4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ATATÜRK VE EKONOMİK KRİZ

 Cumhurbaşkanı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, TL’nin, değer kaybıyla rekabetçi bir para birimine dönüştüğünü, bu sayede Çin gibi Türkiye’nin de ihracatını ve istihdamını artırarak, dış piyasaya üretim yapan bir ekonomi olacağını aktardı.
           Ancak Türkiye’nin, Çin’e dönüşmesi için, sadece rekabetçi bir kura sahip olması yetmiyor. Çünkü ekonomistler nüfus yapısı, yönetim şekli, ekonomik dinamikler ve eğitim kültürü tamamen farklı olan Çin’in,  örnek alınmasının Türkiye için büyük riskler barındırdığını düşünüyor.
           İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden Prof. Dr. Murat Birdal “Erdoğan’ın Çin modelinden kastı düşük ücretlerle uluslararası pazarlarda fiyat rekabetinde rakiplerinin önüne geçmek, avantaj sağlamak. Erdoğan Çin modelinden bunu kastediyor.” demiştir.
             Oysa ABD ve AB ülkeleri, dünyada meydana gelen son ekonomiki krizi, Atatürk’ ün yöntemi ile çözdü. Yani Atatürk’ ün, "mutedil devletçilik" politika ve stratejileri, tıpkı 1929’ da olduğu gibi, bugün de dünyada, meydana gelen  ekonomik krizlere de çözüm oluyor..
           Nitekim Btı ülkelerinde meydana gelen son ekonomik krizde, ABD 700 milyar dolar, Almanya 400, Fransa 360 avro ve diğer batı ülkeleri de hemen aynı miktarlarda, bankacılık sistemine yardımda bulundu.
             . ATATÜRK döneminde, 1929 yılında Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti kurulmuştur. Bu cemiyeti Türkiye’nin, genel ekonomik durumunun ülkede yarattığı huzursuzluğa karşı bir mücadele organı olarak nitelemek mümkündür.
               Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti, ekonomik yapımızda, önemli yer tutan faaliyet kolları ile ilgili kongreler tertip edilmesi ve her yıl on beş gün devam etmek üzere yerli mallar sergisi düzenlenmesi ve aynı zamanda milletçe yaptığımız tasarrufların sayı ve grafiklerle halkın bilgisine sunulmasını karalaştırdı,
              Ayrıca İlk ve orta dereceli okullarda, tasarruf haftaları tertip edilerek öğrencilere bir taraftan tasarruf fikrinin aşılanması, diğer taraftan da yerli malı kullanılmasının teşvik edilmesi, Türk sanayini tanıtmak üzere, imkan bulundukça yabancı memleketlerde açılan sergilere iştirak edilmesi de alınan kararlar arasındaydı.
             Türkiye,  1929 yılında, bütün dünyayı etkileyen Büyük Buhran’ın etkisi, sermaye ve girişimcilik, yetersizliği nedeniyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti devletçilik politikası izlemeye başlamış, ciddi başarılar da elde etmişti.
          Batı ülkeleri, 1929 yılındaki ekonomik krizden ders almadığı gibi, serbest piyasa ekonomisini benimsedi. Sonuçta da bugünkü krizler meydana geldi.
          Türkiye’ de, çok partili dönemde, Atatürk’ ün, ekonomi, özellikle de sanayileşmedeki başarıları göz ardı edilerek, aynı hataya düştü. Hızlı bir şekilde kapitalist düzene kaydı.
           Çok Partili dönemde, serbest piyasa ekonomisi, adeta kurtarıcı gibi Türk halkını sunuldu.
           Atatürk’ün, ülkemizde, tatbik ettiği devletçilik sistemi, on dokuzuncu asırdan beri sosyalizm nazariyecilerinin ileri sürdükleri fikirlerden alınarak, tercüme edilmiş bir sistem değildir.
           Atatürk’ün,  hayata geçirdiği mutedil devletçilik, Türkiye’ nin ihtiyaçlarından doğmuştur. Türkiye’ ye, has bir sitemdir.
             Atatürk’ ün, takip ettiği yol, Liberalizm" den başka bir yoldur. Yine Atatürk, devlet ile ferdin karşılıklı faaliyet sahalarını ayırmak ve devletin de ferdin yerine geçmemesi gerektiğini de her vesile vurgulamıştır.
          Dünyada meydana gelen son ekonomik Krizde , ABD ve AB’ nin, son   ekonomik krize çözüm şekli, Atatürk’ ü haklı çıkardı.
           Ükemizi yönetenler ve yönetecek olanlar, dünyada meydana gelen son ekonomik krizlerden ders alır mı bilinmez ama Atatürk’ ün, ekonomik strateji ve politikalarını dikkate almak zorundadırlar. Çünkü " mutedil devletçilik" küresel ekonomik krize çözüm olmuştur.
           Geçmiş yıllarda, dünyada küresel ekonomik kriz tartışma konusu olurken, "Kapitalist düzenin sonu mu geldi?" sorusu da gündemden düşmedi. Dünya, küreselleşme çağda, ilk gerçek finansal krizle, karşı karşıya kalmıştı..
            ABD’de, yaşanan ekonomik kriz ve Bush Hükümeti’nin 700 milyar dolarlık kurtarma paketi, dünyada, kapitalist düzeni tartışmaya açtı. Dünya liderleri kapitalist sistemi yerden yere vurdu. Saygın yayın organlarındaki başyazılarda, kapitalizmin geleceği tartışılıyor ve yeni model arayışlarını gündeme getiriliyor.
            Ayrıca ekonomik, siyasi ve askeri anlamda, süper güç olan Amerika’nın, tahtı  son ekonomik krizde, hiç bu kadar kuvvetli sallanmamıştı. Batan bankalar, işsiz kalan binlerce kişi ve Bush yönetiminin ekonomiyi yeniden rayına oturtmak için 700 milyar dolarlık kurtarma paketi, Smith’in 1776’da Wealth Of Nations ile başlattığı "Kapitalizm ve serbest piyasa ekonomisi en mükemmel sistemdir" ekolünün çöktüğünün de bir tescili idi.
             Son ekonom, krizde, Sarkozy, çılgınlık" olarak nitelendirdiği günümüz kapitalist sisteminin eşitsizliği yaydığını, spekülasyonu teşvik ettiğini ve orta sınıfı bitirdiğini belirterek "Yeni bir kapitalist sistem kurulsun" çağrısı yaptı.  
            Yine ekonomistler göre  “dünyada yeni bir ekonomik sistem kurulmal,. IMF ve Dünya Bankası, yeniden yapılandırılmalı. Dünya finansal sistemi değişmelidir..
                 Dünyadaki son ekonomik kriz ve ABD ve  AB’ de  de  alınan önlemler, Atatürk’ü, bir kez daha haklı çıkardı.
               Çünkü her türlü imkânsızlığa rağmen, borç pata almadan da  Türkiye, 1929 yılındaki dünyada meydan gelen ekonomik krizden,  Atatürk’ ün, ekonomik stratejileri sayesinde başarıyla atlatmıştı.
                Türkiye Cumhuriyeti’nin 13 çift haneli büyümesinin yedisi  de Büyük Önder ATATÜRK döneminde gerçekleşti.
         

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi