4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ESKİŞEHİR VE ORGANİK TARIM

    Çağımızda, sağlıklı yaşam için, havayı, suyu ve toprağı kirletmeksizin, erozyonu, toprağın tonlulaşmasını, diğer hastalık ve zararlıların etkisini,  en aza indirecek, tarımsal tekniklerin geliştirilmesine, özellikle de organik tarıma, duyulan ihtiyaç  her geçen gün artmaktadır.
              Organik tarım, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen ve üretimde kimyasal girdi kullanılmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. doğal dengeyi koruyarak hava ve su gibi yaşamsal kaynakların ve doğal hayatın korunmasını amaçlayan bir üretim yöntemidir.
                 Geçmiş yıllarda, Eskişehir’ de doğal kaynakların korunması ve bozulan ekolojik dengenin yeniden tesisi, sürdürülebilir tarım, toprağın yaşatılması, biyolojik çeşitliliğin devamı, özellikle de Sivrihisar çevresine has,  tohumların korunması ve geliştirilmesi ve organik tarım yapılması, hususları yanında, gıda kontrolü üzerinde, Tarım İl Müdürlerimizden Sayın Gümüş’le, görüşme fırsatı bulduk. 
                Sayın Gümüş, organik tarım için, çiftçilere her türlü maddi ve manevi desteği vereceklerini, tarladan, sofraya kadar, gıda maddelerini, denetlemede yetkileri olduklarını,   bu alanda ciddi çalışma yaptıklarını, hatta Eskişehir, Bilecik ve Kütahya illerini kapsayan, bir  Bölge Gıda Kontrol Laboratuvarı için, yeni bir bina yaptıracaklarını söylemişti.
                 Elbette tarım il Müdürlüğü’ nün, bu çalışmaları ve hedefleri umut vericiydi..  Ancak. Eskişehir’ de, tarımla uğraşan kişi/kişiler, kurum/kuruluşlar da,  İl Tarım Müdürlüğü’nün çalışmalarına katkıda bulunmadılar.
          .      Oysa tarım, ülke ve Eskişehir ekonomisin için çok önemlidir. Ancak bugün, tarım ürünlerinin,  kente ekonomisine katkısı, tarım alanları ile orantılı değildir. Oysa Eskişehir, 1.365.248 ha. Yüzölçümüne sahip.  Kentte, 582.500 ha alan, yani ili yüzölçümünün %42.7’si, tarım arazisidir.   Eskişehir’de sulanabilir tarım arazisi,  350 133 ha.(%59.64), sulanan arazi  83 135 ha (%14.2) sulanamayan arazi ise, 226 102  ha (40.46) dır.
               Hülasa Eskişehir, küçümsenmeyecek miktarda tarım arazisine sahip bir ildir.
               Ne var ki, mevcut tarım alanları, gerektiği şekilde kullanılmamaktadır. Çiftçiler hala babadan kalma tarım yöntemleri ile ürün elde etme gayret ve çabası içindedir. Dünyadaki tarımla ilgili gelişmeleri takip etmedikleri gibi,  Kendisine önerilen ve tanına imkânları da kabul etmemektedir. .
               Nitekim Sivrihisar’da uygulamak istediğimiz,  “Kültür”, “Ürün” ve “Ağaçlandırma” Projeleri içinde, “Organik tarım” da vardı. Bölge çiftçisine toplulaştırma,  finans, teknik ve pazarlama gibi, her türlü imkân sağlandığı halde, bölge çiftçisinin, kabul etmemesi sonucu, düşünülen projeler hayata geçirilemedi.
                Yine Tarım İl Müdürlüğü’nün, “Organik Tarım “ ilgili önerileri, Sivrihisar’ da,  muhtarlarla yapılan toplantıda, kabul görmedi. Bu tablo gösteriyor ki, Türk çiftçisi, her şeyi devletten bekliyor. Elini de, taşın altına koymak istemiyor. Hal böyle olunca da, Türk tarımı her geçen gün kan kaybediyor.
             Oysa Sivrihisar, yerli tohum açısından, ülkemizin önde gelen, ilçelerinde biridir. Bölgeye has damak zevki olan Kepen’ in, lahana ve pırasası, Koçaş’ ın patlıcanı, Geçek’ in üzümü, Dümrek’ in, nohudu, Okçu fasulyesi, Günyüzü’nün kavunu, İstiklâlbağı mercimeği ve mülk’ ün soğanı ve diğer ürünlerin, tohumları, yok olma ile karşı karşıyadır.
            Eskişehir’ de, özellikle de Sivrihisar’ da yapılacak, "Organik tarım" çalışmaları, yerli tohumlarımız açısından, önemli bir ortam yaratacaktır. Bölgedeki ürünleri damak zevki ise pazarlama alanında kolaylık sağlayacaktır.
           Eskişehir bölgesinde, yetişen yerli ürünlerin tohumlarına, sahip çıkmak ve üretmek zorundadır. Bu hem bölge insanı, hem de gelecek nesiller açısından, bir hak olduğu kadar bir görevdir de. Ayrıca ekonomimiz ve insan sağlığı açısından da da bir zorunluluktur.
                Eskişehir çiftçisi, tarım alanında söz sahibi olmak, mahsulünü değerinde satmak en önemlisi de refah seviyesini yükseltmek istiyorsa, mutlaka dünyadaki tarımla ilgili gelişmeleri yakından izlemek ve uygulamaya da almak zorundadır.
               Çünkü Dünya’ da ve ülkemizde,          organik ürünlere karşı olan ilgi az da değil. Tarımın geleceği de organik tarımla orantılıdır.  Bugün, 130 ülkede 24.1 milyon hektarlık alanda sertifikalı olarak organik üretim yapılıyor
             . En geniş üretim alanı, 10 milyon hektarla Avustralya’da. AB ülkelerinin toplam üretim alanı ise 5.6 milyon hektar. Ayrıca Avrupa, tarım alanlarının yüzde 3.5’i organik tarıma ayrılmış durumda.
              AB’nin hedefi ise bu oranı yüzde 10’a çıkarmak. Birlik ülkelerindeki işletme sayısı, bugün 175.000’e ulaşmıştır. Organik tarım denildiğinde, artık karşımızda 25 milyar dolarlık bir pazar var. Ve her yıl yüzde 10 ile yüzde 40 arasında büyüyor.
               Organik gıda, tüm üretim sürecinde kimyasal ilaç, hormon, sentetik gübre, katkı maddeleri kullanılmaksızın üretilmiş ve de genleriyle oynanmamış olan ürünlerdir. Sağlık açısından da son derece önemli ürünlerdir.
                  Dünyada, artan destekleyici hükümet politikaları, sağlık ve çevresel konularda, bilinçli tüketiciler ile organik gıdalara olan talebin, büyüyerek devam edeceği de bir gerçektir.
                Türkiye, dünyadaki bu gelişmelerden, payını almalıdır. Gerçi Türkiye’de, organik tarım yapılan alanlar 103.000 hektara ulaştı. 13.000 üretici organik tarımla ilgileniyor. Üretilen ürünün büyük bölümü ihraç ediliyor. İhracattan sağlanan gelir ise yılda 50 milyon dolara ulaşmıştır.
                Yeterli midir? Elbette değildir. Türkiye ve Eskişehir, daha fazla organik ürün üretmek,  yerli tohumu ve insanın sağlığını korumak ve ihracat gelirlerini daha da artırmak zorundadır. Çünkü söz konusu olan insan sağlığı ve doğadır. 
             

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi