4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TARIM ALANLARI YOK OLUYOR

 ESOGÜ Ziraat Fakültesi, 1. Ulusal Ali Numan Kıraç Tarım Kongresi ‘de tarımla ilgili pek çok konu ele alındı. Ancak kongrede  en önemli çalışma alanı, “ TOPRAK REFORMU VE ARAZİ TOPLULAŞTIRMA ” ,“TOPRAK KORUMA”   ve ÇAYIR- MERA ISLAHI VE AMENAJMANI” olarak ele alınmıştı..
              Çünkü tarım alanları olmadan, diğer konuların, hiçbir anlamı yoktur. O nedenle de, tarım alanlarının bugünü ve geleceği, öncelikle ele alınmişti.
               Kongre de ele alınan konular yeteri kadar hayta geçirilmedi ama yıllardır.  Türkiye genelinde ve Eskişehir’de, yanlış kentleşme nedeniyle, verimli tarım alanlarını, beton yığını haline getirdik. Oysa Anayasamız, 45.maddesinde, tarım arazileri, çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını önlemeyi, devletin asli görevleri arasında saymıştır.
                Bugünde, zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına" Bakanlık tarafından izin verilebileceği belirtiliyor.
               Oysa Türkiye’de 1939 yılında hayata geçen ve "Zeytincilik Kanunu" olarak bilinen bir yasa hâlâ yürürlüktedir. 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun, bugüne kadar zeytinliklerin korunmasında kilit rol oynadı.
                Ayrıca İmar ve çevre kanunları ve yönetmelikleri, tarım topraklarının, özellikle de sulanan tarım alanlarının, tarım dışı gayelerle kullanılmasını yasaklamıştır. Ne var ki anayasamızın, kanun ve yönetmeliklerimizin, açık ve emredici hükümlerine rağmen, ülkemiz ve Eskişehir, tarım topraklarını hızla kaybediyor.
          Sonuçta da Türkiye,  coğrafyası, ekolojik bölgeleri ve iklimi ile tarım açısından oldukça şanslı bir ülke. Ancak bu avantajlı halini giderek kaybediyor. Bir zamanlar tarımda kendi kendine yeten Türkiye, artık yetemiyor.
                 Ülkemizin,  tarım yapılabilir 28.059.000 hektar arazisi var. Devlet Su İşleri verilerine göre bu alanlar içinde, ekonomik olarak sulanabilir tarım arazisi, 8.500.000 hektardır. Halen kamu yatırımları ile gerçekleştirilen sulamalar ve halk sulamalarının toplam alanı, 3,829.175 hektardır. Sulama tesisleri ile sulanabilecek tarım alanı ise, 4.670.825 hektardır.
                     Eskişehir’ de, 582.500 ha alan, yani ili yüzölçümünün %42.7’si, tarım arazisidir. Eskişehir’de sulanabilir tarım arazisi, 350 133 ha.(%59.64), sulanan arazi 83 135 ha (%14.2) sulanamayan arazi ise, 226 102 ha (40.46) dır. Hülasa Eskişehir, küçümsenmeyecek miktarda tarım arazisine sahip bir ildir. Ancak tarım alanlarının, yeteri kadar korunduğunu söylemek çok zor.
                   Tablo bu olunca da, Türkiye de sanıldığı kadar, tarım toprağı, ne de sulanabilecek tarım alanı bulunmaktadır. Bundan böyle, yeni tarım alanları bulmamız veya mevcut tarım alanlarının sınırlarını da büyütmemiz, mümkün olmadığına göre, halan ülkemizde ve Eskişehir’de, mevcut tarım arazilerini gözümüz gibi korumamız gerekmektedir.
                  Ülkemiz ve Eskişehir’de, sanayide görülen gelişmeler ve kırsal kesimden kentlere göç, büyük yerleşim merkezlerinin ve Eskişehir’in çevresindeki tarım topraklarını,  yağmalama derecesine hızla yok etmektedir. Son 20 yıl içine, ülkemiz de bu şekilde yok olan tarım alanları, 500.000.000 hektar civarındadır. Bu alan Eskişehir ovasının 30 katıdır.
                  Devlet Su İşleri tarafından inşa edilerek, işletmeye açılmış tarım alanı, 2.072.571 hektardır. Bu alanın, 169.737 hektarlık kısmı, imar ve imarsız yapılaşmalarla, tarım dışı bırakılmıştır. Halbuki bu topraklar, 1.sınıf  tarım toprağı vasfında ,sulama ve drenaj tesisleri yapılmış, kısmen de yılda iki ürün alınan tarım alanlarıdır. Bu şekilde yok olan tarım alanı, Bursa ,Manisa, Tokat, Bolu ,Söke, Mersin   ve Eskişehir ovaları sulama alanlarına eşittir.
              Eskişehir ovası, büyük ölçüde yok olmuştur. Halan kent sınırları içinde kalan topraklar ise ortada. Maalesef, ovanın betonlaşmasına ve çeşitli nedenlerle yok olmasında, belediyeler ve valilik tarım alanlarını iskana açarak, hem sulama tesislerinin, hem de tarım topraklarının, yok olmasına neden olmuşlardır.
                    Ülkemiz ve Eskişehir, gelişmeler karşısında,  bu alanda hazırlıksız yakalandı. Zira Batı ülkelerinin yüzyıl evvel hazırladıkları gibi, Ülkemizin, sanayi, konut, tarım ve orman alanlarını gösteren bir “MASTER PLANI”  bulunmadığından, devlet yatımcılara  alanlarını, sanayi ve konut alanı olarak göstermiştir
                 . Eskişehir’ de de aynı yanlışlıklar yaşandı. Belediyeler, kendi hudutları ve mücavir alanları içindeki tarım alanları, Valilikte bu alan dışındaki sahaları, mevcut yasa ve yönetmenlik hükümlerine rağmen, tarım alanı olup olmadıklarına bakmaksızınimara açmışlardır.
          Türkiye’de, arazi örtüsünün yok edilmesi ve arazilerin yapılarına uygun kullanılmaması sonucunda tarım arazilerindeki tahribat, çölleşme ve tuzlanma ortaya çıkan en önemli sorunlar arasında yer alıyor.
          Ülkemizde, su ve rüzgar erozyonlarının yanı sıra jeolojik faktörler ve yer altı sularının kontrolsüz kullanımı sonucu ortaya çıkan büyük toprak çöküntüleri (obruklar) son yıllarda giderek artmaktadır,
             Yabancılara, toprak satısı ile de tarım alanlarımızı kaybediyoruz.
              Nitekim Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) Kayıtlarında, 07.02.2021 tarihine kadar yabancı gerçek kişilerin satış vb. yollarla edinmiş oldukları tarım vasıflı aktif taşınmazlar (tarla, bağ, bahçe, zeytinlik, fındıklık vb.) 16.265.176 m2 olarak görülmektedir” açıklamasında bulundu.
                 Ayrıca Bakan Kurum, “Kira Şerhi Tesisi” işlemi ile tesis edilmiş şerh/beyan kayıtlarında lehtar olduğu tarımsal nitelikli taşınmazların yüzölçümünü ise 87.266 m2 olarak açıkladı.
              Ülkemizde ve Eskişehir’ de tarım alanları korumalıdır. Çünkü İnsanlarımızın, beslenmesi, Milli gelire ve istihdama katkı sağlanması, sanayi sektörünün hammadde ihtiyacını karşılanması, Sanayiye sermaye aktarılması,  İhracata doğrudan ve dolaylı katkı sağlanması gibi  nedenlerden dolayı, tarım alanları mutlaka korunmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi