4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

EÇG VE DEPREM

 Eylül 2019’dan, bu yana düzenli çalışan, Sivil sorumluluk ve sorumlu yurttaşlık anlayışıyla da  bir araya gelen, gönüllülerden oluşan, sivil toplum platformu olan, Eskişehir Çalışma Grubu (EÇG) tarafından, bir deprem raporu hazırlanmıştır.
            EÇG, bu çalışmaları ile de Eskişehir’de, öncelikle deprem, bir bütün olarak afet farkındalığı ve bilinci oluşturmayı hedeflemektedir.
           EÇG göre, acil durum, afet ve özelde deprem gibi durumlarda yurttaşların söz konusu duruma hazırlık, eğitim, bilinçlenme, zararın en aza indirilmesi için önlem alma ve oluşabilecek zararın giderilmesi konularında. pasif rolde kaldıkları gözlenmektedir
          Yine EÇG’ ye göre, Eskişehir’de yapılan deprem bu konularda yapılan (kongre, konferans, seminer, eğitim vb. gibi) bilimsel veya eğitsel çalışmalar, ya sınırlı bir kesime hitap etmekte ya da yurttaşların pasif izleyici veya dinleyici olarak kaldıkları ortam ve şekillerde yapılmaktadır
           EÇG’ nin, depremle ilgili tespit ve önerileri dikkate alınmalıdır. Çünkü. 17 Ağustos 1999 tarihinde, Marmara Bölgesi’nde meydana gelen ve 17 bin kişinin ölümüne neden olan, 7.4 büyüklüğündeki depremden sonra da ülke genelinde olduğu gibi, Eskişehir’de de depremle ilgili önlemler, sürekli gündemde oldu. Ancak bir müddet sonra unutuldu.
          Oysa depreme, hazırlıklı olma kavramı, sürekli, kalıcı ve çok geniş kapsamlıdır; bireyden, devlete kadar çeşitli kurum ve kuruluşların, görev ve sorumluluklarını içerir; geniş bir alanda, uzman katkısı gerektirir.
          Depreme, hazırlıklı olmanın reçete niteliğinde, basit bir çözümü de yoktur. Ancak deprem öncesi çalışmalar zamanında, yerinde, yeterli, sürekli ve bilimsel temele dayalı olarak doğru ve iyi yapılırsa, deprem sonrası çalışmalar da, o denli az olur ve depremin, yıkıcı etkisi en aza indirgenir.
           Eskişehir’de,  17 Ağustos Depremi’nden sonra gündeme gelen, yeni yerleşme alanlarının belirlenmesi, yeni yatırımların yapılacağı alanlar ve altyapı tesislerinin güzergâhları gibi konularda, görüş ve öneriler, bugüne kadar hayata geçirilmedi. 
           Eskişehir’de,   Sivil Savunma ve İl Acil Yardım Ekipleri ve Sivil Savunma yükümlülerinin eğitimleri sürekli olarak yapılmaması planlanmasına rağmen, bir müddet sonra unutuldu. Oysa Eğitimlerin, tatbikatlarla pekiştirilmesi gerekirdi.
           17 Ağustos depreminden sonra, Sivil Savunma depoları kurularak, gerekli araç-gereç ve malzeme stokları yapılacaktı. Ayrıca kent düzeyinde etkin, bir “Haber Alma ve İkaz Sistemleri”, ilgili sivil ve resmi kuruluşlar ile koordine edilerek kurulacaktı..
           Belediyelerdeki itfaiye teşkilâtları, bir afet anında kurtarma ve ilk yardım yapacak şekilde yeniden örgütlenecek donatılacakı ve eğitilecekti. Bu öneri ve vaatlerde,  arzu edilen boyutta, hayata geçirilmedi. 
           7 Ağustos Marmara Depremi’nde, sabahın erken saatlerinde Gölcük’ te idik. Üç gün, enkaz kaldırma çalışmalarına, yardımcı olduk. Orada gördüğümüz eksiklileri ve yapılması gerekenleri, o günlerde, Eskişehir Valisi olan, Sayın Ali Fuat Güven’e aktardık. Eskişehir’de,  birkaç adet çadır kent kurulmasını da istemiştik. Önerilerimizi, dikkate alan Sayın Güven, üç yerde, çadır kent gerçekleştirilmişti.
           Eskişehir’de, 17 Ağustos sonrası gerçekleştirilen Zincirlikuyu Mahallesindeki 62500 m2, çadır kentin, akıbeti nedir bilmiyoruz, Mamuca da gerçekleştirilen 55500 m2 çadır kent, TOKİ’ ye tahsis edilerek konut yapıldı..  Şahin tepesindeki çadır kent sahası ise Alp Yapı Kooperatifine tahsis edilerek ortadan kaldırılmıştır.
           Oysa bu çadır kent sahalarının, her an hazır olacak şekilde muhafaza edilmesi ve depremde gerekli malzemenin de her an hazır olması gerekir.
           Hülasa 17 ağustos depreminden sonra. alınan depremle ilgili önlemler de  çadır kent sahaları gibi büyük bir bölümü  gündemden kaldırıldı. Ortama da “ Eski tas eski hamam “ felsefesi hâkim oldu.
           Eskişehir’ de, deprem gerçeği, yıllardır, masaya yatırıldı ve deprem konusunda çalışan uzmanlar, sürekli bir araya geldi ve Eskişehir’de, 1998 yılından önce yapılan binaların güçlendirilmesi gerektiği de hep söylendi. Ancak Eskişehir’ de, depremle ilgili sürekli kalıcı ve sonuç alıcı tedbirler alınmadı.
           Eskişehir’deki tüm kesimler, vaat ve söylemi, bir tarafa bırakıp, Eskişehir Çalışma Grubu (EÇG), gibi, depremle ilgili önlemleri dikakte olarak, bir an önce üzerine düşeni yapmalı, somut, sürekli ve kalıcı tedbirler almalıdır.
            Çünkü Erzincan, Dinar, Ceyhan ve Marmara depremlerinden, ders almadığımız gibi, bu depremlerde yaşananları ve sonrası alınan önlemleri de bir müddet sonra unuttuk.     
           Ayrıca Eskişehir Çalışma Grubu (EÇG)’ ye göre, deprem gibi doğal afet ve acil durumlarda hem önceden önlem alma hem de afet sonrası faaliyetlerde katkıda bulunmada halkın katılımı vazgeçilmez önemdedir.  
              Bu nedenle konuyla ilgili tarafların katılımıyla – dünya örnekleri de incelenerek– kamu ile dayanışmalı, sivil odaklı bir Mahalle Afet ve Acil Durum Yönetimi yaklaşımının geliştirilmesi gerekir.
             Eskişehir Çalışma Grubu (EÇG) "Eskişehir’de Vatandaşların Deprem Algısı ve Yöneticilerden Beklentileri" sonuç belgeleri, Eskişehir halkı ve ilgililer tarafından, mutlaka dikkate alınarak, sürekli gündemde tutulmalıdır.
           Çünkü İnsanları,  deprem değil "İHMAL" öldürüyor. Ünlü Japon Fizikçi Torahiko TERAD’in söylediği gibi DOĞAL AFET. UNUTULDUĞU ZAMANA GELİR. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi