4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TÜRKİYE BİR BÜTÜNDÜR

                                  
               Emperyalist ülkeler, yıllardan beri, Türkiye’ de, ETNİK" ve "MEZHEPSEL" çatışmaları,  körükleyerek,  menfaatlerini korumayı ve kollamayı, temel politika olarak benimsemişledir.  Çünkü Türkiye, değişen dünya dengeleri içerisinde, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkas ve Orta Asya ekseninde, kilit ülke durumundadır. Jeostratejik önemi de artmıştır.    
               Ayrıca, Ortadoğu ile birlikte, Kafkas ve Orta Asya’ nın, zengin enerji kaynakları, Batı tarafında kontrol altında tutulmak isteniyor. Bu nedenle de Batı ülkeler, bu bölgelerde kilit durumuna gelen, güçlü bir Türkiye istemiyor.                       
             Türk Halkı aynı senaryoyu, geçmişte de yaşadı. Emperyalist ülkeler, geçmişte de Türkleri, Avrupa’dan atmak için,  Bugün olduğu gibi, Balkanlar’da, “IRKİ” ve DİNİ” taassuplar körüklendi. Bu uğurda,  propagandalar yapıldı. Balkan toplumlarının, milliyetçilik hisleri kamçılandı. Önce ayaklanmalar, sonra da savaşlarla, istenen sonuca ulaşmışlardı.
              Eski CİA Başkanı George J. Tenet’,  “ Nerde koas varsa,  bil ki arakasında “DİNSEL”  ve “ETNİK”  nefret veya önyargı vardır.” demiştir
           Aynı yanlışlıklar, Türkiye’deki siyasi partiler tarafından geçmişte de yapıldı. Bugün de yapılıyor. Nitekim CHP, “Kürt sorunu vardır. TBMM’ de çözülmelidir” diyor.
             Oysa Zafer Partisi Genel Başkanı, Sayın Ümit Özdağ, Diyarbakır’da bir kafede düzenlenen basın toplantısında “Kürtleri sorun olarak değil, kardeş olarak gördüklerini, “Kürt sorunu yok bizim için. Biz sorunu net, sınırları belli ve terör sorunu olarak görüyoruz” dedi
             CHP’ye,  özellikle de Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu’ na göre,  Kürt sorunu, eksik demokrasi, hak ihlalleri ve eşitsizliklerden beslenen bir sorundur. Öncelikli görev, bu zemini ortadan kaldırmak ve bireysel hak ve eşitlik ile özgürlüklerin önünü açarak, vatandaşlarımızın huzur, refah ve mutluluklarının sağlanmasıdır.
         Peki, ülkemizdeki, eksik demokrasi, hak ihlalleri ve eşitsizlikler varsa, kürt kökenli vatandaşlarımı dışındaki tüm vatandaşlar, bu eksikliklerden,  etkilenmiyor mu?
          Aynı yanlışığı geçmiş yıllarda,  AK Parti de yaptı. Başbakanlığı döneminde, Sayın  Recep Tayip Erdoğan, “Kürt sorunu beninde sorunum” diyerek, Türk ve etnik milliyetçiliği, ulusal ve uluslararası alanda  tartışmaya açmıştı..     
            Bugün ise Cumhurbaşkanı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu için gittiği ABD’nin New York kentinde gazetecilerle bir araya geldi. Türkiye’de Kürt sorunu olmadığını söyleyen Erdoğan, "Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur. Türkiye’de böyle bir sorun yok. Biz bu işi çoktan çözdük, aştık, bitirdik" dedi.
           Geçmişte,  ”Nevruz kutlamaları  sırasında Türk Bayrağı’nın yakılmak istenmesi ve sonrası ülke genelinde evlere ve işyerlerine bayrak asılması,  “Metal Fırtına” kitabının, çok satılması, bazı çevrelerce, milliyetçiliğin yükselişi olarak görüldü.
             Halbuki ortak değerlere, özellikle de Bayrağa saygı, kültürümüzün, yetişmemizin ve eğitimimizin bir parçasıdır.
            Ayrıca, Türk Milliyetçiliği, Sosyolojik ve psikolojik esaslara dayanır. Kan değil ruh ve eşit değerler arar. Eşitlik prensibine dayanır.
             Türk Milliyetçiliği, ırkçılık, kozmopolitizm, mukaddesatçılık, şovenizim,totaliter milliyetçilik  gibi akımlara karşıdır. Çünkü bu unsurları içeren veya hedefleyen milliyetçilik, antidemokratiktir.
             Türk halkı, tüm gelişmelerin farkındadır. Her türlü senaryoya rağmen, etnik milliyetçiliğe itibar etmiyor. Nitekim etnik temelli politika yapmak isteyen partilerin, oy oranları sürekli geriliyor.  Özellikle de Kürt kimliği üzerinden, politika yapan siyasetçiler, etnik temelli siyasetle, bir yere varamayacaklarını, giderek daha iyi görüyorlar.
             Ayrıca Türk milliyetçiliği, başka milletlerin haklarına riayet eder. Emperyalizm ve sömürgeciliğe karşıdır. Hümanist bir nitelik taşır. Irkçı değildir. Yapıcı ve yaratıcıdır. Sağduyu ve adalete dayanır. Beşeri dayanışmaya değer verir.
            Milliyetçiliği ret eden veya erozyona uğratmak isteyen, art niyetli Kişi/kişiler dün vardı. Bugün de var, Gelecekte de olacaktır. Türk insanı,  bütün  bu olumsuz gelişmelere karşı çıkarak, tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi, milliyetçi olmak zorundadır.
             Türk insanı, özellikle de siyasiler, her zaman, Türkiye’nin,  bir Üniter ve Ulus devleti olduğunu düşünmek, bünyesindeki tüm etnik kökenli insanlarla birlikte, bir millet olduğunu bilmek ve Türk milliyetçiliğine de bu perspektiften bakmak zorundadır.
             Ayrıca Büyük Önder ATATÜRK’ ün, “Milleti millet yapan düşünce gücünün temelini, milliyetçilik teşkil etmektedir. Milliyetçilik, millî benlik, millî birlik, millî ahlâk, millî ekonomi, uygarlık ahlâkı, millî duygu ve insanî duygunun birleşmesinden meydana gelmiştir.” Sözleri,  tüm siyasiler ders olmalıdır.
               CHP ve bazı siyasi partiler,  “Kürt sonu vardır” diyerek, ülkeye ve Kürt kökenli vatandaşlara, yarar değil zarar veriyorlar. Ülkemizde, kutuplaşmaya ve Emperyalist ülkelerin,  senaryolarına da zemin hazırlıyorlar. Bilsinler ki Türkiye’ deki, tüm etnik kökenli vataşlarımız , bir bütündür..          
              Nitekim ülkenin kurucusu,  Büyük Önder ATATÜRK, “Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep aynı ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.” demiştir.
            Türk Halkı, dış ve iç şer odakların, her türlü senaryolarına karşı,  kimliğini, bağımsızlığını, birlik ve beraberliğini korumak, zorundadır. Aksi halde, Rahmetli Turgut ÖZAKMAN’ nın, "DİRLİĞİN, BİRLİĞİN, DİLİN, BENLİĞİN, TARİHİN, YURDUN, ADIN, BİR KEZ DAHA GİDERSE, BİR DAHA HİÇ GERİ DÖMEZ…" uyarısı, hayata geçer. Son pişmanlık da fayda vermez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi