4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

EKMM VE OHAL

15 Temmuz'da, kendilerine "Yurtta Sulh Konseyi" adını veren ve Fethullah Gülen cemaatine mensup, kişiler tarafından, organize edilen darbe girişim, demokrasiye yönelen bir saldırı olarak kabul edildi ve Hükümet tarafından, OHAL ilan edildi..
Eskişehir Küçük Millet Meclisi' nin, Ekim ayı toplantısında,15 Temmuz darbe girişimi sonrası, ilan edilen OHAL kararı ve OHAL 'in ilan edilmesinin, ardından gündeme gelen Kanun Hükmünde Kararnamelerdi.
Konuk, Avukat Sayın Emine Cevahir Çalıkuşu Yazıcı, OHAL,Kanun Hükmünde Kararnameler üzerinde durdu. Olağanüstü yönetim usullerinin; devletin, hukuk düzeninin olağan kuralları ile üstesinden gelmesine imkân olmayan, olağan üstü bir tehdit veya tehlike karşısında başvurduğu usuller olduğunu söyledi
Aslında Hükümetin, almış olduğu OHAL kararı, Anayasa gereğidir. 1982 Anayasasının, 87. maddesi ile, "Bakanlar Kuruluna belli konularda, kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek, TBMM'nin, görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Anayasanın, 91. maddesinde ise " Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının, birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan, siyasi haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez.
Yine Anayasaya göre, Kanun Hükmünde Kararnameler, olağan ve olağanüstü olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nde, Olağan Kanun Hükmünde Kararnameler, Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılmakta; bu yetki Bakanlar Kurulu'na, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, yetki kanunu ile verilmektedir.
Kanun hükmündeki kararnamelerde, Temel haklar, kişi hak ve ödevleri ile siyasî hak ve ödevler hakkında düzenleme yapılamaz. Olağanüstü Kanun Hükmünde Kararnameler ise Cumhurbaşkanı başkanlığındaki Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılmaktadır. Bunun için TBMM'nin, yetki kanunu vermesine gerek yoktur.
Yine Uluslararası hukuktan doğan, yükümlülükleri yerine getirmek şartıyla, her alanda düzenleme yapılabilir. Kanun hükmünde kararnameler, hem meclis tarafından siyasi denetime, hem de Anayasa Mahkemesi tarafından yargısal denetime tâbidirler.
OHAL, anayasal gereği olmasına rağmen, iktidarın almış olduğu kararlar kamuoyunda tartışma konusu oldu. Hatta bu alanda muhalefet ve bazı kesimler kaygılıdır. Nitekim CHP ile HDP'nin, tamamen karşı çıktığı OHAL kararına, destek veren MHP, hükümet ve Cumhurbaşkanı'ndan farklı söylemlerin, çıkması sonucu kaygılıdır.
Başbakan Sayın Binali YILDIRIM' ın, açıklamasına göre, açığa alınan 76 bin 597 kişi. Memuriyetten çıkartılan, 4 bin 897 kişi. Bunların 3 binden sı asker, bir kısmı hâkim, bir kısmı da sivil memur. Hem açığa alınanlar hem de memuriyetten çıkartılanlarıni toplamı, 81 bin 494 kişidir. Bu sayılar daha da artacaktır.
OHAL, Anayasal bir kurumdur. Bugüne kadar da defalarca uygulanmıştır. AB ülkeleri ve ABD başta olmak üzere, dünyanın pek çok ülkesinde, büyük terör olaylarında,, ve büyük felaketlerde uygulanan, genel bir hukuki tedbir metodudur. O neden le de 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra, "OHAL ilan edilmesi olağan bir gelişmedir.
Elbette olağanüstü hal durumlarında, hızlı karar alma ve uygulamaya olanak tanıyan kanun hükmünde kararnameler, büyük önem taşıyor. OHAL süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun KHK çıkartabilecektir. Hatta darbecilerin yargılanmasından, Devlet Memurları Kanunu'nda değişiklik yapılıp, darbeye karışanların devletten atılmasına kadar, her konuda hızla düzenleme yapabilecektir. Yeter ki uygulamalar, anayasa ve diğer yasalar çerçevesinde gerçekleştirilsin.
Ayrıca devlet, hukuk demektir. O nedenle de keyfilikten uzaklaşılmalı, hukuk düzeni içinde hareket edilmelidir. Ayrıca "eşitlik" ilkesi gözetiminde, hak ve hürriyetler adına, düzeni kurmaya ve korumaya çalışılmalıdır. Çünkü çağdaş devlete, yakışan da budur.
Ayrıca darbeye katılan, yataklık eden, destek veren kişi/kişiler, yasalar gereği hak ettikleri ceza verilmelidir. Ancak her türlü uygulamada, Anayasa da tanımlanan temel hak ve hürriyetlerin çiğnenmesi, suçluların dikkatle tespiti, suçsuz insanların zara görmemesine de özen göstermeli, uygulamada, aşırıya kaçılmaması ve Anayasa'da, tanımlanan temel hak ve hürriyetlerin çiğnenmemesi gerekmektedir.
Toplantıya katılanların ve kamuoyunun, beklentisi, OHAL uygulamalarının, hukuk içinde kalması; yargının ve yargıcın tarafsızlığı, teminatı, özellikle de hukukun üstünlüğü ilkelerinin yok sayılmaması, temel hakların, düşünce ve ifade özgürlüğünün, teminat altına alınması ve bir an önce de OHAL dönemine son verilmesi yönündedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi