4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KADIN İSTİHDAMI

 Türk tarihinde, yer alan, Nene Hatun,  Kara Fatma, Gördesli Makbule, Halide Edip, Ayşe Hanım, Asker Saime,  Süreyya Hanım… gibi pek çok Türk kadınının, erkelerle birlikte  vatanımızın bölünmez bütünlüğünü korumak milletimizin huzur ve mutluluk içerinde, özgürce yaşamasını sağlamak için,  yaptıkları fedakarlıklar ortadadır.
                Nitekim Mustafa Kemal ATATÜRK, "’’Dünyanın, hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu kadınının üstünde, kadın çalışmasını zikretmeye imkân yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını, "Ben Anadolu kadınından, daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim diyemez.’’ Demişti.
             Mustafa Kemal Atatürk, kadınlarla ilgili düşüncelerini sözde bırakmadı. Kadınlarla ilgili radikal değişimler yapmıştı. Mustafa Kemal’le birlikte, kadının başta eğitim olmak toplumsal yaşamda ve aile yaşamında, eşit haklara sahip olarak yerini alması için, gereken, hukuk, çalışma, siyasal katılım gibi atılımları yapmıştır.
              Bu değişimler, yasalarla güvence altına alınmış, seçme ve seçilme hakları verilmiş, kadının erkeklerle, her alanda eşitliği sağlanmıştır.
              Bugün de kadınlarımız, arzu edilen boyutta olmasa da her alnada çalışıyorlar. Ancak yeterli değildir. Ülkemizde,  binlerce kadın,  çalışmak istediği halde iş bulmakta güçlük çekiyor.
               Ayrıca yaşamın, her alanında kadınların karşılaştıkları eşitliksiz, salgında daha da belirginleşti. TÜİK’in, açıkladığı işgücü verilerine göre,  bir ayda erkek istihdamı 117 bin kişi artarken,  kadın istihdamı 332 bin kişi azaldı.
                Ülke genelinde, kronikleşen işsizlik sorunu, Covid19 salgının da etkisiyle derinleşti. Bu durumda kadınların payına, daha çok işsizlik düştü. Kadınların, yaşamın her alanında karşı karşıya kaldığı eşitsizlik ve ayrımcılık,  Covid-19 döneminde çalışma yaşamında daha da belirgin hale geldi.
               Ülke genelinde, çalışabilir yaştaki kadın nüfusu 32,1 milyon. Ancak 15 ve üzeri yaştaki bu kadınların, yalnızca 10 milyonu işgücüne dahil ediliyor. Geriye kalan 22,1 milyon kadın çeşitli nedenlerle, işgücüne dahil olmuyor. Salgın döneminde ise bu rakam daha da arttı.
           Öte yandan yapılan birçok araştırma şunu gösteriyor; kadının, çalışma yaşamında olmasıyla politik tercihleri arasında ciddi bir bağ var. Çalışma yaşamından uzaklaşan kadın. politik tercihleri itibarıyla da muhafazakârlaşıyor.
           Yani Türkiye’de, devlet evde bakım hizmetleri için, sosyal yardım olarak ödediği parayla kadınları, hem çalışma yaşamından uzaklaştırıyor, hem de politik tercihlerini etkiliyor, yani kendisine bir seçmen kitlesi oluşturuyor ve iktidarını güvence altına alıyor.
               Kadın istihdam oranlarındaki aşırı düşüklük, Türk ve AB iş piyasaları arasındaki farkları, büyük ölçüde açıklıyor. Her ne kadar ülkemizde,  erkek istihdamı, AB ortalamasına yakın %73.9 düzeyinde olsa da, bu sayı kadınlarda %26.1’de kalmaktadır.
            Türk toplumunda da kadınların istihdam oranını, AB düzeyinde olabilir.  Çünkü Türk kadının, ne Batılı, ne de doğulu hemcinslerinde farkı yoktur. Kadınlar, iş yaşamının, her kademesinde aktif olarak çalışıyorlar. Her sektörde, başarılı performans sergiliyorlar.
             Sorun, toplumda kadınların ikincil emek olduğu algısı sendikalarda da bile yaygın. Oysa kadınların, çalışma yaşamında var olabilmesi, eşit haklar temelinde çalışabilmesiyle mümkün. Bunun için toplum, bu tutumdan bir an önce vazgeçmelidir. 
               Ülkemizde, kadın istihdamı, ülkedeki yaygın kültürel ve geleneksel kalıplardan da olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu sebepten dolayı, kadınların, iş piyasasına katılmının artırılması için esaslı adımların atılması bir zorunluluktur.
              Kadınların, istihdam edilebilmesi için ilgili kurum/kuruluşlar ve sendikalar mutlaka projeler üretmelidir. Nitekim İŞKUR, tarafından Uygulanan 131 yerel proje, kadınların farklı sektörlerde, istihdam edilebilirliğine yardımcı olmuş, kadın girişimciliğini desteklemiş ve kadınların iş piyasasına katılımına engel olan kültürel ve diğer engelleri azaltmıştır.
            Binlerce kadın da bu projelerden, faydalanarak, kayıtiçi piyasada iş bulma konusunda daha avantajlı konuma gelmiştir.
             Kadınların, ekonomik ve sosyal yaşama etkin bireyler olarak katıldığı ülkelerin tümü, refah seviyesinin, eğitim düzeyinin ve kişi başına gelirin yüksek olduğu ülkelerdir. Bu ülkeler, uzun yıllar bu yönde politikalar geliştirmiş ve bu politikaları yaşama geçirmişlerdir.
            İstihdama katılım, bir kadın için para kazanmanın çok ötesinde bir anlama sahiptir. İstihdama katılım, kadının, kendi ayakları üstünde durmasının ve kendisine güven duymasının da önemli önkoşullarından biridir.
            Türk kadını, her aldan görev almalıdır. Çünkü Türk kadını, oldukça donanımlı, hazırlıklı; bilinçli ve kadın olarak, her göreve taliptir. Yaşadıklarını ve yaşananları sorgulayarak ve bunlardan ders çıkartarak, kendi çocuklarının da bu bilinçte yetiştirerek, üst düzey görevlere de taliptirler.
             Türk Halkı, erkek ve kadın,  her alanda, birlikte  çalışarak,  başarılı olacaktır. Nitekim ATATÜRK ," Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı, topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!" demiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi