Aile hekimleri, 1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, yürürlüğe giren ve cezai hükümler getiren, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ndeki düzenlemelere karşı, Pazartesi günü iş bıraktı.

           Aile Hekimleri Çalışanları Sendikası, Birlik Dayanışma Sendikası, Birlikte Sağlık Sendikası, Genel Sağlık İş Sendikası,  Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası öncülüğünde, birçok ilde eş zamanlı olarak, biraraya gelen aile hekimleri, yönetmelikve istekleri ile ilgili basın açıklaması da yaptılar.

             16 Ağustos 2020’de, iş bırakan Aile hekimleri, Yeni yönetmelikle ödül beklerken ceza alan tek hekim grubu olduklarını, meslek güvencelerinin ortadan kaldırılmak istendiğini ve idarenin mobbingine açık hale geldiklerini vurguladılar.

            Ücret artışı beklerken, kendilerine de defalarca uygulanmasının imkânsız olduğunu belirttilen yönetmelikten geri durulmadığını. Üstelik imkânsız isteklerinin karşılığında, bir de yüzde 10 ücret kesilme cezası verilerek,  büyük haksızlık yapıldığını, kamuoyu ile paylaştılar.

            Aile hekimleri, yeni yönetmelikle sözleşmelerinin feshinin kolaylaştığını, dolayısıyla iş güvencelerinin kalmadığını, iş yükünün orantısız arttırılarak, maaşlardan kesintiler yapıldığını belirten aile hekimleri, düzenlemenin iptal edilmesini istedi.

             Ayrıca 27 Ağustos’ta da iş bırakacak olan aile hekimleri, düzenlemenin iptal edilmemesi halinde,  28 Ağustos’ta Ankara’da, bir miting düzenleyeceklerini açıkladılar.

             COVİD 19 mücadelesi süresince, kimi aylardır ailesinden uzakta, kimi de altı ayda yalnızca, bir iki gün izin yapabildi. Virüsün bulaştığı vatandaşlar için, aylardır mücadele eden sağlık çalışanlarından istifa edenler bile oldu.

            Aile Hekimleri, COVİD19 ile mücadele ederken, Yeni ‘Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı, Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile Resmi Gazete’de yayımlandı.

             Yönetmeliğe göre; sosyal medya paylaşımı yapan, tweet atan aile hekimine, 50 ceza puanı kesilecek, basına üç kez izinsiz konuşan aile hekimine, ihtar ve sözleşmenin feshine kadar gidecek ve sözleşmesi yenilenmeyecektir. 

            Yönetmelikle Aile Hekimleri konuşursa sözleşme feshi ve işini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacakları, yönetmenliğin, ücret yönetmeliği değil, baskı, ceza ve ücret ödememe yönetmeliği olarak tanımlanıyor.

             Nitekim Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu tarafından yapılan açıklamada ise “İş güvencemizi ortadan kaldıran yönetmeliği kabul etmiyoruz” denildi.

           Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) 2. Başkanı Dr. Hacı Yusuf Eryazğan ise “AHEF olarak bu yönetmeliği asla kabul etmiyoruz ve her maddesine dava açacağımızın bilinmesini istiyoruz” dedi.

             AKP iktidarı, Aile Hekimliği ile ilgili vaatlerini ve hedeflerini, yeteri kadar yerine getirmediği gibi yönetmelikle de işlerini dahada zorlaştırdı. Sorunları ile iligili konuşmalarına da sınır getirdi.   Oysa ülkemizin de taraf olduğu, AİHS’nin 10. maddesi ifade özgürlüğünü şu şekilde düzenlemiştir:

           “Herkes, ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamları tarafından müdahale edilmeksizin ve ulusal sınırlar dikkate alınmaksızın, görüş sahibi olma, bilgi ve düşünceleri edinme ve yayma özgürlüğünü içerir. Bu Madde devletlerin yayıncılığı, televizyon veya sinema işletmelerini izin alma koşuluna bağlamasını engellemez.”

            Ayrıca ülkemizde, “Sevk Zinciri, bir türlü hayata geçirilemedi.  Oysa sağlıkta dönüşüm programının, en önemli ve belki vazgeçilmez argümanı sevk zinciriydi. Yani hastaların, birinci basamaktan başlayarak, sevk edilerek, ikinci ve üçüncü basamak, sağlık kuruluşlarına gidebilecekti. Ancak 1. basamakta görev yapan, hekim sayısının yetersizliği  nedeniyle,  sevk zinciri  uygulamıyor.
              Aile hekimine kayıtlı nüfus, dünya standartlarının 2,5 katı kadardır. Bu Aile Hekimlerine, 2,5 kat işgücü demektir. Şayet sevk zinciri, hayata geçerse, günlük poliklinik başvuru sayısı ortalamada 100-180 arasında olacağı söyleniyor.  O nedenle de siyasi iktidarlar Aile Hekimliği, sayısını artırmalıdır. 

             Sağlık-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen raporda, aile hekimlerinin muhasebe işlemleri, personel giriş çıkışları, izinler noktasında yaşadıkları sorunlar ve carilerin bu konulardaki hizmet alımlarında yetersizliği, sağlık hizmeti sunmanın dışında, birçok ek görev ile muhatap etmektedir

              Aile Hekimliklerin de Angaryalar artmaya başlamış, performans kesintileri oluşmuş, Vatandaşın sorumluluğunun olmadığı, bu ilişkide; adres değişiklikleri gebeye, bebeğe ulaşamama, ciddi bir sorun olmuştur.

             Evde Sağlık hizmetleri, devreye girmiş. denetimler sıkılaşmış, aynı hasta gurubunu yüzlerce kez görmenin motivasyon bozukluğu, sorunlara çözümler üretilememesi ise moral çöküntüsü yaratmıştır.

             Aile Hekimleri, bireylere, yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmadan, yaşadıkları toplumla birlikte, birincil ve sürekli bir sağlık bakımı sunar; fiziksel, psikolojik ve sosyal problemleri yönlendirir; diğer uzmanlıklara ihtiyaç olduğunda kapsamlı sağlık bakımı verilmesini koordine eder.Bu nedenle de aile hekimlerinin, sorunları, çözüm bulunmalıdır..

                Ayrıca hastalıklarla, baş etmenin en kolay ve ucuz yolu, hastalığa yakalanmadan önce gerekli önlemlerin alınmasıdır. Ayrıca koruyucu hekimlik, tıbbın yarısıdır ve diğer yarısı da tedavi hekimliğidir, O nedenle de Aile Hekimleri ile  ilgili, sorunlar biran önce çözülme ulaştırılmalı, verileek, yeni haklarla da  cazip hale getirilmelidir.

             Çünkü bir insan için en büyük zenginlik sağlıktır. İnsan  sağlığı, vücut esenliği, her şeyden önemlidir. Bir şeyin tadını alabilmek, bir şeyden gerektiği gibi yararlanabilmek, her işte verimli çalışabilmek için sağlıklı olmak şarttır.