Eskişehir’de, gerek tecrübesi, bilgisi, gerekse yaşı itibariyle, belirli bir alanda sözü dinlenen, alanında otorite durumunda olan, yaklaşım ve çözüm önerilerine değer verilen, sayılıp, sevilen, "uzman" ya da "duayen" kavramından farklı olarak içinde " KAMİL İNSAN"  insanlarımız yaşadı.
Kamil insanlarımız, bildikleri yoldan ve doğrulardan hiç şaşmadılar. Gösterişe kaçmadan da, hizmet etmeye ve eserler bırakmaya, devam ettiler. İnsanlarımızın gönlünde hep yaşadılar. ANILARI var oldukça da yaşayacaklar.
Kamil insanlar için, yaşamı boyunca, işlerin, doğru yapıyor olması, yeterli değildir. Aynı zamanda, doğru ve isabetli işlerin yapılıyor olması gerekir. Zamanını iyi kullanır, kendi kedini de disipline edebilir. Hataları, tekrar etmez. Tutarlı bir kişiliğe sahiptirler. Herkese de aynı oranda saygı gösterirler. Fırsatları da çok iyi değerlendirirler..
Ayrıca işinin ehli olmak, sadece deneyim ve bilgi sahibi olmak demek değildir. İşinin ehli, her şeyi bilen, kendisi çözen kişi hiç değildir. Tam tersine, bildiğini, çok iyi bilen, iyi gözlem yapan, her zaman güven ve ihtiyaç duyulan kişidir.
 Akil insanlarımız, komşusu açken tok yatmazlar. Sosyal adalet ve dayanışmanın, önemine inanırlar. Kazançlarını ve kazanımlarını, toplumla paylaşmaktan da büyük zevk ve haz alırlar. Bu tavırları ile de alanlarında, eğitimini yaparlar. Duayen ve akil insan olmak aynı zamanda, ahlakın, temeli vicdandır. Vicdan ise akil adam olma, manevi bir duygu ve içgüdüdür.
Kentlisi, köylüsü, kültürlüsü, kültürsüzü, görgülüsü, bu topraklarda yaşamıştır. Bunlar ölümlerinden sonra, zamanla unutulmuşlardır. Ancak "AKİL ADAMLAR" anılıp, bu özelliğinden dolayı hep ön planda olmuştur. Pek çoğu da isimsiz kahraman olarak kalmış veya eserleri yaşadıkça, onlarda dünyada, hep var olmuşlardı
Bu insanlarımız, bildikleri yoldan ve doğrulardan hiç şaşmadılar. Gösterişe kaçmadan da, hizmet etmeye ve eserler bırakmaya devam ettiler. Meçhul kahramanlar olarak da,Türk toplumundaki yerini aldılar.Türk insanının gönlünde, hep yaşadılar. Geride bıraktıkları eser ve anıları var oldukça da yaşayacaklar
Kamil insanlar, Sosyal adalet ve dayanışmanın, önemine inanırlar. Kazançlarını ve kazanımlarını, toplumla paylaşmaktan da büyük zevk ve haz alırlar. Bu tavırları ile de alanlarının eğitimini yaparlar.  Toplumda sevilen ve her zaman ihtiyaç duyulan kişilerdir.
Eskişehir’ de, alanın duayen, pek çok insanımız oldu. Bu insanlarımızdan biri de İstikbal Gazetesi sahibi, Rahmetli Oğuz TüRKMEN’ dir. Kendisini Şeker İlkokulu’nda görevli iken tanımıştım.
İnsanlara ve çalışanlarına, sürekli rehberlik etti. Onlara daima inandı, güvendi, cesaretlendirdi. Sevgi ve saygıyı öğreten, çok yüce gönüllü, bir insandı. Tabii her işin evvelinde, sonunda ve merkezinde insan vardır. İnsanları ve onlarla paylaşmayı seven insandı. Attığı her adımı, insan sevgisiyle, memleket sevdasıyla atan, gerçekten bir rol modeldi.
Rahmetli Oğuz Türkmen, her yönüyle ideal ve örnek insandı. insanlar arasında ayrım yapmaz. sözü öz ve gerçektir. Hoşgörü ve tevazu sahibiydi .İnsanlar arasında saygıyı, dostluğu ve dayanışmayı sağlamaya çabalardı. Kendini, olduğu gibi kabul eder kimseyle mukayese etmezdi.. Eleştiriye karşı, hoşgörülüydü.. Haklı olmak yerine, mutlu olmaya çalışırdı. Alçak gönüllüydü.
Rahmetli Oğuz TüRKMEN, AHİ" ahlakine sahipti. özellikle de Ahiliğin açık ve içe ait olan, altı emir olan, cömertlik, tevazu, kerem, merhamet ve bağışlama, bencil olmama, realizmi hep ön planda tuttu. Doğruluktan ayrılmadı. Alanında, en donanımlı, en deneyimli, örnek bir insandı. ülkesini ve yaşadığı kenti sevdi ve ona hizmet etme yolları da aradı.Bu alanda, hiçbir fedakarlıktan da uzak durmadı.
Yine Rahmetli TüRKMEN’ e göre, insanın yaşamı boyunca, işleri doğru yapıyor olması yeterli değildi; aynı zamanda, doğru ve isabetli işlerin yapılıyor olması gerekirdi. İnsan, zamanı iyi kullanmalı, kendi kedini de disipline edebilmeliydi. Hataları, tekrar etmemeli, tutarlı bir kişiliğe sahip olmalı, herkese aynı oranda saygı göstermeli, fırsatları da çok iyi değerlendirmeliydi.
Rahmetli TüRKMEN ile sohbet etmek, insana büyük haz verirdi. çünkü düşünceleri, fikirleri ve konuşmaları, sade, duru, pak ve moral vericiydi. Faktörler, ne kadar değişse de, değişen koşullara uyabilen, ancak bildiği doğrulardan da asla taviz vermeyen, bir yapıya da sahipti. 
Rahmetli Oğuz TüRKMEN, ebediyete intikal etti. Ancak matbaacılık ve basın  alanındaki misyon, hizmetleri ve sohbetlerdeki, söylem, düşünce ve fikirleri, dinamik ve risk alan tavrı, kararlı tutumu ile hep hatırlanacak, genç nesle de örnek olacaktır.
Ruhu Şad, mekânı Cennet olsun…