4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

DİNLER ARASI DİYALOĞ

                               


             Papa Franciscus, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle, 2020’deki dış gezilerini iptal etmişti. Yaklaşık 16 ay sonra, ilk dış gezisini gerçekleştiren, Papa Franciscus,   Irak’ı ziyaret eden, ilk Papa oldu.


             Papa Franciscus un, Irak temaslarında, önce Necef’te, Şiilerin en büyük dini merci,  Ayetullah Ali el-Hüseyni es-Sistani ile bir araya gelmesi, Papa, Necef’ten sonra, Nasiriye’de Hazreti İbrahim’in, doğduğu yer olduğuna inanılan, antik Ur kentini ziyaret etmesi, inançlar arasında diyaloğa katkıda bulunacaktır. 


             Ancsk Sayın Prof. Dr. Hıdır, “imzalanan belgenin, yeni bir Vatikan projesi olmaktan ziyade, yeni bir küresel proje olduğunu belirterek, Papa ve Vatikan’ın, İslam ve Müslümanlarla ilgili, bu tür önemli rollerde, küresel oyun kuruculardan, bağımsız hareket etmesinin, zor olduğunu”söyledi.


              Yine bazı kesimler de  Papa ile Ezher Şeyhi arasında imzalanan, "İnsan Kardeşliği"  başlıklı belgenin, hem Katolik dünya, hem de İslam dünyası tarafından, kabul görmediğini belirterek, bu girişimin, Vatikan’ın, kendini yeniden pazarlama stratejisi olabileceği gibi, FETÖ ile akamete uğrayan "dinler arası diyalog" projesinin, yeni sürümü de olabileceği söylüyor.


            Aslında Vatikan, gerçek bir diyalog kurmak istiyorsa, önce dünyanın çeşitli yerlerinde, zulüm, baskı ve şiddete, maruz kalan Müslümanların ve diğer inanç mensuplarının problemleri ile ilgilenmelidir, görüşünde olanlarda var.


               Diğer yandan geçmiş yıllarda, Kominizim tek başına, değişik ideoloji, değişik din ve renkteki insanı, kolayca birleştiriyordu. Kominizim, korkusu karşısında, herkes, anlaşmazlıkları içine atar ve ortak hedeflere doğru birleşirlerdi. Kominizim, tehlikesi bitince, batı düşmansız kadı. Yeni bir düşman ve cepheleşme arayışı içine girdi.


                 New York’un, ünlü Ticaret merkezi’ ni, sarsan bomba olayının sonrası batı da İslam düşmanlığını, su yüzüne çıkardı. ABD, kamuoyunun bakışları, ağır ağır, Müslümanlara yöneldiğini, bütün suçlayıcı bakışlar ve parmakların da İslam’ı, gösterdiğini görüldü.


          Aslında işin başında, sorumlu sandalyesine oturtulmak istenen, tek başına İslam değildi. Daha çok radikal grup ve kişiler hedefleniyordu.


         11 Eylül olaylarından sonra, batıda Müslümanlara karşı, önyargı arttı. Hemen her Müslüman, Potansiyel suçlu olarak görüldü.  


         Özellikle de ABD’yi, kana bulayan, El Kaide lideri Usame bin Ladin’in, ektiği nefret tohumları, ilk meyvelerini vermeye başlamış, 11 Eylül saldırısından sonra, Batılıların, Müslümanlara karşı duyduğu şüphe giderek yerini "korkuya" bıraktı.


              O yıllarda, uluslararası araştırma şirketi Gallup ’un, ABD’de yaptığı anket, Amerikalıların, sıradan Müslümanları "potansiyel terörist" olarak gördüğünü gösterdi. Ankete göre, ABD’de, güçlü bir azınlık Müslümanlara karşı önyargıyla yaklaşıyordu


                ABD’lilerin, yüzde 31’i uçak yolculuklarında yanlarında bir Müslüman olması durumunda korktuklarını ifade ediyor. Amerikalıların, yüzde 34’ü tüm Müslümanların El Kaide’ye sempati duyduğunu düşünüyordu.


             ABD’de, yaşayanların yüzde 22’si de ,"Bir Müslüman’ın komşum olmasını istemem" diyor. Müslümanlarla, sosyal ilişkiye girmememiş olan Amerikalılarda, bu oran yüzde 50’ye kadar çıkıyor. Yüzde 44’ü Müslümanların, dini inançları konusunda radikal olduğunu savunuyor. Amerikalıların yüzde 39’u ise "Müslümanlara karşı önyargılıydı..


                Elbette anket sonuçları, dünya barışı ve medeniyetler uzlaşması açısından hiçte hayra alamet değildi.


              AncakKatoliklerin ruhani lideri Papa Françesko, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bir araya gelmişler Sayın Erdoğan ve Papa, ortak bir basın açıklaması yapmıştı.


        Açıklamada, görüşmede farklı düşündükleri bir konunun, hemen hemen hiç olmadığını belirten,  Sayın Erdoğan, “Dünyadaki bu olaylara bakışta, aynı şeyleri paylaşıyoruz. Terörle mücadeledeki bakışımız aynı, dünyada özellikle şiddete yönelik bakışımız aynı " demişti.


               Ayrıca Sayın Erdoğan, bu ziyaretin, İslam dünyası üzerinde, son derece olumlu bir iz bırakacağını kaydetti ve Papa’ya hitaben, “Bu ziyaretiniz, aynı zamanda Hrıstiyan dünyası üzerinde de nice ön yargıyı kıracaktır diye düşünüyorum” ifadelerini kullanmıştı.


             Ayrıca Türkiye’nin, Ortadoğu’daki konumu, dinler arası diyalogdaki rolü, küçük de olsa bir Katolik cemaate ve ekümenik patrikhaneye, ev sahipliği yapmasıyla, dinler arası diyaloğ açısından, önemli bir yere sahiptir.


            Dinler arası diyalog, kişilerin, din tercihi konusunda, tam bir hürriyete sahip olması ilkesine dayanmaktadır. İslâm dini de, din tercihi konusunda, kişilere tam bir hürriyet tanımıştır. Bu esas; “Dinde zorlama yoktur.” (Bakara, 2/256) ayetine dayanmaktadır.


              Farklı dinlere ve kültürlere mensup toplumlar arasında arzulanan diyalogu sağlamak için, dinin birleştirici gücünden yararlanmak kadar doğal  bir şey yoktur. O nedenle de inanç ve kültür farklılıklarından kaynaklanan gerilim ve düşmanlıkları en aza indirmek veya mümkünse ortadan kaldırmak için çaba gösterilmelidir


            Çağımızda, dinlerarası, diyalog gereklidir. Çünkü farklı dinlere mensup insanların, inanç ve düşüncelerini birbirlerine zorla ve etik olmayan yollarla, kabul ettirme girişiminde bulunmaksızın, ortak meseleler etrafında hoşgörü ortamı içinde, konuşabilmesi, tartışabilmesi ve işbirliği yapabilmesi, dünya barışına da ciddi kakıda bulunnacaktır.


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi