Geçen hafta, Eskişehir Şehir Hastanesi COVİD 19 servisine ziyarete bulunduk. Covid19  servisin’ de çalışan doktor ve diğer sağlık personelinin, başarılı performansına da tanık olduk. Özellikle de hastalara karşı ilgi ve işlerin bekletilmeden gerçekleştirilmesi, diğer kurun/kuruluşlara örnek teşkil edecek nitelikteydi.
               Aslına Eskişehir’ de, sağlık sektöründe başarılı performansın, mimarları, İl Sağlık Müdürü Sayın Prof. Dr. Uğur BİLGE, Şehir Hastanesi Baştabibi Sayın Uzm. Dr. Yaşar BİLDİRİCİ ve Yunus Emre Devlet Hastanesi Baştabibi Sayın Uzm. Dr. Mustafa KARAGÜLLE ve ekiplerinindir.
          ESOGÜ Üniversite tıp fakültesi Hastanesi ise Eskişehir ve bölgesinin, en önde gelen sağlık merkezi haline gelmiştir.  Hastaneye gelen hastalara, nitelikli sağlık hizmeti sunulmaktadır.
               Eskişehir’ de, sağlık sektöründe görev alan, her personel, icraatlarını sürekli sorguluyor. Onlara göre de tıpta işlerin, doğru yapılması da yeterli değildir. Aynı zamanda, doğru işlerin yapılıyor olması gerekir.
                Özellikle de sağlık hizmeti sunarken, bireyler arasında fark gözetmemesi, maddiyata değil de "ALIN TERİ", "MANEVİYAT" ve "VİCDAN" denen unsurlara, öncelik tanımaları ve değer vermeleri, her türlü takdirin üstündedir.
              İlk COVID-19 vakasının açıklandığı günden itibaren, COID-19 pandemisi ülkemizin özellikle de sağlık personelinin, öncelikli ve en önemli gündemlerinden biri haline gelmiştir.   
             Salgını kontrol altına alabilmek ve toplumun en az etki ve en az can kaybı ile bu süreci atlatabilmesi için; hekimler ve tüm sağlık çalışanları büyük bir mücadele sergiledi. Canla başla çalışmaktadır.      
             Sağlık çalışanları, bu mücadeleyi kendi sağlıklarının ve yaşamlarının da büyük tehlike altında olduğunu, bilerek gerçekleştirmektedirler.
             COVID-19 hastalığında, mesleki maruziyet açısından sağlık çalışanları en riskli gruptur. Toplumun, diğer kesimlerine göre sağlık çalışanları pandemiden 10-14 kat daha fazla etkilenmektedir.
             Bu durumun, bir yansıması olarak pandemi sürecinde daha da yoğun emek gerektiren sağlık hizmeti sunarken, 25 Kasım 2020 itibari ile 66’sı hekim olmak üzere en az 174 sağlık çalışanı COVID-19 nedeniyle yaşamını yitirmişti.
               Pandemi sürecinin, bütün yükünü omuzlayan sağlık çalışanları adına ,pek çok talepte bulunuldu. Bu talepler yerine gedilmesi gerekirdi. Çünkü Motivasyon düzeyi düşük olan sağlık çalışanlarının, hata yapma ihtimalleri daha yüksektir.
              O nedenle de insan hayatı gibi çok hassas konularda faaliyet gösteren sağlık kuruluşlarında çalışanların, iş yaşam kalitesinin ve motivasyon düzeylerinin yüksek olması bu anlamda önem arz etmektedir.
              Ancak Sağlık Personeline, verilen sözlerde yerine gerilmedi
              Sağlık Bakanı, Sayın Fahrettin KOCA, Corona Virüsü salgını sürecinde 23 Mart’ta büyük özveriyle görev yapan sağlık çalışanlarına teşekkür ederek, salgında üç ay boyunca tavandan performans ödemesi yapılacağını açıklamıştı.
              Ancak 10 Nisan tarihinde. yapılan ikinci açıklama ile tavandan performans ödemelerinin herkese değil, Covid-19 servisinde çalışanlara performansa göre ödeme yapılacağı bildirildi.
               Aylardır da ciddi bir yoğunlukla çalışan sağlık çalışanları, özlük haklarının iyileştirilmesini ve sağlıkta şiddetin önlenmesi bekliyor.  Ancak bugüne kadar istekleri yerine getirilmediği gibi, Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’ ın,  “Doktorlar hakkındaki “Giderlerse gitsinler ”sözü,  sağlık personelinin motivasyonlarını etkiledi.
              Oysa insan sağlığının korunması, mevcut sağlık sorunlarının giderilmesi, tüm toplumların, en önemli hedefidir. Bu nedenle doktorlarımız ve sağlık personelini önemini hiçbir zaman kaybetmemiş,  tüm dünyada, kutsal bir meslek olarak kabul görmüştür
             Sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve süreleri iyileştirilmelidir. Sağlık hizmetlerinin, bir bütün olduğundan hareketle, çalışanlar arasında çalışma barışını bozmayan adaletli temel ücret ödemeleri yapılmalıdır.
             Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının yaşamlarını tehdit etmektedir. Pandemi öncesinde, sağlık çalışanları için en önemli mesleki risk olan şiddet, pandemi döneminde de artarak,,sağlık hizmetine ve sağlık çalışanlarına önemli zararlar veren boyutlara erişmiştir.
         Covid19’ un, en şiddetli günlerinde bile, doktorlar, hemşireler sağlık görevlileri, ambulanslar, hastaneler, 7/24 görev başındaydı. Görev başında vefat edenler oldu, çok değerli tıp hocaları, çok vefakâr hemşireler, idealist sağlık görevlileri, Hakkın rahmetine uğurlandı...
            Ayrıca yaşadığımız dünyada, bir insan için, en büyük zenginlik sağlıktır. Vücudun sağlığı, esenliği de her şeyden önemlidir. Bu nedenle de bu zenginliği ve esenliğin teminatı olan doktorlarımızın ve diğer sağlık personelimizin, sorunları, ivedilikle çözülmelidir Çünkü onlara, ne yapsak azdır.