önemli…

İlgilenseler iyi olur.

Büyük sorunlarla ilgili yapabilecekleri fazla bir şey yok… Bari şu yemek sorunu ile ilgilenip çözüm bulsunlar.