4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

DEPREM İHMALE GELMEZ

Kentsel dönüşümle ilgili bir okuyucumuz  “Gündoğdu mahalemiz kentsel dönüşüm yaplacağı söylendiği halde bugüne kadar bir glişme olmadı.” diyerek bazı açıklamlarda da bulundu..
             Eskişehir’de, Kentsel Dönüşüm bekleyen iki bölgelerden biri   Gündoğdu Mahallesi, İkinci alan ise şehrin merkezindeki Porsuk Çayı kenarındaki Mustafa Kemal Paşa, İhsaniye, Hacıalibey, Yeni, Işıklar, Mamure, Deliklitaş ve Kurtuluş’ dur.
            Büyükşehir Belediyesi bu isteğe uydu, mecliste bu yönde karar da çıktı. Ancak bakanlıktan kaynaklanan nedenlerde dolayı kentsel dönüşüm projeleri  hayata geçirilemedi.
             Yaşanan büyük Elazığ Depreminin ardından  gazetecilerle bir araya gelen Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı  Sayın Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, afetlerin affetmediğini, daha öncesinde önlem alınması gerektiğini belirterek, Eskişehir için alınan ancak daha sonra iptal edilen afet riskli alanlar meselesini hatırlattı.
              Sayın Prof. Dr. Büyükerşen, bakanlar kurulu tarafından alınan ve Eskişehir’in Porsuk’a yakın 8 mahallesini kapsayan afet riskli alan planlarının mahkemeye verilerek iptal ettirildiğini belirterek; “Allah korusun Eskişehir’de muhtemel bir deprem yaşanırsa, bunun sorumluluğunun kime ait olacağının takdirini halkıma bırakıyorum” demişti
           Ülkemiz ve Eskişehir, jeolojik yapısı nedeniyle, heı zaman yıkıcı depremlerle karşı karşıya bulunmakta, Bu depremler, önemli can ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır
             MTA Genel Müdürlüğü tarafindan yapılan çahşmalarla giirıcellenen, Türkiye Diri Fay Haritasına göre büyüklüğü 5.5 ve daha şiddetli deprem üretebilecek 486 diri fay veya fay segmenti olduğu ortaya konuldu.
              Ülkemizde, Eskişehir’ nde içinde olduğu, 18 ilimizin,  merkez yerleşim birimleri ile 80’ini aşkın ilçe merkezinin, 502 köyümüzün, deprem üretrne potansiyeli yüksek, aktif fayların geçtiği hatlar üzerine doğrudan oturduğu, tepit edilmiştir.
               Bu gerçeğe rağmen,,ülkemizde, binlerce binanın, fay hatlan veya zonlan izerinde,  yer aldığı ve yüzbinlerce vatandaşımızın, can ve mal güvenliğinin bulunmadığı yapılan araştırmalardan anlaşılmaktadır.
              Doğa kaynaklı, bir olayı afete dönüştüren, en önemli etmenlerden biri de yapının üzerine oturduğu zeminlerin, jeolojik ve jeoteknik, yani zemin birimlerinin, özelliklerinden kaynaklanmaktadır.
          Eskişehir’i,  etkileyen fay hattı ve olası depremle ilgili, çok şey söylendi ama Eskişehir’de yeraltı sularının deprem anında, konutlar açısından, ne kadar tehlikeli olduğu net bir şekilde halkımıza anlatılmadı.
          Hal böyle olunca da, geçmişte kentin gündeminde dolaşan,”yeraltı suları evlerin depremde yıkmasını önler” düşüncesi hala kentte hakim oldu.
            Oysa Eskişehir’deki yeraltı suları sayesinde, depremde konutlar yıkılmaz görüşü yanlıştır.  Çünkü tüm deprem uzmanlarının tamamı, sarsıntı kadar, yeraltı sularının, deprem anında meydana getirdiği zemin sıvılaşmasının da, hasara neden olduğu  görüşünde birleşiyorlar.
            Uzmanlar, yeraltı sularının yükselmesi sonucu, binlerce ton suyun, toprağa enjekte edilerek zeminin sıvı etkisi gösterdiğini vurguluyor.
              Maalesef Eskişehir’deki konutların büyük bir çoğunluğu da ıslak zemin üzerindedir.
              Eskişehir’de zemin sıvılaşma haritası yapıldı mı bilinmez ama bir an önce yapılmalı, yapılmış ise halkımız, en kısa zamanda bilgilendirilmeli, Belediyeler de bu yerlere, kesinlikle bina ruhsatı vermemelidir.
              Ayrıca Eskişehir’ de, yapı denetimi süreçlerinin, mimari, statik, elektrik, makine projelerinin denetiminde olduğu gibi jeolojik-jeoteknik (zemin ve temel) etüdünü de kapsayacak şekilde yapılmalıdır.
              Diğer taraftan,  Eskişehir’ de, yapı üretim süreçlerinde yapılan her türlü etüt ve projenin uluslararası norın ve standartlarda yapılmasının sağlanması ve denetiminin çok yönlü bir şekilde yapılması, depremlerde mal ve can kaybını önleyecektir
            Aslında 17 Ağustos 1999 tarihinde, Marmara Bölgesi’nde meydana gelen ve 17 bin de ölümüne neden olan 7.4 büyüklüğündeki depremden sonra da ülke genelinde olduğu gibi, Eskişehir’de de, depremle ilgili önlemler sürekli gündemde oldu. Ancak bir müddet sonra unutuldu.                       
                  17 Ağustos Depreminde, üç gün, enkaz kaldırma çalışmalarına katılmış, görülen eksiklileri de o günlerde, Eskişehir Valisi olan, Sayın Ali Fuat GÜVEN’ e aktarmış, en çok sorunun da çadır kentlerde yaşadığını belirterek, Eskişehir’ de, çadır kentlerin kurulmasını önermiştik.
                Sayın GÜVEN, önerimizi olumlu buldu. Zincirlikuyu Mahallesinde 62500 m2,  Mamuca da, 55500 m2 ve şahin tepesinde olmak üzere üç çadırken kurulmuştu.  Şahin Tepesindeki çadır kent, yeri bir kooperatife tahsis edilerek, Mamuca yolundaki çadır kentte, TOKİ tarafından, ev yapılarak, ortadan kaldırıldı. Zincirlikuyu Mahallesinde 62500 m2 çadır kentinde akıbetini bilmiyoruz.
         Oysa bu çadır kent sahalarının, ve deprem için gerekli malzemenin, her an hazır olması gerekir.  
              Deprem, ihmale gelmez. Çünkü Eskişehir’ de, mal ve can kaybına neden olan, Gölcük-Adapazarı merkezli 7. 4 şiddetli depremde, Eskişehir’ de,  490 bina ve 49 işyeri hasar gördü. İki bina biri depremde, diğeri ise kendiliğinden çöktü. 4 adet ağır hasarlı bina da sonradan yıkıldı.  32 vatandaşımızda, hayatını kaybetti.
               Eskişehir merkezde, tespit edilmeyen, onlarca hasarlı bina var. Bu binalarda gereken tedbirler alınmaz ise,  olası bir depremde, büyük mal ve can kaybına neden olabilir. Bu nedenle de depremle ilgili önlemler, bir an önce alınmalı, kentsel dönüşümler de gerçekleştirilmelidir.
          

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi