4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

GELECEĞİ DÜŞÜNMEK

Çağımızda, geleceği önceden tasarlayan, hayran da kaldığımız toplumlar var. Bu toplumlar ve kişi/kişiler, ne müneccim, ne de medyum kullanıyorlar. Yaptıkları, onlara özgü bir mucize de değildir.
                Ancak her icraatta, birlikte hareket ediyorlar birlikte düşünüyorlar. sadece de `geleceği düşünmek` noktasında, diğer toplumlardan da farklı davranıyorlar.
                Ayrıca bu toplumlar,  bugünün ve geleceğin, tespiti için “ ORTAK AKIL” , “OTAK PAYDA”, “TAKIM RUHU”  ve “TOPLUM KATILIMI” gibi kavramları,  dikkate alıyorlar.
               Eskişehir’ de ise bugün düşünürken veya planlarken, gelecek düşünülmediği gibi, bu kavramlar, genellikle de dikkate alınmıyor. Sonuçta da arzu edilmeyen ve çözümü de mümkün olmayan sorunlar, meydan geliyor.
               Nitekim Eskişehir’ de, geçmiş yıllarda da, mücavir alanların dar tutulması nedeniyle, kenar mahallerin, büyük bir bölümü, kendi halinde gelişti. Bu ihmal, bugün belediyeleri sıkıntıya soktu.       
            Mücavir alanlar, geniş tutulup, bu mahallerin imar planları da gerçekleştirilmiş olsa idi. Kent, daha sağlıklı gelişecek, bu gün arzu edilmeyen, tablo ve görüntü, daha çağdaş olacak, belediyelere de sorun yaratmayacaktı.
             Yine Anakent Belediye Başkanı, Sayın Prof. Dr. BÜYÜKERŞEN, yeni garın, Şeker Fabrikası bölgesine yapılması ve tren yolunun da yer altına alınması gerektiği önerisi,  dikkate alınmamış, ”’Demiryolu projesi” iktidar tarafından onaylanmıştı,
                Garın aynı yere yapılması, trafik ve park sorunu yarattı.,  Eskişehir’ in, “TEK MERKEZLİ KENT” olmasına da katkıda bulundu.
                 Oysa Gar ve çevre yolu, kentin dışında gerçekleştirilmiş olsa idi, çağdaş şehircilik normlarına uygun olacak, kenti de rahatlatacaktı.    
            Ayrıca Eskişehir’ de, belediyeler, yıllardır, tek merkezli kentte de ısrar ettiler. Çağdaş şehircilik kriterleri ortada iken, Eskişehir’ i, "TEK MERKEZL KENT yapan bir tutum izliyorlar.
               Nitekim Eskişehir’ in, akciğeri olabilecek olan Fabrikalar bölgesine, Espark, Esgaz, hayal kahvesi, 222, Tepebaşı Belediye Binası, Şoförler cemiyeti binası, Acıbadem Hastanesi, Özdilek, Koçtaş, Caurfur, Anemon Otel gibi, benzer tesisler, aynı bölgeye yapıldı. Bu yanlışlığın, şehirciliğe, özellikle de trafikte getirdiği fatura ortadadır.
              Sonuç da Fabrikalar bölgesi, bugün beton yığınına dönüştü, Oysa Sayın Prof. Dr. BÜYÜKERŞEN,  geçmiş yıllarda, “Fabrikalar bölgesini “kentin akciğeri”  olarak tanımlamıştı.
               Geçmişteki fabrikalar bölgesi ile ilgili bir yazımda “Fabrikalar bölgesi, her yönü ile gelecek nesillere bırakılabilecek Kültür varlığıdır. Kent olarak tarihsel gelişimi içinde, bu bölgenin özel ve ayırt edici bir yeri vardır. O nedenle de fabrikalar bölgesinin, diğer tarihi miraslardan hiçbir farkı yok.  O nedenle de burası mutlaka korunmalı ve fabrikalar bölgesi, turizm sektörüne kazandırılmalıdır” demiştik.
               Eskişehir, yıllardır yapılan hatalar yüzünden, “TEK MERKEZLİ" kent oldu. Oysa bugünün şehircilik anlayışı, " çok kesimli" ve" çok Merkezli" kentlerdir. Hatta "Büyüme Koridorları" adı verilen, şehirlerarası otoyolların, iki tarafına serpilip gelişen, "ÇEVRE ŞEHİRLERİ" şeklinde, ortaya çıkmaktadır.
             Ayrıca çağımızdaki şehirler, merkez, belli olmayan kentlerdir. Yeni kentlerin, nerede başlayıp, nerde bittiği bile belli değildir. Yüzlerce kilometrelik büyüme koridorlarının etrafında, devamlı büyüyen ve gelişen kentler olarak gündemdedir
                Ne yazık ki Eskişehir’de,  bazı uygulamalar, çağdaş şehircilik kıstaslarından  uzak kaldı.   Özelliklede Eskişehir’de, süper marketlerin ve iş yerlerinin merkezde toplanması,  kenti “TEK MERKEZLİ KENT ” e, mahkûm ederken, yalnız şehircilik açısında değil, trafik, park ve ekonomik açıdan da ciddi problemler getiriyor.
              Gelişmiş ülkelerde, AVM’ ler kentlerin dışında iken, Eskişehir’de, her geçen gün sayıları artan süper marketler, bakkal ve manav başta olmak üzere, küçük esnafı bitirme noktasına getirdi. İşsiz kalan insan sayısı da her gecen gün artıyor.
              Oysa Süper marketlerin, kent ekonomisine katkıları yok denecek kadar azdır.  Çünkü bu marketler, Eskişehir’ de, sıcak para kazanıp, merkezlerinin bulunduğu yerlere, transfer ediyorlar.  Merkezinin bulunduğu ülke ve şehre yatırım yapıp, istihdam yaratıyorlar. 
              Ayrıca Süper marketlerin gelmesi ile de Eskişehir,  “ÜRETEN” değil, “TÜKETEN”  bir kent haline geliyor.
             Oysa Eskişehir “ÜRETMEK” zorundadır. Kent olarak bu başarılmazsa,   Başkent Üniversitesi Rektörlerimizden, Sayın Prof. Dr. HABERAL’ söylediği gibi " ÜRETMEZSEK, BAŞKALARINA MUHTAÇ OLURUZ." tespiti hayata geçer.       
           Ayrıca ülkemiz ve Eskişehir’ de, çocuk ve torunlarımız emaneti olan tarım alanları, Anayasamızın ilgili hükümlerine rağmen de imara açılarak beton yığını haline getiriliyor.          
            Oysa tarım alanları, ülke ve Eskişehir nüfusunun, beslenmesini sağlayan, milli gelire ve istihdama katkı sağlayan Sanayi sektörünün hammadde ihtiyacını karşılayan, sanayiye sermaye aktaran, ihracata doğrudan ve dolaylı katkıda bulunan, tarım alanlarına sahip çıkılmalı, kesinlikle de imara açılmamalıdır.
            Eskişehir’ i, yönetenler, kentin geçmişini, bugününü ve geleceğini çok iyi değerlendirmeli, çağdaş şehircilik kriterlerini uygun ve geleceğe yönelik, kararlar almalıdır. Aksi halde gelecekte, ÇOCUK ve TORUNLARIMIZ,   çözümü çok zor olacak veya olmayacak, sorunlarla karşı karşıya kalacaktır.
          Nitekim Konfüçyüs “ İnsanlar ve toplumlar gelecekleri ile ilgilenmezlerse, üzüntü ve kayıpları büyük olur. “     demiştir.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi