Çağımızda, eğitimin önemi artarak devam etmektedir. Bireylerin, temel yeterliklere, sahip olması, bilgiye ulaşabilmesi, sağlıklı toplumsal ilişkiler kurabilmesi ve iyi bir kariyer elde edebilmesi için, eğitim, bir zorunluluktur.  O nedenle de toplumlarda, bireylerinin, örgün, ya da yaygın, her türlü eğitime ulaşabilmesi, bir mecburiyettir.

            Nitekim Büyük Önder ATATÜRK ,“Eğitimdir ki bir milleti; ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.” demiştir.

             O nedenle de sağlık personeli gibi, öğretmenler, hatta öğrenciler de önceliki olarak  aşıllanıp, bir an önce eğitim kurum/kuruluşları, faaliyete geçmelidir.

             Çünkü COVİD19 nedeniyle, aksayan eğitimle ilgili gelişmelerden, herkes kayğılıdır.     

               Nitekim Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu” Üyesi İlahiyatçı Prof. Dr. Ömer Özyılmaz,  "Bakandan kaynaklanan, nedenlerden dolayı, bir nesli/kuşağı kaybetmek üzereyiz. Çok ciddi önlemler alınmalıdır" dedi.

              Türkiye’de, yüz yüze eğitime geçilen, 45 günde, 28 öğretmenin hayatını kaybetmesi ve futbolculara aşıda öncelik verilmesi ile artan tepkiler üzerine, okul öncesi ve ilkokullarda öğretmenler, idareciler ve çalışanlara aşı yapılmaya başlaması ise dikkat çekiciydi.

             Köy öğretmenlerinin, bir kısmınının, aşılaması yapılırken, örgün eğitimde çalışan öğretmenlere, henüz aşı randevusu dahi verilemedi. Yaklaşık 1 milyon 200 bin öğretmenin bulunduğunu ülkemizde, şu ana kadar yapılan yetersizdir..

             İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde, basın açıklamasını okuyan, Eğitim Sen Şube Başkanı, Sayın Faik Alkan, “Mart ayından itibaren, 17 eğitim emekçisi hayatını kaybetti. Okullar sadece maske dağıtmak ile açılmaz dedik. ‘Siyaset yapıyorsunuz’ dediler. Evet, eğitim emekçilerinin, emekçi çocuklarının hakkını, sağlığını korumak için siyaset yapıyoruz” demişti.

            Aslında eğitim alanında, öncelik köy okulları ve sonrasında anaokullarındaki öğretmenlere verilmişti. Bu grupları, 2 Mart’ta, yüz yüze eğitime başlayan ilkokul ile 8’inci ve 12’nci sınıf öğretmenleri izleyecekti.

             Ayrıca çok programlı Anadolu liseleri, güzel sanatlar ve spor liselerinde, yüz yüze yapılacak uygulamalı eğitimlere katılacak öğretmenlerin yanı sıra, yüz yüze eğitime başlanacak ilkokul ve ortaokul kademesindeki özel eğitim okulları ile diğer okullar bünyesindeki özel eğitim sınıfları öğretmenlerine aşılamada öncelik tanınacağı belirtilmişti.

             Türkiye, aşılamada 2 aşamanın 7’nci adımına girdiği günlerde, 1 milyon 259 bin okul çalışanı için aşılama süreci, Milli Eğitim Bakanı  Sayın Selçuk’a ilk doz aşı uygulanmasıyla başladı açıklaması yapılmıştı.

              Sağlık Bakanlığı’nın, internet sitesinde ayrıntılı şema ile hangi meslek gruplarının aşılanacağı anlatılmış, Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk da Yüz yüze eğitim  öncesi öğretmenler için, aşı sürecinin şubatın son haftasında başlayacağını duyurmuş, öğretmenlerin de sağlık kuruluşlarında, aşılarını yaptırabileceklerini açıklamıştı.

               Ancak bu güne kadar öğretmenlerin ancak ülke gelinde %20’ si aşılanabildi.

               Ayrıca Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk,” "Aşı tedarik sürecine bağlı olarak, Sağlık Bakanlığı konuyla ilgili planlamayı yapıyor. Biz kendilerine, 1 milyon 259 bin okul çalışanımızın listesini, geçtiğimiz haftalarda iletmiştik" demişti.

           Yine Habertürk’ de bir proğramda, Milli Eğitim Bakanı Sayın SELÇUK, “Dünyanın hiçbir ülkesinde, önce öğretmenler aşılansın, ondan sonra okullar açılsın uygulaması yok. Öğretmenlerimiz, çok kıymetli. Öncelikli olarak aşılanmalarını istemem çok doğal. Benim görevimin doğası, bunu gerektirir. “demişti.                  

            Ülkemizde, 24 Şubat’tan 9 Nisan’a kadar 26 öğretmen coronadan hayatını kaybettiğini söyleyen, Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Sayın Orhan Yıldırım ise  ““Öğretmenini, milyon dolarlar alan bir futbolcudan çok daha az değerli gören,  bir anlayış tarafından yönetilmek istemiyoruz. Statta 90 dakika top koşturan, 22 futbolcuya, virüs bulaşma riski 40 metrekarelik sınıfta ders yapan 40 kişiden, daha yüksek olamaz.”dedi

                Oysa İskandinav ülkesi, i ülkeler, eğitim çalışanlarını 2. grupta aşılanması gereken ilk meslek saydı: 1. Grup; sağlık çalışanları, tıbbi tesislerde görevliler ve 80 yaş üzeri kişileri; 2. Grup ise 70 yaş üzeri, organ nakli olanlar, tedavi gerektiren kanserli kişiler, hamileler ve öğretmenleri kapsıyordu.

              UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay ve Education International Genel Sekreteri David Edwards ortak yayınladıkları video mesajda, "Okulları ve eğitim kurumlarını güvenli bir şekilde yeniden açmak ve mümkün olduğu kadar uzun süre açık tutmak bir zorunluluktur. Bu bağlamda, aşılama sürecinde, öğretmenlerin ve eğitim destek personelinin öncelikli grup olarak değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz." demişlerdir.

          UNICEF, ön saflardaki sağlık çalışanları ve yüksek risk altındaki nüfus grupları aşılandıktan sonra COVID-19 aşısı için öğretmenlere, öncelik verilmesi çağrısında bulunuyor. Böylece öğretmenlerin, virüsten korunması sağlanarak, yüz yüze eğitim vermeleri ve sonuç olarak okulların açık kalması mümkün olacaktır.

            24 Şubat’ta, corona virüsü aşısı olan Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un, aynı günlerde öğretmenlerin aşılanmasına dair takvimi de açıklamış, hatta Sağlık Bakanlığı, aşı tedarik süreciyle bağlantılı olarak tüm öğretmenler, psikolojik danışmanlar, okul yöneticileri ve okul çalışanları için planlama yapıldığı vurgulamıştı..

             Bugüne kadar 1 milyon 117 bin öğretmenin sadece yaklaşık yüzde 20’si aşıya erişebildi. Üstelik 2.dozu tamamlanan öğretmen sayısının da kaç olduğu bilinmiyor.

           Okullarda,  tedbirler, ivedilikle tamamlanmalı,  tüm eğitim emekçileri de vakit kaybetmeden aşılanmalıdır. Çünkü söz konusu olan, ülke ve çocuklarımızın geleceğidir.