Beyazaltın Mahalle Muhtarı ve Kızılay Şube Başkanı, Yüksel Girgin, termik santralden, zarar görecek bölgenin, 10 mahalle muhtarı ile yaptığı basın toplantısında, Çanakkale'deki yeni nesil termik santrali, gördükten sonra, ikna olduklarını söyledi. 
 Oysa bu alanda uzman akademisyenler, termik santrallerde, ne kadar tedbir alınırsa, alınsın, çevresine, telafisi mümkün olmayan, zararlar verdiğini, özelliklede hava kirliliği, iklim değişikliği, su tüketimi, su kirliliği, toprak kirliliği, gıda güvenliği, atıklar, ulaşım, gürültü, çalışanların sağlığı ve güvenliğİ gibi sorunlara, neden olduğun da hemfikirdir.
Ayrıca Termik Santralden, 100 km yarıçapındaki alanda, en çok etkilenen gruplar, Santralde çalışanlar, Santralın yakın çevresinde yaşayanlar, gebeler, çocuklar, yaşlılar, yoksullar, kronik hastalığı olanlar, astım, KOAH vb. hastalar etkilenecektir.
Termik Santraller oluşan hava kirliliği, solunum, dolaşım ve diğer sistemlerle ilgili hastalıklara yol açar. Dünya Sağlık Örgütü 2013 yılında, hava kirliliğini, kansere yol açan etmenler listesine almış; hava kirliliğinin, özellikle akciğer kanserinin nedeni olduğunu ve mesane kanseri riskini artırdığını da açıklamıştır.
Termik Santrallerden dolayı, solunum sistemi hastalıkları nedeniyle, yatarak sağaltım gören hasta oranında artış, Bronşit, astım ve amfizem grubu hastalıklarda, Astım atakları, Akciğer dokusunda hasar, İnme, kalp atakları, erken ölümlere neden olmaktadır.
Kömür, dünya üzerinde, en büyük kirlilik yaratan enerji kaynağı ve küresel karbondioksit (CO2 ) emisyonlarının, tek başına en büyük sorumlusudur. ABD'de 2012 yılındaki sera gazı emisyonlarının %32'sinden, elektrik santrallerinin sorumlu olduğu açıklanmıştır. Avrupa'da sera gazı emisyonlarının %20'sinden kömürlü termik santrallerin sorumlu olduğu açıklanmaktadır.
Türkiye, güneş, rüzgâr, jeotermal, biokütle, küçük hidroelektrik gibi, yenilenebilir kaynaklar açısından zengin olmasına karşın, Türkiye'de, yenilenebilir enerjiler için, resmi hedefler yoktur; o nedenle de, fosil yakıt bağımlılığını daha da arttıracaktır.
Nitekim Türkiye, elektrik enerjisinin, %70'i çevre kirliliği yaratan, insan sağlığına zarar veren ve küresel ısınmaya yol açan, ülkemizde çölleşmeye de zemin hazırlayan, fosil yakıtlardan sağlamakta, ısrar ediyor.
Kömürlü termik santral, oluşturdukları kül dağları ve asit yağmurlarıyla başta ormanlar ve sulak alanlar yanında, doğaya, tarım alanlarına da büyük zarar vermektedir. Kömürlü termik santraların olduğu yerlerde, tarımsal üretim azalmakta, kül ve asit yağmuru yağan köylerde, verimli ürün yetişmemekte, ayrıca ormanlarda ve sulak alanlarda yaşayan tüm canlıların, yaşam hakları ihlal edilmektedir.
Öte yandan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Sayın Prof. Dr. Ali Osman KARABABA, termik santralin kurulması durumunda, kül dağları oluşacağı ve gazların havaya salınacağını anlatarak, bin megavat gücündeki bir termik santralin, yılda 3 bin 500 ton uçucu partikül, 75 bin ton kükürtdioksit atık oluşturarak, insan sağlığı yok edeceğini belirttikten sonra,. 'Termik santral demek, geri dönüşü olmayan yol demektir' demiştir.
Paris'te, tüm dünya çok açık bir mesaj gönderdi. Dünya artık kömür başta olmak üzere fosil yakıtları terk etme yoluna girdi. 12 Aralık 2015^de, Paris'te 200'e yakın ülkenin devlet liderleri, sivil toplum temsilcileri ve iş dünyası, kömüre, artık hiçbir şekilde yer olmadığını, net bir biçimde ortaya koydular.
Türkiye'de, Paris'te  kabul ettiği anlaşmaya, sadık kalarak iklim değişikliği ile mücadele konusunda samimiyetini göstermesi ve var olan kömüre dayalı enerji planlarını değiştirerek ve vatandaşlarına, sürdürülebilir karbondan arındırılmış bir gelecek sunacak adımları atması gerekiyor.
Alpu termik santrali, "tarımsal sit alanı" olan, 51 hektarlık, Alpu Ovasına, telafisi mümkün olmayan, zararlar verecektir. O nedenle de Alpu Ovası, termik santralin, engellenmesinde, önemli bir nedendir, Nitekim Yumurtalık bölgesinde, termik santral için, bilirkişi keşfi yapıldı. Bilir kişiler, Çukurova, Arsuz, Amik, Silifke ve Erdemli ovalarının, 'tarımsal sit' ilan edildiğini hatırlatıp, bölgede termik santral yapılamayacağına vurgu yaptı.
Ayrıca, TEMA Vakfı, Çevre Politikaları Bölümü Proje Koordinatörü Sayın Özlem KATISÖZ, Eskişehir halkı, yol yakınken, bu santrali yaptırmamak için, Alpu ovası gibi, değerli bir yere sahip çıkmak için, ellerinden geleni yapmalıdır" uyarısı da dikkate alınmalıdır
Termik Santral Sahası, Eskişehir İl Merkezi'ne, yaklaşık 32 km mesafededir, Oysa gelişmiş ülkelerinde, termik santraller planlanırken, arazinin maliyeti, yaratacağı kirlilik, gürültü, iklim değişiklikleri ve estetik kaygılar nedeniyle, nüfusun, yoğun olarak, yaşadığı yerleşim yerlerinden, uzağa kurulmuşlardır. O nedenle de Alpu Termik Santrali, yeniden değerlendirmeye alınmalı, gerekenlerde, ivedilikle yerine getirilmelidir. Çünkü son pişmanlık fayda etmez...