Seda Kağıtcı

Seda Kağıtcı

Üslup sorunu

Yıllardır düzelmeyen aynı dert… Sümer güzergahına giden ve mahallemizden geçen tek otobüs 9 numara, ah bir de çoğu zaman vaktinde gelmeme sorunu olmasa.

Mahallelinin bitmeyen çilesi. Başımın tatlı belası. Genci, yaşlısı, hastası, öğrencisi herkesin dakikalarca hatta saatlerce yazın güneşte kışın da ayazda beklediği ama çoğu zaman seferini aksattığı, saatini atlayıp bir sonrakine binebildiğimiz, zaman zaman kızıp gıyabında küfrettiğimiz 9 numara…

Çok yazdım çok şikayet ettim zamanında ama hiç biri ne yazık ki işe yaramadı. Yıllar geçti üzerinden ama şu an görüyorum ki hala değişen bir şey yok, bizim 9 numara aynı.

Ben uzun zaman önce bırakmıştım otobüse binmeyi. Hatta uzak bir yere gitmiyorsam ve mecbur değilsem tramvaya da binmiyorum, yürümeyi tercih ediyorum. Fakat gelgelelim geçen hafta elimdeki çantaların ve torbaların çok ağır, havanın da 40 derece olmasından dolayı hadi dokuz numaraya binivereyim bugün dedim. Demez olaydım. Tam 45 dakika boyunca güneşin altında otobüs bekledim. Üstelik vaktinden de 10 dakika önce gitmiştim durağa. Ama eskiden beri alışık olduğum gibi yine 9 numara gelmedi. Şaşırdım m? Hayır, hiç şaşırmadım.

Durakta benim dışımda iki de orta yaşlı amca bulunuyordu. Biri ben durağa gittiğimde oradaydı biri de benden yaklaşık 10 dakika sonra geldi. Birlikte bir gözümüz saatte bir gözümüz yolda bekledik. Yeri geldi “Hala otobüs gelmedi, saati geçti” diye söylendik, yeri geldi sıcaktan üfleyip püfledik. Ama hadi bu kadar beklemişken madem biraz daha bekleyelim de artık diğer otobüsün saati nerdeyse geldi dedik ve durağı terketmedik.

45 dakika beklemenin ardından o da ne? Geliyordu iki gözümün çiçeği. Otobüs çok şükür görünmüştü. Geldi, durdu, bindik üç kişi. Çok sinirli olmama rağmen düzgün bir cevap alamayacağımı çok iyi bildiğim için şoföre; “Neden gecikti otobüs, bundan önceki sefer neden atlandı?” diye sorma gereğinde bulunmadım. Bundan öncekilerde sordum da ne oldu? Geçiştirmeler, saygısız davranışlar, çirkin bir üsluptu hep karşılaştığım. Bu kez ben kartımı basıp geçip oturdum ama benden önce durakta olan amca dayanamadı ve daldı konuya. “Bir saatten beri durakta bekliyorum neden gelmedi otobüs? Çok sık oluyor bu” dedi. Oda demez olaydı, anında şöför lafı ağzına tıktı. O kadar kabaydı ki açıklama gereği bile duymadı. “Tamam basma kart, geç otur” dedi sinirli ve sert bir ses tonuyla. Amca bir cevap bekliyordu ve yineledi sorusunu güzelce ama şöfor bu kez daha sinirli ve ses tonu yükselmiş bir şekilde “Geç hadi ya otur basma kart falan dedik ya” diye çıkıştı.

Zor tuttum kendimi orda olaya dahil olmamak için. Hep bizim otobüse mi denk geliyor bu tipler bilmiyorum ama şoförlere biraz nezaket ve kibarlık öğretilmeli bence. Hatta insan psikolojisinden de anlamalılar. Yoksa haberlerde görüyoruz işte bir anlık öfke, küçük bir hadsizlik sonrası yumrukla, burun kırmayla, darpla biten çok çirkin sonuçlara sebep olabiliyor maalesef. Bizim ülkemizde herkeste bir üslup sorunu var. Bunu ortadan kaldırıp saygılı ve güler yüzlü olduğumuz sürece bence çözülemeyecek bir sorun yok. Ben herkesi sakinliğe, nezakete ve saygıya davet ediyorum. Ne demişler tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Seda Kağıtcı Arşivi