Dünyada, olduğu gibi, ülkemizde de  kaplıca ve şifalı sulara olan ilgi hızla artıyor. Tatillerinin, belirli bir bölümünü kaplıcalarda geçirmek, hem dinlenip, hem de sağlık sorunlarına çare bulmak isteyen, her geçen günde syıları artan önemli bir kitle, var. Ayrıca ülkemizde,  kaplıcalara, ilgi gösteren yabancıların, sayısı da artıyor..

            Ancak yeterli değildir.  çünkü dünyada, termal turizmine değer veren ülkeler ve kentler, ciddi paralar kazanmaktadır. Nitekim Almanya’da bulunan 200’den fazla kaplıca tesisi, yani termal turizm tesislerinde, direkt ve indirekt yaratılan ekonomik faaliyet yılda, 30 Milyar $ civarında olduğu söyleniyor 

           ülkemizde, termal sularını turizme kazandıran, pek çok ilimiz vardır. Afyon, Kütahya ve Denizli bu illerimiz arasındadır.

          Nitekim Afyon Kütahya ve Denizli ilindeki termal tesislerine gittiğimizde,  Yer bulmakta güçlük çekiyoruz. İllerdeki otel ve pansiyonlar özellikle de yaz aylarında, ful dolu oluyor. Her yıl önemli sayıda pansiyon ve otel yapılmasına rağmen, taleplere cevap verilemiyor.  Kaplıca Turizmi, bu kentlerin ekonomisine, ciddi katkı sağlıyor.

            Kütahya, Afyon ve Denizli, kaplıca turizminde, ciddi mesafe aldı. Kaplıca ilgileri ile yaptığımız görüşmelerde, talebin, her yıl arttığını, özellikle de talepleri, yaz aylarında karşılayamadıklarını söylüyorlar.

              Eskişehir’ de ise termal kaynakları, açısından tam bir cennet. önemli bir jeotermal kuşağın üzerinde olan Eskişehir de, bu alandaki avantajına rağmen, doğal kaynakların, verimli olarak kullanıldığını, doğru değerlendirildiği söylenemez.

              Oysa Eskişehir’de, çardak Kaplıcası, Kızılinler, Yenisofça, Hasırca termal kaynağı ve Sakarcılıca termal kaynağı, Türkiye’nin, üçüncü derece önem ve öncelikli termal su kaynaklarındandır.

            Ancak Eskişehir, mevcut bu termal sularından, yeteri kadar, yararlanıllamıyor.  Oysa Eskişehir’ deki, termal tesislerinin, uluslararası standartlarda, termal tesislere sahip olursa, Eskişehir’ e, arzu edilen, turist gelecek, termal turizminde, ulusal, hatta global alanda rekabe edebilecekir.

              Yıllardır da Eskişehir’de, “HİDROTERAPİ”  merkezi gündemde. Ancak bir adım yol gidilemediği gibi, her gelen ilgili, bu alanda pek çok vaat ve söylemde bulundu,  hatta makro hedefler gösterdi ama vaatler ve hedefler, bir türlü hayata geçirilemedi.

             Valilerimizde,  Sayın çALIŞICI’ nın, gayretleri ile Kızılinler Köyü’nde, yapımı düşünülen, hidroterapi ve rehabilitasyon merkezleri ve buraya yatırımda bulunacağı söylenen girişimciler gündeme geldi.. Ancak bugüne kadar somut bir gelişme yok.

            Sayın çalışıcı, çevre düzenleme planlarının hazırlandığını, bölgenin de ülkemizin sayılı  sağlık ve tedavi turizm merkezi olacağını, sıkça gündeme getirmişti. Hatta, yaptığı açıklamalarda,  Kızılinler Köyü’nde yapılacak tesislerin,  İzmir Balçova tesislerinden sonra  Türkiye’de, sağlık turizmi  kapsamında, ikinci  tesis olacağını söylemişti..

             Kızılinler Köyüne, yabancı yatırımcı gelir, hidroterapi ve sağlık merkezleri yaparlar mı bilinmez ama o günlerde gündeme gelen, Valiliğin İl özel İdaresi ve Eskişehir Osmangazi üniversitesi işbirliği ile yapılacağını söylediği rehabilitasyon merkezi, pekala gerçekleştirilebilirdi ama bu girişimde sözde kaldı..

                O, günlerde bir yazımda,, Kızılinler Köyü’nde, gerçekleştirilecek olan termal bölgesi ve Eskişehir’ de ki tüm termal bölgeleri  için,  bir “MASTER PLAN”, yapılmalıdır. çünkü termal  bölgelerindeki gelişmelerin hızını ve niteliğini doğru kavramak, bölgenin geleceğini de doğru yönlendirmek için,  plan bir zorunluluktur. Ayrıca bölge için yapılacak bir “MASTER PLAN”,  hem yerli, hem de bölge dışından gelecek yatırımcılar için rehber olacaktır.” demiştik.

            Ancak Kızılinler termal alanı ile ilgili vaatler ve Master Pllan gerçekleştirilmedi.

             Kızılinler Köyü’ de, arzu edilen yatırımlar ve yıllar önce gündem gelen, bir türlü de gerçekleştirilemeyen, “HİDROTERAPİ” merkezi,  Eskişehirlileri, hayal kırıklığına uğrattı. Bu alandaki vaat ve söylemlerin, askıda kalması ise termal turizminin önünde, engel teşkil etti. İnandırıcılığını da yitirdi.

            Oysa Dünya nüfusunun, yüzde 13’ünü oluşturan yaşlı nüfusun,  hızlı artışı, sağlık turizminin, özellikle de termal turizmin, pazarını her geçen gün  büyütüyor. Termal cenneti Türkiye’nin, önümüzdeki 30 yılda, yaşlı nüfusun artışına paralel termal tesislerinde, en az 5 kat büyüme öngörülüyor.  Eskişehir, bu pazardan pay almak istiyorsa, termal kaynaklarını,  turizme kazandırmak zorundadır.