4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ERMENİ TEHCİRİ

                                 


               Türkler ve Ermeniler, asırlar boyu dünyaya örnek olacak bir, birlikte yaşama kültürü geliştirilebilmişler. Dil, kıyafet, yemek, musiki, siyaset dâhil hayatın bütün alanlarında öylesine bir etkileşim, uyum sağlanmıştır ki,   ABD ve Batı ülkelerinin, bunu anlaması zor gözükmektedir.


           Nitekim ABD Başkanı, Joe Biden, 1915 olaylarının yıldönümüyle ilgili açıklamasında, ’soykırım’ sözcüğünü kullandı. Biden aynı zamanda, Delaware Senatörü olduğu dönemden, bu yana sözde soykırımın, resmen tanınması yönünde, çağrı yapmış bir isimdir.


             Oysa 1878’e kadar Türkler ile Ermenilerin arasında dostluk hüküm sürmüştür. Osmanlıların sınırları içerisindeki Ermenilere, adil bir yönetim sunması, sınırları dışındaki Ermenilerinde, Osmanlı devletine sığınmalarına  da neden olmuştu..


            Ayrıca XV. Yüzyılda, Doğu Anadolu’da siyasi egemenlik çekişmelerinden bunalan Ermeniler, Osmanlı Devletine kabul edilerek, İç Anadolu’ya yerleştirilmiştir. Ermeniler, mensubu oldukları Osmanlı Devleti’nin, her alanda ilerlemesi için çalışmışlardır.


           Ermenilerin bu özverili çalışmaları “millet-i sadıka” ismini, hak etmelerine sebep olmuştur.    


             Nitekim Alman Moltke “Türkiye Mektupları” eserinde, Osmanlı Ermenilerinin Türklerden, hiçbir farkı olmadığını, onların “Hıristiyan Türkler” olarak ifade edilmesi, Türkler ile ilişkilerinin, her alanda iyi olduğunu göstermiştir. Tarihi belgelerde, Türkler ile Ermenilerin değerli varlıklarını, gündelik hayatta birbirilerine emanet etme, kefil olma, şahitlik yapma gibi güven gerektiren değerleri yerine getirdiğini göstermiştir”demiştir


           Osmanlı Devleti tarafından asırlarca,” millet-i sadıka” olarak kabul edilen Ermeniler, Avrupa devletlerinin, “Şark Meselesi” olarak şöhret bulan politikaları neticesinde, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, zayıflayan Osmanlı idaresine karşı, ciddi sorun teşkil etmeye başlamıştır


              Osmanlı Devleti’nin, topraklarına göz koyan, Avrupalı güçlerin, Hıristiyan azınlıklardan, kendi emellerini gerçekleştirebilmek için, yararlanma arzuları, Ermeni Kilisesi tarafından desteklenen, Ermeni milliyetçiliğini teşvik etmiştir


              Ancak bugün, akselim Ermeniler, bunun farkındadır NitekimTürkiye Ermenileri 85. Patriği Sahak Maşalyan, "Halkımızın acısının ve ecdadımızın kutsal anısının, bazı ülkelerce gündelik politik amaçlara alet edildiğini görmek bizi üzmektedir.”dedi


              93 Harbi olarak bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı ve müteakiben imzalanan Ayastefanos  ve Berlin andlaşmaları sorası,“Ermeni Sorunu” artık siyasallaşmıştır. Osmanlı siyasi ve askeri gündemini meşgul eden Ermeni sorunu,  1’nci Dünya Savaşı yıllarında, artık tamamen uluslararası bir özellik kazanmıştır.


               Ermeni milliyetçiliğinin, Ermeni toplumunun tüm katmanlarına yayılarak hızlandırmıştır. Türkler ile Ermeniler arasındaki ilişkilerde dönüm noktası,  İngiltere, Fransa ve Rusya gibi, emperyalist ülkeler arasındaki çekişme neticesinde, Osmanlı Devleti’nin önüne getirilmiştir.


                Ermeniler; Yunan, Sırp, Karadağ ve Romen gibi, milletlerin emperyalist desteğiyle bağımsız olmalarından cesaret almışlardır. Ermeniler, bağımsızlık sırasının kendilerine geldiğini düşünerek harekete geçmişlerdir.


              1877-78 Rus-Osmanlı Savaşı’ndan sonra, Ermeni komitelerinin ayaklanmaları başlatılıp, ülke içerisinde her türlü terör eylemlerine girişmişler ve 1’nci Dünya Savaşı’na kadar olan dönemde, çıkardığı isyan sayısı 40’a yakın olmuştur.  


             1890 yıllarından itibaren tamamen ayrılıkçı hareketler, 1915’ten itibaren farklı bir boyut kazanmıştır. 1’inci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte, toplu bir ayaklanma haline dönüşen Ermeni olaylarına, Osmanlı Devleti zamanın olanakları doğrultusunda bir çözüm arama yoluna gitmiştir. Tarihe,“Tehcir” olarak geçen Sevk ve İskan Kanunu’nu uygulamaya koymuştur. 


               30 Ağustos 1914 te çıkan ayaklanmayı, Kayseri, Bitlis, Erzurum, Diyarbakır, Sivas, Trabzon, Ankara, Van, İzmit, Adapazarı, Bursa, Adana, Halep, İzmir ve Samsun ayaklanmaları takip etmiştir.  9 Şubat 1915’te ise Van isyanı başlamıştır. Osmanlı Hükümeti, 24 Nisan 1915 tarihinde, kadar, isyanlara karşı yalnız mahalli ve özel tedbirler almakla yetinmişti.


            27 Mayıs 1915’te, Osmanlı hükûmeti tarafından, I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusu ile karşı karşıya gelebilecek, iç unsurların savaş bölgelerinden, uzak yerlere, devlet eliyle gönderilmesi için çıkarılan, “Tehcir Kanunu” veya resmî adıyla “Sevk ve İskân Kanunu göç kanunu”, hayata geçirilmiştir.


             Osmanlı Devletinin, bu haklı ve yerinde bu uygulaması, yıllardır çarpıtılarak “soykırım” olarak adlansırılmaktadır.  Yıllardır da Avrupanın, ” ŞARK MESELESİ” stratejisi, örtülü olarak gündemde tutulmaktadır.


              Geçmişte Ermeni mezalimini destekleyen ve haklı olarak yapılan !-“TEHCİRİ” soykırım olarak nitelendiren, ABD ve Batı ülkeleri, bugün de PKK ve PYD^yi destekliyor.


               HDP,  1915 olaylarına ilişkin, ABD’ den önce  ’Ermeni soykırımı utancıyla yüzleşin’ başlıklı açıklaması ile ABD ve Batı ülkleri gibi, düşündüğünü gösterdi. Bu bildiriye bazı partilerin tepki gösyermemesi ise dikkat çekti..


             Türklere yönelik, başta ASALA olmak üzere, Ermeni terör örgütlerinin, saldırıları sonucu, aralarında diplomatlar, güvenlik görevlileri ve işadamlarının da bulunduğu 41 Türk vatandaşımız katledildi.


              Ermeni sorununu ile gerçekler orta iken, ABD ve Batı Ülkeleri,  yıllardır Ermeni sorununu Temcit pilavı gibi, ısıtıp ısıtıp gündeme getiriyorlar.  İyi ki Ermenilerle ilgili gerçekleri, ulusal ve uluslararası kamuoyu ile paylaşan, Hikmet, ÖZDEMİR, Yusuf HALAÇOĞLU, Ömer TURAN, Kemal, ÇİÇEK, Esat URAS, , Bila ŞİMŞİR gibi yazarlarımız var.


             

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi