4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

AHİLİK

    13-19 Eylül tarihlerinde yurt genelinde kutlanan Ahilik Haftası etkinlikleri, ülkemizde, kapsamlı bir şekilde, gerçekleştirildi.. Ahilik, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde, Anadolu’da yaşayan halkın sanat, ticaret ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını, iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir.  
               Ahiliğin, kendine has kural/kurulları vardır. Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin ve güzel meziyetlerin birleştiği bir “Sosyo-ekonomik” düzendir.
                Ayrıca Ahiliğin, kendine has ilkeleri vardır. İyi huylu ve güzel ahlâklı olmak, işinde ve hayatında, kin, çekememezlik ve dedikodudan kaçınmak,  Ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak,  şefkatli, merhametli, adaletli, faziletli, iffetli ve dürüst olmaktır.
                 Öte yandan cömert ve kerem sahibi olmak, küçüklere sevgili, büyüklere karşı edepli, saygılı olmak, büyüklük ve gururdan kaçınmak, ayıp ve kusurlarını örtmek, gizlemek ve affetmek, hataları yüze vurmamak,  dost ve arkadaşlara tatlı sözlü, samimi, güler yüzlü ve güvenilir olmak,  dost ve akrabayı ziyaret etmektir.
                   Ahilik, fakirlerle oturup kalkmaktan şeref duymak, Zenginlere, zenginliğinden dolayı itibardan kaçınmak, öncelikli davranışlardı.   Allah için sevmek, Hak için, hakkı söylemek ve hakkı söylemekten korkmamaktır.
                 Emri altındakileri ve hizmetindekileri korumak ve gözetmek, Allah’ın emir ve yasaklarına uymak,  Kötü söz ve hareketlerden sakınmak,  İçi, dışı, özü, sözü bir olmak,  hakkı korumak, hakka riayetle haksızlığı önlemek,  kötülük ve kendini bilmezliğe iyilikle karşılık vermek, Belâ ve kötülüklere sabır ve tahammüllü olmak, Müslümanlara lütufkâr ve hoş sözlü olmaktır.
                   Diğer yandan herkese iyilik yapmak, yapılan iyilik ve yardımı başa kakmamak, olmazsa olmazlarıdır. Hakka, hukuka uymak, hak ölçüsüne riayet etmek,- İnsanların işlerini içten, gönülden ve güler yüzle yapmaktır.
                  Özellikle daima iyi komşulukta bulunmak, Yaratandan dolayı yaratıkları hoş görmek, yanında hata ve kusurları daima kendi nefsinde aramak,  İyilerle dost olup, kötülerden uzak durmak ise bir alışkanlıktı.
                Ahilerde, düşmana düşmanın silahıyla karşılık vermek, İnanç ve ibadetlerinde samimi olmak, her zaman gözetilen ilklerdi. Özellikle de fani dünyaya ait şeylerle öğünmemek, böbürlenmemek, yapılan iyilik ve hayırda hakkın hoşnutluğundan başka bir şey gözetmemek, Âlimlerle dost olup dostlara danışmaktır.
                 Her zaman her yerde yalnız Allah’a güvenmek, Örf, adet ve törelere uymak, sır tutmak, sırları açığa vurmamak, aza kanaat, çoğa şükrederek dağıtmak bir gelenekti.   
                 Ahiliğin amacı, insanların dünya ve ahirette huzur içinde olmaları sağlamaktı. Bu nedenle de ahilerin dünya için ahretini, ahiret içinde dünyasını, terk etmeyen dengeli bir hayat anlayışı vardı.
                  Ahiler çatışmacı değil, dayanışması bir ruha sahiptiler. Zengin ile fakir, üretici ile tüketici, emek ile sermaye millet ile devlet, hülasa toplumun bütün fert ve kurum/kuruluşları arasında çok iyi münasebetler kurarak herkesin huzur içinde yaşamasını sağlamaktır. Ahi birlikleri, bazı insanları fakir, bazılarının da zengin olmasını normal karşılardı
                Ancak güçlünün zayıfı ezmesine veya kişi/kişilerin haksız kazanç sağlamasına da karşı çıkarlardı.
               Türk insanı, özellikle de esnafımız, “AHİ” felsefesini benimsemelidir. Çünkü
Ahilik geleneğinin, tam anlamıyla yaşatıldığı dönemlerde, Türk Milleti,  askeri ve ekonomik alanda, dünyanın, en güçlü toplumu haline gelmişti.
                Ahi birlikleri, tarihe karışmış bir kurum olmasına rağmen, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde onların izini hala görmekteyiz.
                  Eğitim, istihdam ve üretim üçlüsünü en mükemmel şekilde kurmuş Ahi Birlikleri, eğitimi hayat boyu süren bir faaliyet olarak düşünmüş ve mesleki eğitim ile genel eğitimi birbirini tamamlayan unsurlar olarak uygulamıştır.
                   Bugün uygar dünya ülkelerinin, toplumlarında uygulamaya çalıştıkları bu değerler, 13 ncü yüzyılda Anadolu Türkleri tarafından, "Ahilerin Vizyonu" olarak uygulanmış ve böylece diğer ülkelere de örnek olunmuştur.
                  Ahilik kültür ve felsefesinde, toplumun refahı ve sosyal sorumluluk, önemli ve öncelikli bir ilke olarak kabul edilmiş ve bu hususta yeterli ve kaliteli mal ve hizmet üretimi teşvik edilmiştir.  Ahiliğin yaşatılması ve geleceğe taşınması, yalnız ülkemiz için değil, bütün insanlık için faydalı sonuçlar doğuracaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi