4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

PARLEMANTER VE BAŞKANLIK SİSTEMİ

 Çağımızda, gerek bireysel, gerekse toplumsal, hatta evrensel sorunların çözümü, toplumların bünyelerindeki sivil örgütleri eşdeğerdir. Sivil Toplum Örgütlerinin, güçlenmesi ve toplumda etkili olması ise yapacağı icraatla orantılıdır.
          Sivil Toplum Örgütleri, amaçları doğrultusunda çalıştığı sürece, yerel, ulusal, hatta evrensel bazdaki sorunlar yanında, üyelerinin sorunlarının çözümüne, ciddi katkılarda bulanabilirler.
          Bu sivil toplum örgütlerimizden biri de Eskişehir’ de gerçekleştirilen, Adaletin Hukuku ve Parlamenter Demokrasi İdeali Platformu (AHPADİ)’ dur. ,
           Hukukçu, iş insanı, serbest meslek sahibi, işçi ve STK’lar gibi çeşitli paydaşların oluşturduğu platform, hukuksal alanı ilgilendiren ve sosyolojik, siyasal ve toplumsal konularda ortak akılla üretilmiş görüş ve düşünceleri kamuoyuyla paylaşmak ve panel, seminer ve konferans yoluyla vatandaşları bilgilendiriyor.
           Adaletin Hukuku ve Parlamenter Demokrasi İdeali Platformu, Pazar günü de  konuşmacı olarak Av. Sayın Ahmet VURAL ve ESOGÜ öğretim üyesi, Sayın Doç. Dr. Bülent YÜCEL’in, konuşmacı olarak katladığı panel de , “Türk Parlamenter sistemi tarihi” ve “Başkanlık sistemi, Türkiye “  ve “Geleceğin parlamenter  Sitemi” üzerinde duruldu..
             Panelin açılış konuşmasını yapan, Platform sözcüsü Sayın Mehmet EKTAŞ,” Son yıllarda ayağa kalkan sivil toplum girişimlerinin siyasi partilerimizin dinamizminin, demokrasi mücadelesinin hep birlikte kazanılacağı inancını büyüttüğünü söyledi. Güçlendirilmiş parlamenter sistem üzerinde görüşlerini de katılımcılarla paylaştı.
            Sayın Av. VURAL ise  “Türk Parlamenter sistemi tarihi ve Başkanlık sistemi üzerindeki dikkat  çeken açıklamalarında,   Türkiye’de parlamenter sistemin tarihsel gelişimi, anayasalar baz alınarak inceledi., parlamenter sistemin ne olduğu ve Türkiye’de nasıl uygulandığına, hükümet sistemi değişikliği tartışmalarına, başkanlık ve yarı-başkanlık sisteminin uygulanması durumunda doğabilecek muhtemel sonuçlar  üzerinde dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
             Sayın Av VURAL;”    Türkiye’de yüzyılı aşkın bir geçmişi bulunan parlamenter sistem, ilk yazılı Türk anayasası olan 1876 Kanuni Esasi (1876 Anayasası)’den hâlihazırda yürürlükteki 1982 Anayasası’na değin farklı şekillerde uygulama alanı bulmuştur” dedi.
         . Ülkemizde kimi zaman hızlı ve etkin bir yürütmeden uzaklaşıldığı, istikrarsız veya zayıf hükümetlerden kaynaklı sorunların yaşandığı bilinmektedir. Ancak yaşanan, bu sorunlara dönük çözüm yollarının, yine parlamenter sistemde gizli olduğunu belirtmekte yarar vardı.
                1923 seçimlerinden sonra oluşan II. TBMM 29 Ekim 1923 te Cumhuriyeti ilan etmiş, daha sonra 1924 anayasasını hazırlamıştır. Bu anayasa ile beraber parlamentoya seçilecek milletvekillerinin Türkçe okuyup yazabilmesi şartı getirilmiştir. 1927 yılında yapılan Cumhuriyet tarihimizin 2. Seçimlerini, seçimlere tek parti olarak giren Cumhuriyet Halk Fıkrası kazanmıştır.
               14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan genel seçimler sonucunda Demokrat parti iktidarı ele geçirmiş ve Türk siyasi hayatında yeni bir dönemin başlangıcına imza atılmıştır. Türkiye’ nin siyasi tarihindeki en önemli devrimlerden biri, 1950 seçimleriyle gerçekleşmiştir
            27 Mayıs 1960 ordu müdahalesi, çağdaş Türkiye’ nin siyasal geleneğinde bir takım köklü değişiklikler yaratmıştır. sivil yönetim kuralı, çok ağır bir darbe almıştır. O tarihten sonra Türkiye’ de silahlı kuvvetlerin yönetimi, sürekli olarak hafızalarda yer tutması  gereken bir olasılık olarak ortaya çıkmış, ülke yönetiminde  derin bir buhranın belirdiği her sefer, artık gözlerin orduya çevrilmesi bir alışkanlık ya da ihtiyaç haline gelmiştir.
             Sayın Doç. Dr. Bülent YÜCEL ise “Başkanlık sistemi, Türkiye “  ve “Geleceğin parlamenter  Sitemi” üzerindeki açıklamalarında, öncesi “Türk tipi” sonra da “cumhurbaşkanlığı” sistemi olarak önerilen yeni hükümet sisteminin,  işleyişine etki eden temel dinamikler üzerinde dikkat çeken açıklamalarda bulundu..
            Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, Türkiye’de, 16 Nisan 2017 Referandumuyla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan, bir hükûmet sistemi, parlamenter sistemin bazı özelliklerinin karışımıdır.
            Oysa parlamenter sistem, Anayasal devlet; kuvvetler ayrılığına dayanan, yürütme gücünün sınırlandırıldığı, denge ve denetlemeyi teminat altına alan, yargının bağımsız olduğu, temel hak ve hürriyetlerin en geniş manada tanındığı ve kurumsal aklın günübirlik düşüncenin önüne geçtiği bir sistem olarak tanımlanmaktadır.
              Son günlerde "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” gündemdedir..
              Bu sistemle, etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem inşa etme hedef alınmıştır.
              Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile Türkiye Cumhuriyeti devletini ve milletin birliğini temsil eden, tarafsız ve siyasi sorumluluğu olmayan Cumhurbaşkanı ile yürütmenin asıl yetkili ve sorumlu kanadı olan, yasama organının içinden çıkan ve Meclis’e karşı siyasi sorumluluğu bulunan Bakanlar Kurulu’ndan müteşekkil bir yürütme organı oluşturulacaktır.
               Türk halkının, arzu ettiği yönetim sistemi, gerçekleşecek mi zaman gösterecektir ama yönetim şekli bakımından, dünyanın en İyi ülkelerinde, ilerici sosyal politikalar ve işleyen adalet sistemi gibi konular ve kamu yönetiminde, şeffaflık, eşitlik, tarafsızlık ve liyakati ön planda tutuluyor. Yolsuzlukla etkin mücadele ediliyor. Siyasi Etik Kanunu ile de siyasi makamlar, millete hizmetten başka bir amaç taşımıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi