4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KAYMAZ VE SİYANÜR HAVUZU

  15 Ağustos 2008 tarihinde, Kaymaz Beldesi’nde,  Kaymaz Altın Maden Yatağı ile  ilgili bilgilendirme toplantısı yapılmıştı. O günlerdeki bir yazımda, “Kaymaz Altın Maden Yatağı ile ilgili faaliyetleri, Koza Altın İşletmeleri A.Ş,  Kaymaz halkı ve Eskişehir,  ciddiye alması gerekir. çünkü yapılacak hataların, geri dönüşü ve telafisi yoktur” demiştik.


          Tüprag Metal MadSanTic. A.Ş,ve  Koza Anadolu Metal Madencilik İşletmeleri A.Ş’ nin,  Kaymaz Altın Maden Yatağı ile ilgili, çalışmalarını, defalarca yerinde izledik. çalışmalarına da tanık olduk.


             Nitekim Koza Anadolu Metal Madencilik İşletmeleri A.Ş’nin, Proje Müdürü, Sayın Dr. A. Vedat OYGüR’ e, madenle ilgili, kaygılarımız ilettik.  O da fizibilite çalışmaları ile ilgili bilgileri, kendine özgü bir üslupla, bizimle paylaşmıştı.


              Kaymaz Altın Maden Yatağı ile kaygılar, hala devam ediyor. çünkü Siyanür’ ün çevre ve insan sağlığı üzerinde ki etkileri ortadadır.


             Siyanürle ilgili, gerçekler ve kaygılar ortada iken,  TMSF yönetimindeki Koza Altın İşletmelerinin, yaşam alanlarının yanı başındaki 40 hektar alana, 1 milyon 750 bin metreküplük, siyanürlü ikinci atık depolama tesisinin, çED raporu onaylandı..                         


             Oysa  Altın, 51 çeşit yöntemle çıkartılırken, en ucuz yöntem olan, siyanür tercih edilmektedir.  Ancak siyanür, çok zehirli bir maddedir. çok düşük miktarı bile, insanlarda ve hayvanlarda ölümlere neden olmaktadır. Bunun içindir ki siyanür kullanımı sırasında, gerekli bütün önlemler, eksiksiz olarak ele alınmalıdır.


                    Ayrıca WHO (Dünya Sağlık örgütü)’nun, ağır metallerin, yeraltı sularına geçmesi halinde, 50 kilometre uzağa gidebildiklerini tespit etmiştir. Kaymaz Atın Maden Yatağı’ nda siyanür sayesinde, ayrışan ağır metaller, yer altı sularına geçmesi halinde, Kaymaz, çifteler, Mahmudiye ve Sivrihisar bölgelerindeki yer altı suları,  zarar görür. 


           Yine çevre Avukatı, Sayın Senih Ozan, bir panelde, “  İzleyiciler arasında bulunan, halk sağlığı uzmanı dostumuz, 'Altın madeni bulunan, 30 kilometrekarelik alanda canlı yaşamaz,' diyor. Bölgede bulunan tüm canlılar, tehlike altındadır. Danıştay'ın, bu bölgede, sağlıklı yaşam hakkının risk altında olduğuna ilişkin kararı vardır. Yani bölgede altın madeni işletilmesi Danıştay kararı ile yasaklanmıştır. Bu kesin bir karardır. Ama hükümet, bölgede altın madeni işletme izni veriyor. TCK'nin 146. maddesine göre mahkeme kararları geciktirilemez.”demişti.


             1986 yılında, Başbakan olan Turgut özal’ın, isteği doğrultusunda hazırlanan 3213 sayılı maden kanununun ardından, Eurogold, Tüprag, Dardanel, Cominca, Anglo Tur, Anatolia Minerals, eldorado gold gibi şirketler, gerekli izinleri alıp, arama çalışmalarına başladılar


            . Bu şirketlerden, bazıları da ellerindeki imtiyaz haklarını yeterli görmeyip, Eczacıbaşı Holding ile Dedeman’ın uhdesinde, bulunan maden sahalarındaki arama izinlerini de ele geçirdiler..


             Bu şirketlerin, ülkemizdeki aramalar sonucu, devlete sunduğu gerçek fizibilite çalışmalarına ve yapılan anlaşmalara ulaşmak mümkün değildir. çünkü bu bilgiler, gizli tutulmaktadır. Ne acıdır ki yabancılarda olan bilgiler, Türk halkından saklanmaktadır.


             Bu gizlilik, altın rezervleri için de söz konusudur.  Kazı kesitleri ve altın rezervlerini de devlet, bu şirketlerin beyanından öğrenmektedir. Yani devletti yönetenler, bu şirketlere güvenmekte, kendi insanına güvenmemektedir.


            Elbette ülkemizdeki madenler çıkartılarak, ülke ekonomisine katkıda bulunmalıdır. Buna kimsenin itirazı olamaz. Ancak ülkemizin, menfaatlerini ve çevreyi koruyacak yasalar yeterli değildir. 


              CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Orhan Sarıbal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında,” …. O siyanürlü havuzları, çamur, batak kalan kısmı için 150-200 yıllık havuzlar yapacaklar. Demek ki 200 yıl, biz bu topraklarda o riski taşıyor olacağız. çıkardıkları altından, ülkemize kalan kısım sadece yüzde 2'lik kısım olacak. 100 kilo altının 2 kilosunu bize bırakacaklar.” demişti.


              Kaz Dağları'nda, madencilik faaliyeti yürüten Kanadalı şirket Alamos Gold, tepkiler üzerine yaptığı açıklamada, siyanürün doğaya sızma riskinin bulunmadığını öne sürdü. Ancak dünyada, 1971 - 2015 yılları arasında, kayıtlaya geçen 11 altın madeni kaynaklı 11 felaketin,  6'sı Kanadalı şirketlerin, işlettiği madenlerde yaşandı.


            öte yandan, Kaymaz’ da, gerçekleştirilecek olan, 40 hektar alan içinde, 1 milyon 750 bin metreküp kapasiteli, Siyanür atık depolama göleti, stardartlara uygun yapılmaz ise   çevre ve  insanlar açısından, risklidir.


          Ayrıca  madenle ilgili işlemlerin, özellikle de siyanürün, çevreye zarar vermemesi için,  KAYMAZ Altın Maden Yatağı için yapılacak olan, siyanür katı atık havuz yapılacaksa  ileri teknoloji kullanmalıdır,


            Havuzun yapımında,  çift komposit geçirimsiz tabakalı atık havuzlar, en son teknoloji içermelidir. Yeraltı suyu ve hava kalitesi, izleme ve acil müdahale ünitesi ve diğer birimlerde, en son teknolojiler, kullanılarak gerçekleştirilmelidir.


            Kaymaz altın Maden Yatağı, deprem fay hattı üzerindedir. Katı atık havuzlarının yapımında, deprem gerçeği gözetilmelidir.  Katı atık havuzlarının, Taban kesitini, depolama tesis plan ve kesitini, özellikle de Şematik Proses Akış diyagramını, göremediğimiz için, bu hususlarda yorum yapamıyoruz.   


            Kaymaz’ da, gerçekleştirilecek olan, 40 hektar alan içinde, 1 milyon 750 bin metreküp kapasiteli, Siyanür atık depolama göleti, ile ilgili, eleştir ve önerileriler, en öenmlisi de  kaymaz halkının, itirazlarını, TMSF, dikkate almalıdır.  çünkü Dünyanın, en güvenli sayılan siyanürlü altın işletmelerinde bile, çevre felaketleri, yaşandı ve yaşanıyor.


 


 


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi