4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ

             Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın torunu, TBMM Başkanı, Sayın Mustafa Şentop’un oğlunun da bulunduğu, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde, düzenlenen törende,   imam Mustafa Demirkan,  “Onlardan daha zalim, daha kafir kim olabilir. Ya Rabbi, o zihniyetin bir daha bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma” sözleri ile Atatürk için "zalim ve kafir" dedi:


           Ayasofya Camii’nde, cuma namazını kıldıran, Diyanet İşlerdi Başkanı Ali Erbaş’ da "Fatih Sultan Mehmet Ayasofya’yı cami olması için vakfetti. Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar. Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar" demişti.


          Oysa bugün, Türkiye’ de,  ezanlar okunuyor, camilerde,  özgürce ibadet yapılıyorsa, Türk toplumu bunu, Mustafa Kemal ATATÜRK e, borçludur.


       İmam Mustafa Demirkan gibi, düşünenlere, en güzel cevabı Rahmetli Prof. Dr.Haydar BAŞ’ın,”   ATATÜRK, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu, en az mensubu olmakla gurur duyduğu, Türk milleti kadar da Müslümandı. Günümüzde, dindar gözükenlerden de daha dindardı. Ana ve baba tarafından Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimize dayanan, mübarek bir soya sahiptir. Atatürk seyyiddir.“  sözleri en güzel cevaptır.


            Ayrıca ATATÜRK, Anadolu’nun zalimlere karşı mazlumların, ilk savunma cephesi” olduğunu sık sık tekrarlayarak, mazlum milletlere, öncülük ettiğini vurgulamıştır. Nisan 1921 tarihli bir konuşmasında, Azerbaycan elçisine söyle demiştir. “Milli sınırlarımız içerisinde, özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz. Bu yasal emelimize, ulaşmak için uğraşıyoruz. Şu kutsal savaşımlarda ulusumuz, İSLAMIN kurtuluşuna, dünya mazlumlarının, refahını artırmağa, hizmet etmekle gururludur...”ifadelerinde bulunmuştur.


            Aslında Mustafa Kemal ATATÜRK,  bu tür gelişmelerin olacağını,17 Aralık 1927’de Meclisteki konuşmasında, "Efendiler, biz tekke ve zaviyeleri, din düşmanı olduğumuz için değil; bilakis, bu tip yapılar, din ve devlet düşmanı olduğu, Selçuklu ve Osmanlı’yı, bu yüzden batırdığı için yasakladık. Çok değil, yüz yıla kalmadan, eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki bazı kişiler, bazı cemaatlerle, bir araya gelerek, bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde, birbirine düşeceklerdir. Ayrıca, unutmayın ki o gün geldiğinde, her bir taraf diğerini, dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır." Sözleri ile belirtmişti.


               Dâhi lider, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, değeri zamanla azalmıyor; bilakis, kendi çağını aşan, siyasî vizyonu, günümüz politikasına, ışık tutmaya devam ediyor. Az zamanda, çok ve büyük işler başaran, Atatürk, hakkında,  dünyada, yüzlerce makale ve onlarca kitap yazıldı. Araştırma yapıldı.


            Nitekim   Rhode Island’daki Brown Üniversitesi’nde, "Emeritus Professor-Onursal Profesör  Arnold Ludwig’  in,  18 yıl süren, "Liderliğin Doğası"  çalışmasında, 1900-2000 yılları arasında yaşayan, 200 farklı ülkeden, 1941 lideri araştırmış. Ludwig bu amaçla "Politik Büyüklük Ölçeği" adını verdiği, puanlamaya dayalı bir ölçek geliştirmiş. Ayrıntılı bilgiye ulaşabildiği Roosevelt’ten, Churchill’e, Mao’dan Fidel Castro’ya, uzayan listedeki 377 lider arasında en yüksek puanı, büyük önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK almıştı.


              ATATÜRK’ü, 20. Yüzyılın, en önemli dünya lideri olarak ilan eden, liderleri sıralama araştırması, dünya çapında, bugüne kadar yapılmış, en kapsamlı çalışmadır .Ne yazık ki  kendi değerlerimize,  tam olarak sahip çıkamıyoruz ama Atatürk gibi değerlerimizin, büyüklüğünü ortaya koymak ve dünyaya tanıtmak da  yabancılara düşüyor.


               Mustafa Kemal ATATÜRK, “Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.”  ve parlamento üyelerini, halk, doğrudan doğruya ve hiçbir aracı olmadan kendisi seçecektir.  Üyelerin seçiminde, aracılığı, ne devletin yürütme kurumu olan hükümet,  ne de partiler yapabilir. Çünkü halk, değer verdiği ve kendisinden de hizmet beklediği kişileri, bizzat kendisi seçecektir.” demiştir. 


              Bugün öyle mi?


              Ayrıca Siyasetin ve devlet işlerinin, dini düşüncelerden, uzak tutulmasına da özen göstermiş ve gösterilmesini de sürekli önermiştir. Dini siyasete alet etmek veya sömürmek isteyenler kadar, din düşmanlığı ile toplumda, kin ve nefret duygusunu yaymak isteyenlere de karşı çıkmıştır


              ATATÜRK, ilim ve bilimi, Türk Milletinin varlığı için zorunlu görmüş, “  Dünyada, her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en gerçek yol göstericisi ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır.“ demiştir.        


             Atatürkçülük ise Türkiyenin, gerçeklerinden doğmuş bir düşünce sistemdir. Türk milletinin iredesiyle oluşmuş, tarihi bir gelişmenin ürünüdür.


             Atatürkçülük, her şeyden önce millete haklarını tanıma ve tanıtmadır; millet egemenliğinin ifadesidir. Atatürkçülük, bir kurtuluştur, milletçe bağımsızlığa kavuşmadır. Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmadır, Modernleşmedir; hür düşüncedir.  Hürriyet ve demokrasi anlayışıdır. Müsbet bilim zihniyetiyle, devleti yönetmekdir.


              Ayrıca Mustafa Kemal ATATÜRK,  askerlikte, siyasette, inkılâpçılıkta ve fikri mücadelede, emsali nadir bir dehadır. Tarihin, büyük tanıdığı şahsiyetlerle mukayese yapıldığı zaman da bariz üstünlükleri göze çarpmaktadır. Çünkü ATATÜRK,  hem fikir, hem de hareket adamıdır.


               Mustafa Kemal ATATÜRK hakkında, kim ne düşünürse düşünsün, Mustafa Kemal ATATÜRK,  gerçeğin adamıdır. 20.yüzyılın da lideridir. Nerde ne yaptı, neye karar verdi ise daima en iyisini yapmış, en hayırlısına da karar vermiştir. Türk milletinin, geleceğine de rehber olmuştur.


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi