4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TARİH MİLLETLERİN HAFIZASIDIR

Yüksek öğretim Kurumunun, üniversite giriş sınavları için aldığı kararlar, kamuoyunda, tartışma konusudur. özellikle de YöK tarafından açıklanan, Yükseköğretim Kurumlar Sınavı’nda, tarih dersinin, ağırlığının azaltılması, kamuoyu ve eğitim camiasında tepki ile karşılandı.
Tarih dersinin,  EA ve Sayısal alanda, artık önemi ortadan kaldırıldı. öğrenciler, artık bu derslerden, soru gelmeyeceği için, okullarda tarih dersine ihtiyaç duymayacak, sadece not almak için dinleyecek. Böylece tarih dersleri, okulda itibarsızlaşırımmış oldu
Oysa milletleri, millet yapan, en önemli unsurlardan biri de hiç şüphesiz ki tarihtir. O nedenle de milletlerin, en büyük ödevi, tarihlerine ve akıllarda, yer eden tarihi şahsiyetlerine, sahip çıkmak, korumak ve diğer nesillere aktarmaktır.
Eğitim alanında, tarih dersinin, öneminin azaltılması, uzun vadede nesillerimizin devletine, milletine olan bağlılığı ve güvenini zayıflatacaktır. Ve farklı kaynaklardan, tarih eğitimi alınması, ülke bütünlüğüne de zarar verecektir,
Ayrıca tarihini unutan, ecdadını inkar eden milletler, köksüz nesiller yetiştirmiş ve geçmişin hatalarından, kurtulamayarak tarihe sermaye olmuşlardır.
Milletler,  insanlar gibi, hafızaları ile yaşarlar ve yarınlara emin adımlarla yürürler, nasıl ki, hafızasını kaybeden, geçmişini hatırlamayan, bir insan, bugününü ve geleceğini sağlıklı bir biçimde oluşturamaz ise; tarihini bilmeyen, tarihine gerekli önemi vermeyen milletler de günümüz meselelerine, çözüm bulamadıkları gibi, geleceklerini de iyi bir şekilde düzenleyemezler. Geçmişteki hatlarını da sürekli tekrar ederler.
YOK, üniversite sınavı’nda, tarih dersinin ağırlığının azaltılması, tarih öğretimine ve tarih öğretmenliğine de ciddi zarar verecektir. Zaten tarih öğretmenlerinin, istihdamında, hâlihazırda  sıkıntı yaşandığı için, özel sektörün, çeşitli alanlarında, rızkını kazanıyorlar.
YöK, tarih dersinin, ağırlığının azaltılması ile tarihimizdeki mümtaz kişi/kişileri de tanıyamayacaklardır.. Oysa tarihimizdeki mümtaz kişi/kişileri tanıyan İnsanlarımız, özelliklede, çocuk ve gençlerimiz, bu insanlarımızla, hem gurur duyup, örnek alacaklar, hem de, doğruluk, çalışkanlık, fedakârlık, cesaret, yardımlaşma, sadakat, adaletli olma, edepli olma, sorumluluk sahibi olma, güvenilir olma gibi, kültürümüze ait değerlerin, yaşandığı bir maziyi de tanımış olacaklardır. çünkü mümtaz kişiler, öldüklerinde, yeniden doğarlar
Tarihçi Milan Hubli,  “Bir halkı, yok etmek için, atılacak ilk adım hafızasını silmektir. Kitaplarını, tahrip edin, kültürünü ve tarihini tahrip edin. Sonra birilerine, yeni kitaplar yazdırtın, yeni bir kültür imal edin, yeni bir tarih icat edin. Kısa bir zaman sonra, millet kim olduğunu ve bir zamanlar, ne olduğunu unutmaya başlayacaktır. O milletin çevresinde ki dünya ise o milletten, daha da çabuk unutacaktır. Bize geçmişimizi, unutturarak kendi kültürleriyle, bir gelecek inşa etme hayalleri peşinde koşanlara, fırsat verilmemeli.” demiştir.
Tarih, insanların geçmişten, ders alıp geleceğe, yön vermelerini sağlar. Tarih, insanlara, vatan ve millet kavramları ile milli ve kültürel değerleri öğretir. Tarih, milli birlik ve beraberlik anlayışının, kuvvetlenmesini sağlar. İnsanlar, tarihinden, yanlış ve doğrularından ibret, örnek ve ders alarak,  tarihi olaylarla, bağlantı kurdurarak, mantıklı bir sonuca varma yeteneği kazanırlar.
Tarihimizin büyüklüğü, bizim için kuvvet kaynağıdır. Bu tarih şuuru sayesinde, nesiller, bir geçmişinin, bulunduğunu ve önünde bir geleceğin bulunabileceğini düşünecektir. Bu düşünce içinde, tarihi geçmişinden, ibret ve örnek alarak, geleceğe hazırlanacak, hatta  geçmişteki  bu tablodan yaralanarak, geleceği inşa edeceklerdir.
ülke ve toplum olarak, tarih öğretmenlerinin, değerini bilmek zorundayız. çünkü Rahmetli Rauf İNAN’ nın, söylediği gibi, " öğretmen, kendi varlığında, yalnız kendi kendisine karşı sorumluluk taşıyan, bir adam değildir. O gelecek nesillerin, şöyle veya böyle, şu veya bu vasıflarda olmasının, şu veya bu meziyetler veya kusurlar almasının sorumluluğunu da yani, bir kısım vatandaşların, hatta milletin alın yazısının sorumluluğunu, millet ve tarihi önünde, taşıyan bir adamdır.". demiştir.
Tarih eğitimi, bugünkü uygarlığın nasıl meydana geldiğini öğretirken, uygarlığın, tüm toplumların katkısıyla oluştuğu bilincini oluşturur. Böylelikle, bireyler, ortak değerlere sahip çıkarak din, dil, ırk gibi ayrımlara girmeden barış içinde yaşamayı öğrenirler..
İnsanlar, bir milletin ferdi olarak, geçmişini öğrenen kişi/kişiler, millî değerlerini, kültürünü tanıyarak, millî bilinç kazanır. Sorumluluk ve vatandaşlık duygusu gelişir. Toplumlar, geçmişten, çıkardıkları derslerle geleceklerine yön verirler..
YöK, Yükseköğretim Kurumlar Sınavı’nda, tarih dersinin, ağırlığının azaltması ve    Tarihi eğitimi, göz ardı etmesi ile  Türk milletinin, geçmişine, bugününe ve geleceğine ciddi yanlışlık yapmış, Türk insanının, tarihten, ibret ve örnek alarak, icraat yapmasını ve geleceğe hazırlanmasına engel olurken, nesillerin, tarihi hataları tekerrür ettirmesine de zemin hazırladı
Nitekim Rahmetli Mehmet Akif:  'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?"demiştir.
O nedenle de tarihten, İbret ve örnek almak ve tarihi hatlarında, tekerrür etmemesi, için de insanımıza, tarihi öğretmek ve öğretenlere de sahip çıkmak zorundayız. çünkü tarihini, bilmeyen milletler, başarısızlığa ve yok olmaya mahkûmdur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi