4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

14 MART TIP BAYRAMI

Tıp Bayramı, 14 Mart 1827’de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet’in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı’daki Tulumbacıbaşı Konağı’nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye’de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, “Tıp Bayramı” olarak kutlanmaktadır.
               İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart’ında işgal altındaki İstanbul’da gerçekleşmiştir. O gün, tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran’ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermişti. Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır.
                1. Dünya Savaşı boyunca toplam 765 tıp öğrencisinden 346’sı şehit düştü ve geri dönemedi. 1915 yılında Tıbbiye’ye kaydolan 1. sınıf öğrencilerinin tamamı Çanakkale’de şehit düştü ve bu nedenle de Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane 1921 yılında hiç mezun veremedi.
              1919 yılında ilk Tıp Bayramı kutlandı. O yıl Tıbbiye, İngiliz askerlerinin işgali altındaydı. Hikmet Boran önderliğindeki Tıbbiye öğrencileri, Tıbbiye binasının kuleleri arasına büyük bir Türk bayrağı  asarak, işgale karşı mücadele başlattı. Böylece Tıp Bayramı, yurt savunma hareketi olarak başladı.
              1929-1937 yılları arasında, 12 Mayıs günü Tıp Bayramı olarak kutlandı. Bu tarih, Bursa’daki Yıldırım Darüşşifası’nda ilk Türkçe tıp derslerinin başladığı tarih olarak kabul edildiği için Tıp Bayramı yapıldı. Ancak zamanla bu uygulamadan vazgeçildi ve yeniden 14 Mart Tıp Bayramı oldu.
               Doktorluk kutsal, onurlu ve itibarlı bir meslektir. Her doktor, bilgi, beceri ve tıp teknolojisini, her türlü imkânsızlığa ve engele rağmen, hastalara gerçek anlamda yardımcı olabilmek için kullanır.
               Dünyanın, en zor ve en onurlu görevlerinden birini yapan, kendisini “insana hizmet” ilkesine adamış doktorların ve sağlık çalışanlarının, bütün çabası  halkımızın  aynı standartlarda, etkili, kaliteli, eşit ve ulaşılabilir sağlık hizmeti sunmak, hastaların en hızlı şekilde sağlığına kavuşturmaktır.
                Doktorluk, en zor mesleklerden biri olmakla beraber, en öz verili ve bir o kadar güzel mesleklerden bir tanesidir. Tıp fakültesi ,sınavları, yüksek puanlı olduğu için kazanması güçtür. Tıp fakültesini kazanıp, kayıt yaptırıldığı andan itibaren eğitim süreci başlar ve hazırlıkla beraber 7 yıl sürer.
               Türkiye, Sağlık Bakanlığının, son istatistiklerine göre Türkiye’de, 165.363 doktor var. Ülkemizde, yaklaşık her 500 vatandaştan birine, bir doktora gittiği anlamına geliyor
                  Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD), ülkelerinde, bu sayı 341. Türkiye’nin, OECD seviyesine gelebilmesi için 80.000 civarında doktora ihtiyacı var Ancak doktor sayısındaki artışın aksine, mevcut doktorlar ülkeyi terk ediyor.
                  Ülkeyi terk eden ve istifa eden doktorlarla ilgili olarak, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan: "En az alan doktor, ne alıyor dedim, ’8-9 bin’ dediler. En fazla alan ne alıyor dedim, ’25-30 bin’ dediler. Özel sektör çok veriyormuş, oraya gidiyorlar. Açık konuşuyorum, giden gitsin. Üniversiteden yeni mezun doktorlarımızı buralara getiririz"  diyerek tepki gösterdi.
               Sayın Erdoğan, Almanya’ya giden doktorlar için “Varsın, giderlerse gitsinler” derken, Almanya, Türkiye’den gelecek doktor, mühendis, öğretmen ve akademisyenlere kapıları açtı. Bunlar, Almanya’da 6 aylık “stajyer ya da asistan” gibi çalıştıktan sonra, tam kadro işe alınıyor.                    
               Ayrıca ülkemizin, Türkiye’nin, OECD seviyesine gelebilmesi için 80.000 civarında doktora ihtiyacı varken, “Giden gitsin” demek çözüm değildir. Çünkü doktorların ayrılış nedenleri ortadan kalkmadığı sürece, ayrılış devan edecek, fatura da halkımıza kesilecektir.
                    Doktorların, öncelikli isteklerde biri olan, toplum sağlığının korunmasına yönelik birinci basamak sağlık hizmetlerinin, güçlendirilmesi ve Covid-19 meslek hastalığı sayılmalıdır,
                  Ayrıca sağlıkta, caydırıcı bir şiddet yasası çıkartılmalıdır. Sağlık çalışanlarının ücretlerine, bir iyileştirme yapılmalı, emeklikteki mağduriyetleri de ortadan kaldırılmalıdır.  Döner sermaye gelirleri, adaletli bir şekilde verilmelidir.
                 Nöbet ücretlerinin, tutulan saate göre ödenmeli,. nöbet sonrası dinlenme izni verilmeli, belli bir limitte hasta bakmalı ve hastalara yeterli vakit ayırabilmeli, Doğuya giden doktorların (özellikle 5.ve 6.bölgeye) maaş ve döner sermaye gelirlerinin iyileştirilmesini istemektedirler..
                Sağlık personelinin,  istekleri, bir an önce çözülmeli yaşam standartları da yükseltilmelidir. Çünkü dünya da bir insan için  en büyük zenginlik sağlıktır.
              Doktorlarımız da bu zenginliği sağlayan kişilerdir. Çünkü Doktorluk mesleğini yerine getiren insanlarımızın, halkımızın sağlıklarını korumaları için, önlem alırlar ve onlara önerilerde bulunurlar. Hastalıklara teşhis koyarak, tedavi edilmesinde yardımcı olurlar, gerektiğinde tıbbi veya cerrahi müdahalede bulunarak, hastaların hayatlarının eski haline getirilmesinde başrol oynarlar.
           Elbette her meslek kutsaldır. Birini diğerinden ayırt etmeksizin, her mesleğin bir önemi bir değeri vardır. Ancak doktorluk mesleğinin, ayrı bir yeri var. Her doktorumuz, direkt olarak  yaşamımıza dokunur. Şifaya da vesile olurlar.
          Hayatımızda, en önemli şey, sağlıktır. Kanuni Sultan Süleyman, “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmayan devlet, cihanda bir nefes sıhhat gibi..." sözüyle sağlığın her şeyden önemli olduğunu vurgulamıştır.
           Ayrıca Şeyh Edebali’nin, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesini, her alanda şiar edinerek sağlık hizmeti veren , sağlık personelinin, istekleri, dikkate alınmalı, çözüm de  getirilmelidir.
            Bir canı kurtarmak için , gece gündüz demeden dur durak bilmeden ,halkımıza hizmet etmeyi sürdüren, ülkemizi, sağlıkta muasır medeniyetler seviyesine getirmek için de  caba gösteren doktorlarımızın, verdikleri mücadeleyi, yaptıkları fedakârlıkları, şükran karşılıyor ,14 Mart Tıp Bayramlarını da kutluyoruz..



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi