4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

MÜLAZIM AHMET HAMDİ BEY

                               


          Cumhuriyetimiz için, en önemli dönüm noktalarından birisi olan, “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı”, COVİD19 nedeniyle, bu yıl meydanlarda kutlanamadı. Ancak coşkusu evlerde ve yüreklerde yaşandı. Başta Büyük Önder ATATÜR K ve diğer isimsiz ve mechul kahramanlar, bir kez daha minnetle hatırlandı.


           Bu kahramanlardan biri de 19 Mayıs’ ın, isimsiz kahramanı, Halil İbrahim oğlu, 1900 SİVRİHİSAR doğumlu, Mülazım(Teğmen)Ahmet Hamdi Bey(AYKER)” dir.


              İngilizler, 9 Mart 1919 tarihinde, Samsun’a 200 kişilik askerî birlik çıkarmışlar, bir müfreze de Merzifon’a göndermişlerdi. Kurtuluş Savaşı öncesi, çoğu Rum olmak üzere,50-60 kadar çete, Samsun sancağı içinde, huzur ve asayişi kökünden sarsmıştı


           Mülazım Ahmet Hamdi Bey, Mahmur Dağı’na doğru Rum çetelerinin üzerine yürüdü. Bu durumdan kuşkulanan Rum Pontus çetelerinin liderleri, İngilizlerden, büyük bir yaygara ile güvenliklerinin sağlanması için yardım istediler.


             19 Mart günü, Samsun açıklarında bekleyen bir İngiliz gemisinden, kente 100 asker çıkarıldı.


           Bu olay, Kurtuluş savaşının, ilk kıvılcımı ve ilk direnişi göstermesi bakımından,


 çok önemli bir olaydır. Bu olaydan sonra, İngilizler dikkatlerini bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin,Türk halkının silâhlandığı konusundaki şikâyetleri arttı.
           Mülazım Ahmet Hamdi Bey, birlik komutanının uyarıları ile birliğe döndü ise de onun bu davranışı İngilizlerce, Osmanlı Hükûmetine şikâyet edildi. Bu durum, Türklerin, soykırıma geçtikleri biçiminde duyuruldu.


              Türklerin, Rumları öldürme hazırlığı içinde oldukları yalanları ile dolu raporların işgal kuvvetlerinin temsilcilerine bildirmesi, "Canik Bölgesi Asayiş Dosyası" adıyla bir raporun hazırlanmasına neden oldu


             Aynı günlerde, İtilaf Devletleri, sadarete başvurarak, Samsun ve civarında bulunan Rum köylerine, Türk çetelerince saldırıldığını, hükümetin güvenliği sağlamaması hãlinde söz konusu bölgeyi işgal edeceklerini bildirince, kaygılanan, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Beyin tavsiyesi ile bölgeye, Mustafa Kemal Paşayı göndermeyi kararlaştırdı.
              Mustafa Kemal Atatürk, uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve birşeyler yapmak için, Anadolu’ya geçmek istiyordu. Bu O’nun için bulunmaz fırsattır.


              İngilizler, bir müfrezesini de Merzifon’a göndermişledi. Bu gelişmelere, ilk tepki, 17-18 Mart 1919 gecesi, Samsun’daki, Türk Birliği’ nden geldi. Bu birlikte görevli, Sivrihisarlı Mülazım (Teğmen) Ahmet Hamdi Bey, askerleri ile dağa çıkarak mücadele başlattı. Kurtuluş Savaşının, ilk kıvılcımını da böylece başlatılmış oldu.


           Mülazım Ahmet Hamdi Bey’ in, bu davranışı, son derece önemli idi. Çünkü Mülazım Hamdi Bey, işgalci İngiliz askerlerine karşı da ilk kıvılcımı çakan kişi olmuştu. Bu olaydan sonra, İngilizler, büyük endişeye kapıldılar..
           NitekimMustafa Kemal Paşa’nın, Samsun’ dan, 22 Mayıs 1919 da, hükümete verdiği raporda: " İngiliz kıtasının, Samsun’ a çıkması üzerine, memleketin yabancı istilasına uğradığı hissine kapılan ve Rum taşkınlıklarına kızan, 15. fırka (Tümen) makineli Tüfek Subayı Ahmet Hamdi Efendi, Rum çetelerinin, Türk Köylerine ve halkına yapmakta oldukları zulüm ve tecavüzden üzülerek, bir makineli tüfek ve emrindeki askerlerle, 17-18 Mart gecesi dağa çıkmıştır. " demişti.
              Kurtuluş Savaşı’nda, ilk kıvılcımı yakan, Sivrihisarlı, Yedek Subay, Halil İbrahim oğlu  Ahmet Hamdi Bey(AYKER)" in, bu kahramanlığı, Genel Kurmay Başkanlarımızdan, Rahmetli Fevzi Çakmak Paşa’ nın, anılarında da görmek mümkündür.
                Yine Kamuran Gürün, "Savaşan Dünya ve Türkiye" adlı kitabında," Mülazım Ahmet Hamdi Bey, dağa çıkarak, İngilizlere nota verdirmesine, Mustafa Kemal Paşa’nın görevlendirilmesine, KURTULUŞ SAVAŞI’ NIN, DOLAYISIYLA DA OLSA, BAŞLANGICINA SEBEP OLMUŞ OLUYORDU." ifadelerini kullanmıştır.
                Ahmet Hamdi Bey’e, Kurtuluş Savaşı’ndaki başarılarından dolayı, 24 Şubat 1926’ da T.B.M.M tarafından, 2094 sayılı berat’ la kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verildi.
      Ahmet Hamdi Bey’in, yaktığı kıvılcım, 19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Ama bugün unutuldu.


              Oysa bazı milletlerin, kendilerine tarih aradığı bir dünyada, hatta Batılıların tarihte olmayan kahramanlıklarını varmış gibi gösterip, sayısız kitaplar yazıp, filmler çevirirken, bizim var olan, büyük potansiyelimizi değerlendiremeyişimiz, tarihimizin, özellikle de Mülazım Ahmet Hamdi Bey  gibi kahramalarımızı, insanlarımıza, özellikle de  çocuk ve gençlerimize tanıtılmalıdır.


                Türk tarihi, Mülazım Ahmet Hamdi Bey’gibi, devleti ayakta tutan sayısız, isimsiz kahramanlarla doludur. Türk devletlerinin kurulmasında, kahramanların payı büyüktür. Varlığımızı, borçlu olduğumuz, vatanları uğruna canlarını, hiçe sayan bu kahramanların bırakın anılarını yaşatmayı, çoğunun adlarını dahi unuttuk.


            Ülkemizi ve özgürlüğümüzü, borçlu olduğumuz, Mülazım Ahmet Hamdi Bey gibi


 Kahramanların, isimlerini ve anılarını yaşatmak,  gelecek nesillere aktararak, tarihe ışık tutmak,  kahramanlarımıza ve gelecek nesillere, en büyük borcumuzdur.


             Bu nedenle de Eskişehir bünyesinden,  yetişen tarihimize mal olmuş, Mülazım Ahmet Hamdi Bey’gibi kahramanlarımızın, isimleri, Eskişehir ve ilçelerindeki cadde, sokak, kavşak ve parklara verilmelidir.


             Çünkü çocuklarımız, sevgi, hoşgörü, doğruluk, dürüstlük, cesaret, fedakârlık, yardımseverlik, sorumluluk, vefa, sabır, azim, hak ve hukuk, vatan sevgisi, gibi çeşitli vasıfları, Mülazım Ahmet Hamdi Bey’gibi, isimsiz ve mechul kahramanlarımızdan öğreneceklerdir.


              Ne mutlu! Geçmişimizdeki isimsiz ve mechul kahramanlarımıxı, tanıyan ve tanıtan isnsanlarımıza…


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi