4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

EkMM VE EĞİTİM

Eskişehir küçük Millet Meclisi (EkMM), Ekim ayı toplantısı gerçekleştirildi.  Eğitim ve ekonomideki sorunların, konuşulduğu toplantıda, Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Sayın Faik Alkan, eğitimin bilimselleşmesi ve sorunları konusunda bilgilendirme ve çözümleri üzerinde açıklamalarda bulundu.
Toplantıda, konu olan eğitim, bireyin gelişmesinin ve toplum kalkınmasında, olmazsa olmaz önemden olup,  temelini de oluşturmaktadır. Yaşadığımız dünya, ülkelerin ve  toplumların varlıklarını sürdürebilmeleri ve  kalkınmaları, ancak eğitimli insanlarla gerçekleşebilir.
Toplantıda, siyasi iktidarın, eğitim politikaları da eleştirildi. özellikle de Eğitimde yer alan sığınmacı çocuklarının, sınıflarda, ciddi sorunlar yarattığı, hatta bu nedenle de velilerin, çocuklarının okullarda aldığı da söylendi.
Yıllardır, bölgesel çatışma ve krizlere bağlı olarak Türkiye’ye, doğru bir göç ve nüfus hareketliliği, yanında, Türkiye, Asya ve Afrika ülkelerinden, Avrupa’ya geçmek isteyen göçmenler için, Türkiye, transit ülke olarak da bir yoğunluk yaşamaktadır.
 İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, Türkiye'de, bugün göçmen, mülteci olarak bulunan insan sayısının 3 milyon 551 bin 78 kişi olduğunun belirtti. BM Mülteciler Yüksek Komiserliğine göre de dünyada,  en çok mülteci barındıran ülke de Türkiye.
Eskişehir’de de mülteci sayısı küçümsenmeyecek boyuttadır. Nitekim Sütlüce Mahallesinde, 1066 Irak, 8 Yemen, 1 Azerbaycan, 1 Nijerya, 19 Türkmenistan, 3 İran, 4 Suriye, 2 Filistin, 6 Afganistan, 4 Ukrayna,  2Gana,  2 Tanzanya,1 Yunanistan, 53 diğer uyruklu  olmak üzere  207  hanede,, 1129 mülteci bulunmaktadır.
çeşitli toplumlardan, meydan gelen bu kadar mültecinin yaşadığı, bir mahalle okulunda, mahalle sakinlerinin çocukları ile mülteci çocuklarının, birlikte eğitim-öğretim çalışması yapması çok zordur. Bu duruma, mutlaka çözüm bulunmalıdır.
Mültecilerin eğitimiyle ilgili, en önemli sorunun, dil meselesi olduğu sıklıkla dile getiriliyor. Bunu takip eden sorunlar ise; ekonomik sorunlar, okulların fiziksel yetersizliği, resmi kayıt sorunu, öğretmen eksikliği, müfredat ve teknik altyapı gibi pek çok sorun var.
Toplantıda, MEB’in öğrencileri imam hatibe yönlendirmesi, Yine 4+4+4 sistemiyle birlikte MEB’e vakıflarla protokol yapma hakkı tanınması,. Bu protokollerle TüRGEV, TüGVA, İlim Yayma Cemiyeti ve Ensar Vakfı gibi, birçok iktidara yakın veya İslamcı vakıfların okullara girmesi de eleştiri konusu oldu.
Toplantıda, öğretmenlerle ilgili, sorunlarda olduğu da konuşuldu. ülkemizde, MEB öğretmen atamalarıyla, sık sık övünse de hâlâ öğretmen sayısı yetersiz. olduğu, birçok okulda sınıf veya branş öğretmenleri yerine, ücretli öğretmenler girdiği, bazılarında ise öğretmen bulunmadığında, boş geçen dersler bulunduğu iddialar arasındadır.
ülkemizde, 4+4+4 sistemine geçilmesinin ardından,  kurumlara ait, pek çok meslek lisesi kapatılırken, iktidar tarafından, başlatılan imam hatip Liseleri, eğitimde sorunlar yaşanmasına neden oluyor.. İmam hatip ortaokullarında ve imam hatip lisesinde okuyan öğrenciler, diğer liselere oranla başarısızdır. İktidar tarafından da imam hatipler özendirilmesine rağmen, yine de yeteri kadar öğrenci çekilemiyor..
ülkemizde, üniversite sınavları da ciddi sorundur. çünkü Türkiye’ de, çözüm YSK’ değildir. ülkemiz de gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, yükseköğretime girişi, eğitim sistemi içinde çözmek zorundadır. çünkü üniversiteye hazırlık da, sınav anında ve sınav sonrası yaşanan stres ve adaletsizlikler, ailelerin ve gençlerimizi, ruh sağlığını bozuyor. Pek çok insanımızı da hayatın başında, yaşamdan uzaklaştırıyor.
Oysa gelişmiş ülkelerde,  çocukların, eğilim ve ilgi alanlarını belirleyip onları yönlendirme işine, devlette, pedagog ve uzmanları ile bilfiil eşlik etmektedir. ülkemizde de iş gücü planlaması yapılmalı, üniversiteye giriş de  gelişmiş ülkelerde olduğu gibi eğitim sistem içinde gerçekleştirilmelidir. ülkemizin de yıllara göre işgücü planlaması, en kısa süre hayata geçirilmelidir. Nitelikli ara eleman, yetiştirilmesi içinde vakit kaybedilmemelidir.
ülkemizde,  özel okul sayısı her yıl artıyor. Oysa Dünyanın en iyi eğitim sistemlerinden birine sahip Finlandiya’da, özel okul yok. öğrenciler günde 4 saat ders yapıyor, küçük çocuklar oynayarak öğreniyor, sınav yapılmıyor, ileri sınıflarda yapılırsa da sonuçları öğrenciye söylenmiyor. öğretmenlerin, hepsi master diplomalı, en dezavantajlı kesimdir. Eğiti, fırsat eşitliği ise  temel prensipleridir.
Türkiye’ de, Finlandiya gibi eğitimde, başarılı olmak zorundadır.  çünkü Osmanlı'da sanayi devrimini, buğun de, bilgi çağını kaçırdık, eğitimde başarılı olamazsak,  kalkınma fırsatını da kaçıracağız. O nedenle de her alanda, üretmek ve insanımızı da eğitmek zorundayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi