4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

CED RAPORU VE KAMUOYU

                              
              Sivrihisar’ da, taş ocaklarından çıkan toz, çevreye büyük zarra veririken, bitki yapraklarını  da kaplayarak solunumu ve fotosentezi engelliyor. Çiçeklenme döneminde, döllenmeyi önlediği  ve meyve oluşumunu azaltığı söyleniyor..
              Yalnız Sivrihisar da  değil,  ülkemizde mevcut 85 bin taş oacağı, Türkiye genelinde, ormanlar, sular, tarım alanları, hayvancılık ve tarihi mirasın yanında, yaşam alanları, taş ocakaları ve madenciliğin tehdidi altındadır.
             Ülkemizde, insanlar madende yapılan işlemlerde, özellikle de taş ocaklarından  haberdar olmadıkları ve maden kazaları ve çevreye  verdikleri zarar karşıısında kaygılı.   
            Kütahya Gümüş köy yakınlarındaki Eti Gümüş A.Ş’ ye, ait atık siyanürle dolu barajda, meydana gelen göçük,  kaygılar daha da artmıştı.
                Eskişehir İli Mihalıççık  İlçesi Koyunağılı Köyü sınırları içersinde "Yunusemre Enerji Santrali" olarak adlandırılan Termik Santral, Adularya  Enerji Elektirik Üretimi ve Madencilik A.Ş. tarafından yapılmaktaydı. Bu santralin çevreye etkileri hakkında çevre halkı,   tıpkı  madenlerde  olduğu gibi, kaygılı olduklarına tanık olmuştuk.
               Santral yapılırken, ziyarette bulunmuştuk. Yapılan değerlendirmeye göre yöredeki düşük kalorili kömürlerin değerlendirilmesi açısından, santralin kurulmasının olumlu bulunduğu, Ancak yörenin kapalı bir havza olması nedeniyle, santral bacalarında, kül tutucu filtrelerin mutlaka  kullanılması gerektiği sonucuna varılmıştı.
                Ayrıca Santral ve Kül depolama sahası için ÇED raporu alınmıştı. ÇED raporunda, bacalarda filtre kullanılması  koşulu getirilmişti.  Ancak kaygıların, en büyük nedeni ÇED raporu hakkında, bölge halkı ve kamuoyunun bilgi sahibi olmamasıydı. 
                 Bu kaygıların oluşmasında,  CED raporu ve icraatla ilgili kamuoyunun yeteri kadar bilgilendirilmemesi yanında, ülkemizde, madencilik sektörü ile ilgili anlaşmazlıkları, sorunları çözecek ve denetimleri yapacak, "BAĞIMSIZ KURULLAR" ın olmayışıydı.
                Maden ile ilgili bütün faaliyetlerin, yürütülmesini ve vecibelerin yerine getirilmesini kontrol ve denetimini yapma görevi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına aittir. Oysa madenlerin çıkartılmasında, devlette taraftır. O nedenle de gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, Ülkemizde de madenlerle ilgili “ BAĞIMSIZ KURULLARIN” oluşturulması zorunludur.
              Termik Santral ve Kaymaz Altın Maden Yatağı için, ÇED raporu hazırlanmış, ÇED raporları, madencilik endüstrisine, yeni bir boyut kazandırmıştı. Bu boyut, madencilik ve çevre dengesinde, gerekli kontrol ve yasal önlem mekanizmasını da ortaya koyduğu gibi kamuoyunu da rahatlatmıştı.
               Ancak CED raporları, gerektiği şekilde hayata geçirilemedi.
               Madenlerle ile ilgili CED RAPORU’ nu incelemeden, yaşanacak tehlikeli gelişmeler, hakkında yorum yapmak yanlış olur. Ancak madenler için   hazırlanan, CED raporundan, ilgiler kadar,  bölge halkının da  bilgi sahibi olası şarttır.
                 Çünkü oluşacak tehlikelerden, birinci dereceden bölge halkı zarar görecek. O nedenle de CED raporu hakkında, çevre halkının da mutlakagörüşü alınmalı hazırlanan CSD Raporundan da   bilgi sahibi olmalıdır.
                  Çünkü ÇED ’in amacı; ekonomik ve sosyal gelişmeye engel olmaksızın, çevre değerleriniekonomik politikalar karşısında korumak, planlanan bir faaliyetin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerin önceden tespit edilip, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır. Sağlıklı karar vermelerini sağlamak için, onlara projelerden kaynaklanabilecek çevresel etkileri net bir şekilde göstermektir.  
              CED raporlarının, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin, çevreye olabilecek olumlu, ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ve teknoloji alternatiflerinin saptanarak değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve denetlenmesinde sürdürülecek çalışmaları belirlemek amaçlanmaktadır
              Öte yandan iyi işleyen bir ÇED sürecinin, şeffaf tabiatı sayesinde, halka/diğer ilgili taraflara danışarak ve olabildiğince gerçekleştirilmesi istenen projeye ilişkin ve geniş çapta bilgi toplayarak, projenin uygulanması sırasında, ortaya çıkabilecek olası problemler, henüz projenin tasarım aşamasında çözülebilir veya hafifletilebilir.
             Aslına ÇED, bütün ilgili tarafların bir araya geldiği ve görüş, kaygı ve önerilerini ortaya koyabildikleri demokratik ve şeffaf bir süreçtir. İlgili taraflar bu süreç içerisinde ortaya koydukları teknik bilgi ve görüşlerle projenin, en optimal şekilde gelişimine katkı sağlarlar.
              Ancak hazırlanan ÇED, tek taraflı hazırlandığından, bölge halkı ve kamuoyu bilgi sahibi değildir. Kaygıların da en büyük nedeni budur. O nedenle de  madenler ve taş ocakları, ÇED raporları, kamuoyu, en azından, çevre halkı ile paylaşılmalıdır.
               Öte yanda, CED raporları gibi, çıkartılan maden yasaları da  kamuoyunda tasvip görmedi. Nitekim hükümeti tarafından, 5 Haziran 2004 tarihinde, TBMM’den geçirilen  5177 sayılı değişklik ve 5213 sayılı Maden Kanunu ile  yabancı sermaye maden işletme ruhsatı alma konusunda, büyük kolaylıklar sağlandığını ifade etmişlerdi.
              Tapu ve Kadastro Genel Müdür Yardımcılarından, Sayın ÖZKAYA, Türkiye’nin madenlerinin, yabancı şirketlerin eline geçtiğini belirttikten sonra: “Türkiye’nin, madenleri bizim elimizden çıkmaktadır. Son maden yasası ile Türkiye madenlerinin tamamı yabancı şirketlerin ve Angloamerikan şirketlerin, eline geçmiştir. Madenlerin durumu, Türkiye’ye, gelecekte, madenler konusunda, çok sıkıntı yaşatacak.” Sözleri ile uyarmıştı
            CED raprolarında olduğu gibi, Yasalar ile ilgili, kaygılarda gerçek oldu.
            Bugün de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Sayın Fatih Dönmez, CHP’li Sayın Fethi Gürer’in, soru önergesine verdiği yanıtta, Türkiye’de, 118 yabancı firmaya ait 593 maden ruhsatı bulunduğunu söyledi.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi