CHP’ nin, Abant toplantısı sonrası yayınlanan raporda, HDP’nin, ‘kültür ve coğrafyaya göre eyaletleşme’, ‘özerkleşme’ ve ‘yerel vergi’ talepleri açıkça yer aldı.  Böylece CHP, "Kürt sorununun çözümünde, HDP’yi, muhatap olarak görüyoruz" çıkışını, bir adım daha ileri taşıdı.
             Bolu Abant kampında, CHP camiasının,  değerlendirmesine sunulan ve yeni anayasa için, ön hazırlık olarak kabul edilen raporda, yerel yönetimlere "mali ve idari özerklik", "kısmi vergi toplama" gibi öneriler yer aldı.
              Aslında benzer talepleri geçmişte,  HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da dile getirmişti. CHP’li,  Engin Özkoç, 2011 yılında TBMM’deki bir gizli oturumda, BDP’nin, Türkiye’yi 25 eyalete bölmeyi hedefleyen anayasa önerisinde bulunduğunu deşifre etmişti.
            Nitekim CHP’nin, anayasa hukukçusu milletvekili Sayın İbrahim Kaboğlu, HDP’lilerin de yer aldığı anayasa toplantıları yaptıklarını itiraf etmişti.
             CHP’ nin, bugün gündeme getiridiği önerileri AKP’ de geçmişte gündeme getirmişti. Hatta İstanbul Milletvekili ve Parlamentolar arası Birlik Türk Grubu Başkanı Ravza Kavakçı Almanya’da gerçekleştirdikleri ‘federal yapı’ ziyareti ile ilgili olarak.  “AK Parti Genel Merkez heyetimizle, gerçekleştirdiğimiz Almanya temasları kapsamında, A lman Federal Konseyi Bundesrat’ı ziyaret ettik ve ayrıca Federal Sistem hakkında, bilgi alışverişinde bulunduk” demişti. 
               O günlerde, İYİ Parti Genel Başkanı, Sayın Akşener, sosyal medya hesabından bu ziyereti, “Hükümetin görevlendirdiği, bazı milletvekilleri, ettikleri yemine rağmen, başka ülkelerin federe devlet modellerini incelerken, hükümet kimlerle yeni açılım masaları kuruyor? Milletin menfaatler, kimlere satılıyor?” ifadeleri ile değerlendirmişti.
               BOP’ a, hizmet edecek olan, Federal sistemi, geçmiş yıllarda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Milli Savunma Bakanlarından, AKP Milletvekili, Vecdi Gönül, Tekirdağ’da katıldığı, bir açılış töreninde, eyalet sistemine ve Amerika’ya övgüler dizmişti.
              Ayrıca AKP’li Bakan, ABD’nin, eyalet sistemi uygulamasında, Osmanlı Devleti’nden esinlendiğini söyledi. Oysa Osmanlı devletini, çökerten de eyalet sistemi oldu. Nitekim Avrupa ülkeleri,Türkleri Avrupadan atmak için, Balkan toplumlarının, önce milliyetçilik hislerini kamçılamış, önce ayaklanmaları, sonrada savaşlarla, istenilen sonuca ulaşmışlardır.
.               TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili, Sayın Burhan Kuzu da ,“Özerk bir yapı anlayışı, federal bir yapılanma, ülkeyi böler.” Diyerek uyarı da bulunmuştu.
                CHP ‘ ni, gündeme getİrdiği “kültür ve coğrafyaya göre eyaletleşme’, ‘özerkleşme’ ve ‘yerel vergi teklifi,  yani ADEMİ-İ MERKEZİYETCİLİK” ve “EYALET SİSTEMİ” gibi yeniden yapılanmalar, Türkiye’yi, geri dönüşü olmayan ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakır.
             Nitekim 1985 yılında, İktidara gelen Mikhail GOBACOV, iktidara geldiğinde, Sovyetler Birliğinin yapısını, değiştirmeye karar vermişti. Bu değişme veya yeniden yapılanma, iki koldan olacaktı. "GLASNOST" (açıklık) ve "PERESTROKYA" (siyasi sitemi, devlet örgütünün ve hükümet organlarının yeniden yapılanması) fikir ve uygulamaları" ile bütünleşince, Sovyetler Birliği’ nin, dağılması kaçınılmaz oldu.
             Mikhail GOBAÇOV, sonuçta hatasını anladı. Sovyetler Birliği’ni kurtarmak için, her yolu denedi. Ancak, tüm çabalarına rağmen, başlamış olan çöküşü önleyemedi
            CHP’ nin, bu önerisi yadırganmamlıdır. Çünkü Bugünkü YCHP Atatürk’  ün partisi değildir. Nitekim geçmiş yıllarda, Sayın KILIÇDAROĞLU, Haber Türk TV’ de, Dersim tartışmasına ilişkin açıklamalarında, “Özür dilenmesi gerekiyorsa, bunu devletin yapması gerekiyor. Atatürk’ün kurduğu, Halk Fırkası’yla, bugünkü Yeni CHP, aynı değil, kendimizi yeniliyoruz” diyerek, Atatürk’ ün partisi, olmadıklarını söylemişti.
            Sayın KILIÇDAROĞLU’ nun, Dersim açıklamalarından sonra, Sayın Onur ÖYMEN ise“Atatürk döneminin, üstelik kendi partisinin yöneticileri tarafından suçlanmasına tahammül etmemiz mümkün değildir. Herkes, artık tavrını ortaya koymalıdır. CHP’yi kimliğinden, köklerinden kopartmaya, kimsenin hakkı yoktur" sözleri ile tepki göstermişti.
          Yine Sayın KILIÇDAROĞLU, Diyarbakır’da çıktığı kürsüden; “Biz eski CHP değiliz. 1930’ların, 1940’ların, CHP’si değiliz!” diyerek, YCHP’yi, ne kadar değiştirmiş olduğunu anlatmaya çalışıyordu.
            Bu sözler yadırganmadı. Çünkü Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, CHP Genel Başkanı olduktan sonra, ince bir strateji ile neredeyse, üst düzey tüm yönetim kademelerini de arzu ettiği gibi dizayn etti.
            CHP, İzmir Milletvekillerinden, Sayın Prof. Dr.  Güler ise CHP’nin, 35. Olağan kurultayında, alınan kararlardan sonra, CHP’ yi, AKP ve HDP, karışımına benzetmişti.
             CHP’ nin “kültür ve coğrafyaya göre eyaletleşme’, ‘özerkleşme’ ve ‘yerel vergi’ talepleri Türkiyie’ yi, böler. PKK ve ABD’ nin Büyük Ortadoğu Projesine de hizme eder.
             Çünkü ABD,  BOP’la Türkiye, Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya’da, kendisine rakip olacak, ülkeleri bölüp parçalayarak veya federal yapıya kavuşturarak, bir gücün oluşmasını da önleyerek, “Askeri-teknoloji” gücüne de kullanıp, bu bölgelerdeki, maden,  petrol ve doğalgaz kaynakları, üzerinde denetim kurmak istiyor.
            Ancak Türk milletinin, var olma mücadelesindeki ilk refleksini ve kararlılığını gösterdiği tarihi, Sivas kongresin de alınan "Milli sınırlar içinde, vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz" kararı ile Milli Mücadeleyi kazandı.
             Bu günde aynı kararlıkla dış ve iç şer odakları ile mücadele etmektedir.
            Ülkemizin, bütünlüğü ve bağısızlığı için, bugün ve gelecekte de, Türkiye’ nin, kuruluş ilkesi olan” Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.” kararı, Türk Milletti için, ebediyen de vazgeçilmez ilkedir. Aksi her düşünce ise ülkemize ihanettir.