Türk toplumunda, çok zengin insanlar oldu, Ancak bu insanlar unutuldu gitti. Manevi zengin olan ve eser bırakan, insanlar ise hala yaşıyor. Eserleri, fikir ve düşünceleri var oldukça da, asırlar boyu yaşayacaktır.

            Çünkü manevi zenginliği, ne sel alır, ne yel alır,  Bu bakımdan, insanın, en büyük ve en önemli kazancı, madden ziyade, manevi zenginliktir. 

                Eskişehir’de ve diğer illerde, manevi zengin pekçok hayırsever vadır. Bu insanlarımız, karşılık beklemeden, kimsenin takdirini düşünmeden, sadece ulvi bir duygu, erdemli bir amaç için, yardımlarda bulundular. Yoksulları, kimsesizleri, hastaları, dertlileri düşündüler. Çare bulmak ve Eskişehir, daha güzel ve daha yaşanılabilir olsun, diye, maddi ve manevi fedakârlık yaptılar

            Ayrıca ülkemizde, hayırseverlere, önem veren kentler, her alanda pekçok esere de  sahip oldu.  İşte Kayseri!
        

             Kayseri ili, hayırseverler sayesinde, pek çok esere sahip oldu.. Nitekim Kayserili İş adamı Mustafa Çıkrıkçıoğlu" "…Kayseri, devletten bir şey beklememektedir. Kendi kendisinin kalkınmasını yapmıştır. Erciyes, Melikşah, Nuh Naci Yazgan Üniversitesi ile ilköğretim, lise, sağlık ocağı gibi birçok yapı hayırseverlerimiz tarafından kazandırıldı. O nedenle devletin baba olmadığı şehir, Kayseri’dir. Burada, babalık görevini hayırseverler yapıyor.." sözleri, ders olacak niteliktedir

              Eskişehir’de, vilayet ve belediyelerin,  hatta sivil toplum örgütlerinin, önemli etkinliklerine,  hayırsever insanlarımızı, davet etmeleri, belediyelerin de hayırsever insanlarımızın isimlerini, cadde ve sokaklara vermesi gerekir.

              Bu gerçekleşirse, İnsanımız, hayırseverlerimizi,tanıyacak  örnek alacak, kentte, hayırseverlerin, sayıları da her geçen gün artacaktır. Ayrıca ilgiller gerekeni yapmasa da, Eskişehir halkı, onlara minnettar olacak,  hep saygı, minnet ve şükranla anılacaklardır. 

           Nitekim 1889 yılında doğup, 1971 yılında 82 yaşında, vefat eden RahmetliG Hacı Süleyman Çakır, gerek Eskişehir’de, gerekse İstanbul’da hatta kutsal topraklarda, birçok eser yaptırmıştır. Ayrıca birçok eserin bakım ve onarımını da üstlenmiş, hatta Kurtuluş savaşı yıllarında, Eskişehir’deki öğretmenlerin maaşlarını, karşılıksız ödeme bahtiyarlığını göstermiştir.

             Rahmetli Süleyman ÇAKIR, “ibadet ağaç altında da yapılır fakat eğitim bina ister” demiş, bu sözünün gereğini de yaparak,  ESKİŞEHİR’ de Hacı Süleyman Çakır Kız Anadolu Lisesi, Karapınar Köyü İlkokulu ve  Bademlikte Süleyman Çakır Kız Öğretmen Okulunu gerçeleştirmiştir.

            Ayrıca Eski Devlet Hastanesi, Çarşı Camii, DDY Hastanesi Arsası(Zübeyde hanım fizik tedavi merkezi), ( İstanbul Erenköyde 100 yataklı Verem Savaş Hastanesi, yine İstanbul’da Nuru Osmaniye Medresesi Restorasyonu, Horhor Camii ve Çeşmesinin Restorasyonu(İstanbul),ayrıca Kutsal Topraklarda Hacılar için yaptırıldığı Mekke Medine arasındaki Mikat yerleridir.

              Rahmetli Hacı Süleyman ÇAKIR’, Eskişehir,  İstanbul’da hatta kutsal topraklarda birçok eser yaptırmasına. Ayrıca birçok eserin bakım ve onarımını da üstlenmesine rağmen, Eskişehir’ de bir ana cadde veya büyük bir parkta isimi yer almıyor.

           Elbette hayırseverlerimizi  takdir eden insanlarımız  onları  topluma  hatırlatılatılıyor ve tanıtılıyor.. Nitekim emekli Öğretman ve Şair Sayın İbrahim İPEK, unutulmak üzere olan, hayırsever insanımız, Rahmetli, Hacı Süleyman Çakır için, bir kitap yazarak tanıtmıştır. Oluşturduğu etkinliklerle de tanıtılmasına vesile olmuştur.

              Eskişehir’deki,  hayırsever insanlarımızın, tamamına yakını, hayırlarının, gündeme getirilmesini bile arzu etmezler.  Çünkü Allah rızası için, okul, cami, yurt, benzer tesisleri yaptırmışladır. 

           Ancak hayırseverlerimizin,  bugünkü ve gelecek nesillere de örnek olması ve sayılarını artması açısından, yıl içinde yemek ve ödül verilmesi, park ve caddelere isimlerinin verilmesi, onları onura ederken, insanımıza da örnek olacaklardır

              Nitekim Eskişehir’ e, bir okul ve huzurevi kazandıran, camilerin yapılmasına ve onarımına, katkıda bulunan, yıllardır da yoksul insalarımıza  yardım eden, Sayın Tayfur BAYAR ,Rahmetli Hayırsever Hacı Süleyman ÇAKIR’ ı,  örnek aldığını söyler.

           Hayırsever insanımız Sayın BAYAR’da, dünya için ahretini, ahret içinde dünyasını terk etmeyen, dengeli bir hayat görüşü ve anlayışı var. Yaşamak için, yaşatmak, gerektiğine inanır. Her ferdi de ayrım yapmadan, toplumun bir parçası olarak kabul eder.
              Hayırsever İnsanımız, Sayın Tayfur BAYAR, "…Şunu belirteyim ki, Yüce Mevla bize vermişse, bizde, O’nun yolunda, harcamak durumundayız. Zira veren olmayıp, alanlardan veya muhtaç olanlardan olabilirdik. Bu sebeple, bizlere Allah’ ın, verdiği lütfü, en içten, bir şükürle ödemek durumundayız. …Çığ gibi artan bu nüfusa, ne okul, ne de hastane, yetmediği gibi, istihdamda yaratmak da çok güçtür. Nüfus planlaması şarttır. Ayrıca hali vakti yerinde olan iş adamlarımız da, bu alanda, gayret ve caba göstermelidir. "  sözleri ise herkese, ders olacak niteliktedir.

               Ne yazık ki Eskişehir’de, yaşayan, yardım için, zamanını, parasını, zihnini, hayallerini,  seferber eden, Hayırsever insanlarımızı bulup, onları, ne  tarihin bir yerine not edelibiliyoruz,  ne de Eskişehir’ de, cadde ve parklara isimlerini vererek,  bugünkü ve gelecek kuşaklarımıza, bu erdemli insanlarımızı, örnek olarak gösterebiliyoruz.

            Ayrıca onlar Eskişehir’de birer isimsiz kahramandır. Kentin de velinimetidir.  Ancak bu lafta kalmamalı, yaşama alınmalıdır. Şehrimizin de, bazı park ve caddelere isimleri verilmelidir. Onların isimleri yasadıkça, örnek alınacakla,r Eskişehir’de , hayırsever insanlarımızın sayısı, daha da artacaktır.