Teknolojik gelişmeler sayesinde, artık birçok insanın yapması gereken şeyler, bir makine sayesinde insan gücüne ihtiyaç duymadan yapılabiliyor. Bunu yapabilme da gelişen ve değişen teknoloji ile eşdeğerdir.
             Ülkemiz, dünyadaki teknoloji ile ilgili gelişmelerinfakındadır.
              Nitekim ülkemizde, sadece 2 tane teknoloji geliştirme bölgesi mevcut iken, bugün 34’ü faal olmak üzere 49 teknoloji geliştirme bölgesi mevcuttur. Bu bölgelerde, faaliyet gösteren 2 binden fazla firmada, 16 binden fazla Ar-Ge personeli ile 3 bin 500’e yakın destek personeli istihdam edilmektedir.
            Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi’ne göre, 33,24 puan alan Eskişehir ise listede kendisine 21nci sırada yer buldu. 
              26.6.2001 tarihinde,  kabul edilen 4691 sayılı Kanun gereği, üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliği sağlanarak, ülke  sanayisinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması maksadıyla teknolojik, bilgi üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirmek. Ürün kalitesini veya standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek için Teknoloji Bölgeleri kuruldu.
                Ayrıca Teknoloji Bölgelerinde, teknolojik bilgiyi ticarileştirilecek,  teknoloji, üretimi ve girişimciliği desteklenecek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlanacaktır.
                Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun kararları, dikkate alınarak, teknoloji yoğun alanlarda, yatırım olanakları yaratmak, araştırmacı ve  vasıflı kişilere iş imkânı yaratmak, teknoloji transferine yardımcı olmak ve yüksek/ileri teknoloji sağlayacak, yabancı sermayenin, ülkeye girişini hızlandıracak, teknolojik, alt yapıyı sağlanacaktı.
                Eskişehir’de,  teknoloji üretmek, ürün kalitesini veya standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek gibi, birçok proje gündeme geldi.
               Nitekim 12 Nisan 1977 tarihinde, Cumhurbaşkanı Rahmetl Süleyman Demirel tarafından temeli atılan, “BİLİM PARKI”, Eskişehir ve bölge sanayi ile bilim hayatına, önemli katkı sağlayacaktı. Bilim parkı’ nın, 1999 yılı sonunda, tamamlanması hedeflenmişti.
                Bilim parkı’ nda, Otel, Golf alanı, Spor alanı, Yeşil alan, Serbest Bölge, Simge anıtı, TSE, KOSGEB, Girişimci, Geliştirme merkezi, İleri Teknoloji ve Ar-Ge Bölgesi ve Teknik Okullar Bölgesi yer alacaktı. Ama hiçbiri, düşünüldüğü gibi gerçekleştirilemedi.                    
                 Ve nihayet!
                 18 Eylül 1990 tarihinde, Anadolu Üniversitesi, ESO ve EOSB’ de bulunan 16 şirket tarafından, Anadolu teknoloji Araştırma Parkı Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (ATAP A.Ş) kuruldu.
                  Şirket, ulusal ve yerel sanayimizi, bir an önce gelişmiş ülkeler düzeyine çıkararak, ülkemizi ve Eskişehir’ i global pazarlarda rekabet edebilecek güce eriştirecek, bilgiyi, uygulamaya dönüştürecek,  teknoloji hizmetinin sunulabilmesi içi de, üniversite ile sanayi arasındaki işbirliği, etkin bir hale getirilecekti.
                ATAP A.Ş, istenen performansa ulaşamadı. Ancak emekli Tümgeneral Sayın AYDINMAKİNE’ nin, Genel Müdür olarak göreve başlaması ile birlikte, ATAP A.Ş’ de, somut gelişmeler oldu. Hedefler büyümüştü..
               Aslında Eskişehir’de, Teknoloji üretimi, ATAP A.Ş’ ye, bırakılmayacak kadar önemlidir. O nedenle üniversiteler, OSB’ deki şirketlerde, bu alanda imkânları ölçüsünde üzerlerine düşeni yapmalıdır.
                  Eskişehir’ de,  Teknoloji üretmek için, AR-GE çalışmalarına hız vermek gerekirdi,    Ancak AR-GE çalışmaları pahalı çalışmalardır, Onun için  de  Ar-Ge ile ilgili her yazımızda belirttğimi gibi, OSB’ de ESO’ nun rehberliğin de, "SEKTÖREL" ve "ÇATI " şirketleri kurularak ve   ESO’ da oluşturulacak, yeni bir ekiple, bu sorun pekala aşılabilir.
                  Ayrıca Eskişehir’ de, AR-GE çalışmalarında, finansman yanında,  en önemli sorun, evrensel düzeyde bilim üretebilme potansiyeline sahip doktoralı elamanlar olduğunu yazılarımızda sürekli gündeme getirmiştik. Bu elamanların da ESO ve şirketler tarafından, burs verilerek, pekâlâ hem ülkemiz üniversitelerinde, hem de yurt dışındaki üniversitelerde yetiştirilebilir görüşümüzü de sürekli paylaşmıştık.
                ESO, Sayın Cellattin KESİKBAŞ ve ekibinin göreve başlaması ile birlikte, dikkat çeken çalışmalar yapıyor.  Özellikle de icraatlarında, “Toplum Katılımı”, “Ortak Akıl” ve “Ortak Payda” gibi kavramları,  ön planda tutması, eğitim,  AR-G ve inovasyon, alanların da sürekli proje üretilmesi, umut vericidir.
                 Eskişehir Sanayi Odası (ESO) tarafından,  Eskişehir ve bölgesinde, stratejik öneme sahip, havacılık, savunma sanayi, raylı sistemler, makine  imalat, beyaz eşya ve ileri seramik gibi, sektörlerdeki yaratıcı fikirler desteklenmesi ve yeniliklerin tanıtılacak olması bu sektörleri ulusal ve global pazarlarda söz sahibi yapacaktır.
                Bu kapsamda, ESO, 17 Ocak 2020 tarihinde, ESO tarafından,  ilki gerçekleştirilen, Ar-Ge ve İnovasyon Proje Pazarı etkinliği,  Eskişehir’ de Ar-Ge ve inavasyon alanındaki çalışmaları teşvik ediciydi.
                 Ayrıca Eskişehir’ de,  birçok kurum temsilcisi ve sanayicinin katıldığı Eskişehir’ de yapılan  toplantıda konuşan, TÜBİTAK Başkanı Sayın MANDAL ve ESO Başkanı, Sayın  Celalettin KESİKBAŞ, teknoloji, Ar-Ge ve inavasyon alanın da  önemli mesajlar verdi.
                Eskişehir Sanayi Odası Başkanmız, Sayın Celalettin KESİKBAŞ ve ekibi,  çağımızdaki teknoloji alanındaki gelişmelerin farkındadır. Üretim ve teknoloji alanında, dikkat çeken  çalışmalar yapıyorlar ve açıklamaları ile de dikkat çekiyorlar.
                ESO Başkanı, Sayın KESİKBAŞ tarafından gündeme getirilen, Eskişehir  Tekno Vadi Konsept Projesi”nde, ekip ruhunu, ön planda tutarak, tüm paydaşların ve kurumların katılımıyla, şehre kazandırılabilirse, Eskişehir Ar-Ge ve inavasyon, özelikle teknoloji alanında ciddi msafe alacaktır.