4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

     İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı,  Sayın Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla, Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile feshedilmesine, ülke genelinde ve Eskişehir ‘ de tepkiler sürüyor.
              Eskişehir’ de,  Kadın Meclisleri, Ulus Anıtı önünde yaptıkları açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi, 1 Temmuz itibariyle Türkiye’de yürürlükten kalktı. Ama sanmasınlar ki kadınlar haklarından, anayasadan, yasadan, sözleşmeden vazgeçecek. Elbette ki vazgeçmeyeceğiz. Kadınlar o Sözleşme’nin her bir maddesini mücadeleleriyle var ettiler…. Sözleşmesi sadece yasatmaz; eşit ve özgür yaşamamızın garantisidir.”  diyerek tepki gösterdiler.
          . Eylemlerde, ‘ ‘Yaşasın kadın dayanışması’, ‘İstismara sessiz kalmayacağı’, Kararı geri çek, sözleşmeyi uygula’, ‘Çocuk istismarına sessiz kalmıyoruz’, ‘Kadınları değil, katilleri durdurun’ şeklindeki, sloganlar dikkat çekti.
             Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla kaldırılan,  “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, ya da bilinen adıyla “İstanbul Sözleşmesi”, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti, önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir
          Sözleşme, Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir.  Taraf devletleri de hukukî olarak bağlar.
          Sözleşmenin, dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların, hayata geçirilmesidir.
            Kadına karşı şiddeti, bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir. Tarafların sözleşme kapsamında vermiş oldukları taahhütler, bağımsız uzmanlar grubu GREVIO tarafından izlenmektedir
           Sözleşme, İstanbul’da gerçekleşen, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, 121. toplantısında kabul edildi. 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılmış olması nedeniyle kısaca "İstanbul Sözleşmesi" olarak bilinmektedir.
           İstanbul Sözleşmesi,1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye 11 Mayıs 2011’de Sözleşmeyi ilk imzalayan ve 24 Kasım 2011’de parlamentosunda onaylayan ilk ülke oldu. Onay belgesi 14 Mart 2012 tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine iletildi. Temmuz 2020 itibarıyla 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanmış, imzacı ülkelerin 34’ünde onaylanmıştır.
            İstanbul Sözleşmesi, 24 Kasım 2011’de parlamentosunda AKP’ de dahil meclisteki tüm partilerce onayladı. Sözleşmeyi onaylayan, ilk ülkede olmasına rağmen, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin, 3’üncü maddesi gereğince, İstanbul Sözleşmesi’ni, ilk fesheden ülke oldu.
            Feshe gerekçe olarak da Türk aile yapısına zarar verdiği, eşcinsel ilişkileri ve evlilikleri özendirdiği,  LGBT ideolojisi üzerinden, inşa edilmek istenilen diplomatik ve siyasi baskıyı engelleme,  gösterildi.
               Milyonlarca kadının, insan haklarını koruyan, cinsel yönelim ve cinsiyet temelli ayrımcılığa karşı, hukuki korumayı güvence altına alan, bir sözleşmenin, tek imza ile, bir gecede feshedilmesi, ülke genelinde tepki gördü.
             Çünkü  “İstanbul Sözleşmesi”nin, iptali, hukuk sistemimizde, kadınları, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği nedeniyle, ayrımcılığa maruz kalanları koruyan, bütün diğer kanunların ve uluslararası sözleşmelerin teminatının, yerle bir edilmesi, olarak görülüyor..
              Aslında bir kanun yürürlükten kaldırılacaksa veya İstanbul Sözleşnmesi feshedilecekse,  TBMM tarafından yapılan, bir işlemle olmalıydı. Çünkü İstanbul sözleşmesi, 24 Kasım 2011’de parlamentoda, AKP’ de dahil, meclisteki tüm partilerce onaylandı.
       Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü “Parlamentoda Adalet ve Kalkınma Partisi’nin milletvekilleri de sözleşmenin kaldırılmasını istemiyor. İçeride böyle bir destek var. Bu kararname şu an Türkiye içerisinde hukuksuzlukları yaratabilecek, insanların canına mal olabilecek bir süreci başlatmış oldu.” dedi
           Diğer yandan Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları,  İstanbul sözleşmesinin, Anayasa’nın 90. maddesi ve 104. maddesine aykırı olduğu belirterek, Cumhurbaşkanlığı hakkında Danıştay 10. Dairesi’nde dava açtılar.
            Dilekçede 9 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3. Maddesinin Anayasanın sayılan maddelerine aykırılığı nedeniyle iptali ve iptal kararı verilene kadar maddenin uygulanmasının tedbiren durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini de talep ettiler.
                 Danıştay 10’uncu Dairesi, ise sözleşmeden çekilme kararının iptal edilmesi teklifini reddetmiş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kararı, Meclis’in alacağı bir karar değildir, Cumhurbaşkanlığı’nın, attığı adım da tamamen yasaldır” diyerek kararı savunmuştur.
               Oysa fesih gerekçeleri, İstanbul sözleşmesi feshedilmeden de yasal önlemler alınarak engellenebilirdi.
              Ayrıca fesih gerekçeleri, İstanbul sözleşmesi imzalanırken ve TBMM tarafından kabul edilirken de vardı ama insanlarımız, gelişmeleri çok iyi değerlendirmiyor, ne yapmak gerektiğini de önceden de düşünmüyor. Aradan bir süre geçince, doğru olan yol ve yöntemi buluyor. Fakat iş işten de geçmiş oluyor. Ülkemizi de arzu edilmeyen, sorunlarla meşgul ediliyor.
    


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi