Türk insanı, yaratılışı gereği, dürüst ve merttir. Art düşüncelerden uzak kaldığı gibi, içten pazarlıklıda değildir. Bunun için olsa gerek, giriştiği bir işte,  hesapkitap yapmaz, çıkarını, hemen öyle aklına getirmez.

             Ayrıca bir olay karşısında, ne yapmak gerektiğinide hemen düşünemez. Dolayısıyla kendisi için hazırlanan, kimi yanlışlıklara düşmekten kurtulamaz. Bir süre sonra aklı başına gelir, işin iç yüzünü anlar, doğru yolu bulur ama iş iştende geçmiş olur.

             Ulusal Raylı Sistemler Mükemmeliyet Merkezi (URAYSİM) projesi ile ilgili gelişmelerde, bunu net olarak yaşıyoruz. Proje gerçekleşirken, tarım alanları düşünülmediği gibi, bu alanların, sahibi olan insanlarımız da bilgilendirilmemiş, sonuçta da bugün, proje ile ilgili tartışmalar meydana gelmiştir.

              Ulusal Raylı Sistemler Mükemmeliyet Merkezi (URAYSİM) projesi, gündeme gediği günlerde, Belediyeler ve toprakları kamulaştırılacak olan toprak sahipleri, karar verme sürecinde bilgilendirilse,  hem teknik, hem finansal açılardan,  gerekli araştırmalar yapılsa, bugünkü tartışmalar da olmayacaktı.

          Çünkü URAYSİM ile ilgili,  “Halkın Katılım Toplantısı”nın, tek amacı, halkı proje hakında bilgilendirmek değildir.   Bölge halkının, bu proje ile ilgili görüş ve önerilerini almak suretiyle, sürece katılımı da sağlanmış olacaktı.

          Ebette tarım alanları,  her girişimden daha önceliklidir.  Çünkü tarım alanları, insan yaşamı için de olmazsa olmaz konumdadır. Nitekim  COVİD 19, tarım ve hayvancılığın,  ekonomiler için,  ne derece kritik olduğu, bir kez daha ortaya koydu.

            Mustafa Kemal ATATÜRK; “Üreticilerden, yoksun olan milletler, üretenlerin esiri olur. Milli ekonominin, temeli ziraattır. Köylü, milletin efendisidir. ” diyerek, bir ülke için  tarımın ve bu sektördeki üretimin ve üreticinin, ne denli önemli olduğunu vurgulamıştır.

           Elbette Ulusal Raylı Sistemler Mükemmeliyet Merkezi (URAYSİM) projesi de ülkemiz ve Eskişehir açısından önemlidir.  Gündeme geldiği günlerde, çok yönlü fizibilite çalışması  ve halkı bilgilendirme toplantısı  yapılmış olsa,  bugü arzu edilmeyen, tablo meydana gelmezdi.

            Çünkü bilgilendirme toplantısı gerçekleştirilse,  kamulaştırılacak tarım alanları gündeme gelecek, toprak sahiplerinin de proje hakkındaki düşünceleri belirlenecek, sonuçta da bugünkü sorunlar, gündeme gelmeyecekti.

            Şayet bilgilendirme toplantıları yapılmış ise bölgede, URAYSİM, binalar yapılmadan önce, Belediyeler ve toprakları kamulaştırılacak toprak sahipleri,  niçin bugünkü gerekçelerini,  güdeme getirmedi veya projenin, durdurulması veya iptali için, bugün olduğu gibi yargıya başvurmadılar?

             Ayrıca URAYSİM projesi, milli yüksek hızlı tren projesinin, gündeme gelmesiyle günlerce gündemi işgal etti. Raylı araçları, testlerinin yapılabilmesi ve sertifika alması için, Türkiye’nin, kendi test merkezini kurmaya karar verdikte sonra, Anadolu Üniversitesi, URAYSİM projesine talip oldu..

          URAYSİM, sadece Eskişehir için değil, Türkiye için de oldukça önemli bir projedir.. Çünkü yalnızca Türkiye’de değil, bu coğrafyada, böyle bir merkez mevcut değildir.  Dünyada da sayılı ülkelerde mevcuttur.  en kapsamlısı ise Çek Cumhuriyeti, Almanya, ve ABD’de bulunuyor.

           URAYSİM,  geçekleşirse, dünyada bulunan örneklerinden, daha donanımlı ve teknolojik olacak ve Türkiye, yurtdışına göndermek zorunda kalmdığı gibi  ÜRAYSİM sayesinde, ürettiği raylı sistemler araçlarını,  kendi sınırları içinde, teste tabii tutabilecek, sertifikalandırabilecektir,

                Dönemin, Anadolu Üniversitesi Rektörü, Sayın  Prof. Dr. Naci Gündoğan’ açıklamalarından, Proje ile ilgili 3 temel ihaleye çıkılacağını,. Bunlardan ilki idari binalar ihalesi olacaktı. İçerisinde eğitim binası, atölyeler ve sosyal tesislerin olacağı bu konsept 26 Mayıs 2016′da ihaleye çıkacaktı.

              İkinci aşamada içerisinde, 21 adet cihazın bulunduğu test cihazları ihalesi gerçekleştirilecekti. Sonrasında test yolları ihalesi yapılacak ve 27 km uzunluğunda test yolu yapılacaktı..

               Bugün, eğitim tesisi, idari bina, sosyal tesis, hangarlar ve test yolları inşa edilen URAYSİM’de konvansiyonel trenlerin, hızlı trenlerin ve hafif raylı metro  sistemlerinin testlerinin yapılması hedeflenirken, alanındai uzman, her düzeyden elemanın, yetiştirileceği bir merkez olması planlanıyor.

            URAYSİM ilgili sorunlara, tarım alanları korunarak, çözüm bulunmalıdır.

           Çünkü Eskişehir, 1950’li yıllarında, Türkiye’nin, altıncı büyük kenti idi. Bu tür çekişmeler ve kutuplaşmalar sonucu, Bugün ise ikamet eden nüfus ile Türkiye sıralamasında 25. İldir.  

           Ayrıca Eskişehir’e, düşünülen, hatta URAYSİM gibi, kaynağı bulunan, pek çok proje,  ya başka illere kaydırıldı, ya da atıl kaldı. Kaybeden de Eskişehir oldu.

             Oysa Eskişehir, bünyesindeki maddi ve manevi değerleri, demografik yapısı

ve yetişmiş insan gücü ile bu tabloya, ne layık, ne de mahkûmdur.

              Yeter ki Eskişehir de gerçekleştirilecek projelerde, kişi/kişiler ve kurum/kuruluşlar, elini taşın altına koysun," EKİP" çalışması, her alana hakim kılınsın. Eskişehir’in, içte ve dıştaki menfaatleri ve sorunlarının çözümü karşısında, birlik ve beraberlik içinde hareket edebilsin. 

              En önemlisi de ilde gerçekleştirilecek projeler, çok iyi değerlendirilmeli, halk bilgilendirilerek, önerileri dikkate alınmalıdır.. Çünkü halka rağmen, hiçbir proje,  kabul görmez,  sorun da yaratır. Arzu edilen başarıya da ulaşamadığı gibi, işin doğrusunu sunradan akletmek de sorun yaratır, çözüm de olmaz