4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KERKÜK VE REFERENDUM

                             
              Sivil Toplum Kuruluşları’nın, insan refahının iyileştirilmesine ve toplumdaki sorunların çözümüne yönelik, aktif rolleri de bulunuyor. Toplum, hükümet ve devlet kuruluşlarını, belirli konularda buluşturan ve görüş alışverişi yapılmasını sağlayan STK’ lar, son yıllarda, her alandaki etkinlikleri ile de dikkat çekiyorlar.
            Bu sivil toplum örgütlerimizden biri de Eskişehir Türk Ocağı Şubesidir. Eskişehir Türk Ocağı Şubesi Başkanı, Sayın Prof. Dr. Nedim üNAL’ ın rehberliğin de başarılı performans sergiliyor. özellikle de Irka ve Suriye’ den gelen Türkmenlere, her konu da yardımcı olması, örnek teşkil edecek niteliktedir.
            özellikle de Perşembe ve Pazar günleri, örnek alınacak, konferansları ile yerel, ulusal, hatta evrensel sorunlar yanında, Türk dünyası ile ilgili konular üzerinde, üyeleri yanında, halkımızı, özellikle de gençlerimizi, yetkili akademisyenleri ve alanında uzman kişileri, davet ederek, aydınlatıyor. 
             Eskişehir Türk Ocağı yönetimi tarafından, Pazar günü düzenlenen konferansta, Kerkük meselesi, masaya yatırıldı. Türk Ocağa hizmet binasında, verilen konferans da konuk, aslen Kerkük’lü olan, çankaya üniversitesi, öğretim üyesi ve Kerkük Vakfı Başkanı, Sayın  Prof. Dr. Mahir NAKİP’ di. Konu ise “Kerkük ve Referandum”du.
             Konferansın, açılış konuşması yapan,  Türk Ocağı Eskişehir Şube Başkanı,  Sayın Prof.Dr. Nedim üNAL, bölgedeki asıl hedefin, Kerkük olduğunun söyledikten sonra, “Bu referandum, ya Irak Kürt siyasi hareketinin intiharı, yada Bağdat yönetimi ile yeni pazarlıklar yapmanın, bir aşamasıdır. Kerkük, Türkiye için, kırmızı çizgi olmalıdır. Hiç bir şekilde pazarlık konusu yapılmamalıdır. Aksi takdirde, Türkiye’nin, Irakla imzaladığı,1926 anlaşmasını, yeniden gözden geçireceğini, dünya kamuoyuna bildirmelidir” dedi.
              Sayın Prof.Dr.Mahir NAKİP ise bölgede yaşanan gelişmeler hakkında,bir değerlendirmede bulunarak, 2003 yılından beri, bölgedeki sorunun, bir türlü çözülemediğini ifade ettikten sonra,  “25 Eylül referandumundan önce, hiç kimsenin destek çıkmadığı halde referandumun, gerçekleşmesi manidardır. Ya Irak Kürt siyasi hareketinin intiharıdır, ya da Bağdat yönetimi ile Yeni pazarlıklar yapmanın, bir aşamasıdır” dedi.
          Sayın Prof. Dr. NAKİP, 2003 Nisan’ında, tapu ve nüfus idarelerini yağmalandıktan sonra yüzbinlerce Kürt göçmen , bu şehre yerleştirildiğini,. Şehrin nüfusu , 700 binden bir anda bir milyon 300 bine yükseldiği belirttikten sonra,” . Bu artış, başka Kürt bölgelerinden nüfusun Kerkük’e kaydırılması ile sağlanmıştır. Bu emir-i vaki il meclis ve genel seçim sandıklarına da yansımıştır. 41 sandalyelik, Şehir Meclisi’nin,  26’sı Kürtlerde, 9’u Türkmenlerde ve 6’sı da Araplardadır. 12 milletvekili sandalyesinin,  8’i Kürtlerde, ikişer tanesi de Türkmen ve Araplardadır” dedi.
         Sayın Prof. Dr. NAKİP,  Bağdat yönetimi, görüşmeleri başlayabilmesi için, hem federal mahkeme kararlarından, hem de Irak parlamentosundan aldırdığı güçle, iki önemli şart koşmaktadır. İlki referandum sonuçlarının, iptal edilmesi ve başta Kerkük olmak üzere , Peşmerge'nin işgal ettiği topraklardan, çekilmesi gerektiğini vurguladıktan sonra, “. Kürt yönetimi ise bu konuda, henüz bir adım atmış,  ya da bir tavır koymuş görünmüyor ama sık sık Erbil'e gelen heyetlerle, görüşmeler yapmaktadır” dedi.
           Sayın Prof Dr. NAKİP göre, Kerkük, Türkiye için,  kırmızı çizgi olmalıdır. Hiç bir şekilde pazarlık konusu yapılmamalıdır. Aksi takdirde, Türkiye’nin , Irak’la imzaladığı 1926 anlaşmasını yeniden gözden geçireceği, dünya kamu oyuna bildirilmelidir
           Ayrıca en tehlikeli ihtimal, Bağdat yönetiminin, iki şartından birisinden vazgeçmesine zorlanmasıdır. Referandum sonuçlarının, iptalinin, öncelikli olacağına göre, ihtilaflı bölgelerden, Peşmergelerin çekilmesi şartından, vaz geçmesi daha kolay görünüyor. Bu da Kerkük şehrinin, biraz daha Kürt yönetimine girmesi demek olacaktır.
            Kürt tarafı, bir süreç başlattı. İlkin Kerkük İl Meclisi’nin sadece Kürt üyelerinin katıldığı bir toplantıda, Kürt bayrağının, Kerkük’ün resmi makamlarına asılmasını ve Kürtçenin resmi dil olarak, Kerkük’te kullanılmasını zorunlu kıldı.
             Irak Meclisi’nin ve Bağdat, Ankara, İran ve ABD hükümetlerinin, uyarılarına rağmen uygulama devam etti. Kuzey Irak Kürt Yönetimi, bu kararı desteklemekle yetinmeyip Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nin bağımsız, Kürdistan olabilmesi için, bir komisyon kurulmasına karar verdi. Bu karara, sadece KDP ve KYB katılmıştır.
             Sayın Prof Dr. NAKİP, Türkmenlerin, Irak içinde söylem birliği oluşturmanın yanında, her ne başlık altında olursa olsun, silahlanma yoluna gitmeleri gerektiği fikrindedir.  Ancak buna, ne Kürtlerin, ne de Bağdat yönetiminin, sıcak bakmayacağını söyledi.
               çözüm olarak da Haşdi Şaabi içindeki 3 bin kişilik Türkmen silahlı gücünün sayısını ve çeşitliliğini artırmakta görüyor. çünkü Haşdi Şaabi,  artık Irak’ın, resmi ordusudur.
              Ayrıca Türkmen milletvekilleri, gruplar halinde Türkiye’yi, İran’ı, Suudi Arabistan’ı, Amerika’yı, İngiltere’yi ve Rusya’yı ziyaret ederek, Bu ziyaretlerde Türkmenlerin ve bölgelerinin,  durumunun,  iyi bir şekilde anlatılmasını da çözüm olarak öneriyor.
              Bugün ise Kekük’ de Irak Merkezi Hükümeti'nin, Kerkük'e yönelik başlattığı operasyonun ardından, ordunun şehir merkezine ilerleyişi hızla sürüyor. Peşmergenin bölgeyi terk etmeye başladığı, bilgisi gelirken, havalimanı da dahil önemli bölgelerden, peşmergenin çekildiği bildiriyor.
.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi