4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TÜRKİYE’DE DOKTOR OLMAK

Doktor, Latincede kısaca öğretmen demektir. Hastalıkları önlemek ve tedavi etmek için tıp eğitimi görmüş kişidir. Bu yüzden doktorluk, sadece meslek değil, kutsal bir görevdir.
               Doktorluk mesleğinin, tarihi çok daha eskilere dayanır. İbni Sina, modern tıbbın babası olarak bilinir ve Avrupa’da Avicenna adıyla ders kitaplarında okutulur. Doktor unvanı, ilk olarak Avrupa’da, ortaya çıkmış ve zamanla Amerika’ya ve diğer ülkelere yayılmıştır.
              Ülkemizde, doktorluk eğitimi 6 yıl sürmektedir. Türkiye’de, tıp doktoru unvanı, altı yıllık tıp fakültesi eğitiminin ardından, başarıyla mezun olanlara verilmektedir.
               Mezun olduklarında, pratisyen hekim olurlar. Reçete yazma ve hastanelerde çalışma iznine sahip olurlar. Belirli bir alanda uzmanlaşmak isteyenler, yılda iki defa yapılan (Nisan ve Eylül aylarında) Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (TUS) girerler.
               Bu sınavı başaran (sınava girenlerin yaklaşık %5-10’u) hekimler, branşlarına göre 4 ila 6 yıl arasında ihtisas eğitimi görerek, uzman doktor olurlar.     
                Ayrıca Tıp Fakültesi dışında, Diş Hekimliği Fakültesi mezunları da "Diş Doktoru", "Diş Hekimi" veya "Diş Tabibi" olarak adlandırılmaktadır, diş hekimlerinin uzmanlık alanı, mesleki sıfatları ile bütünleşmiş durumdadır
                Ülkemizde, doktorlar; sağlık ocaklarında, çocuk sağlığı merkezlerinde, dispanserlerde, şehir hastanelerinde, çeşitli kurumların sağlık birimlerinde, devlet hastanelerinin acil servislerinde, özel hastane ve polikliniklerde doktor ve yönetici olarak çalışabildikleri gibi kendi muayenehanelerini de açabilmektedirler.
                Türkiye, Sağlık Bakanlığının, son istatistiklerine göre Türkiye’de, 165.363 doktor var. Ülkemizde, yaklaşık her 500 vatandaştan birine, bir doktora gittiği anlamına geliyor
     Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) ülkelerinde, bu sayı 341. Türkiye’nin, OECD seviyesine gelebilmesi için 80.000 civarında doktora ihtiyacı var Ancak doktor sayısındaki artışın aksine mevcut doktorlar ülkeyi terk ediyor.
              Ülkemizde,  sağlık personeli, eylemlerde bir yandan halkın sağlık hakkını korumak için mücadele ederken, aynı zamanda sağlık çalışanlarının çalışma koşullarından kaynaklanan sorunlarını toplumla paylaşıyor.
                 Geçen hafta, Eskişehir- Bilecik Tabip Odası Başkanı (EBTO) Sayın Dr. Nesrin EKİCİ ile doktorlarımızın, çalışma şartları ve sorunları üzerindeki  görüşmede, doktorluk mesleği ile ilgili görüşleri ile de  dikkat çekti.
               Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) açıklamasıyla, sağlık çalışanları için "meslek hastalığı" olarak ilan edilen koronavirüsün, Türkiye’de "meslek hastalığı" olarak sınıflandırılmadığını dile getiren, Sayın Dr. EKİCİ “ sağlıkta, şiddet, bitirilebilecekken, çözülmeyen, bir sorun olarak, hala can almaya devam ettiğini belirtti.
           Sayın  Dr. EKİCİ’ ye göre,  sağlık sektöründe,  çalışma saatleri, düşük ücretler, emeklilik haklarının ve çalışma sürelerinin iyi olmaması,  ciddi sorunlardır..  Ayrıca mecliste doktorlarla ilgili bir yasa tasarısı hazırlanmış, ancak daha sonra geri çekilmiştir. Doktorlarla ilgili, yasanın, bir an önce yürürlüğe girmesini gerektiğini söyledi.
           Yine Sayın Dr. EKİCİ’  ye göre,  bir hekimin mesleki bilgisini, deneyimini ve becerisini tek başına “yaş” ile değerlendirmek mümkün olmadığı gibi, bu yaklaşım, bilimsel ve nesnel de değildir. Çünkü Avrupa ülkelerinde, hekimlerin emeklilik yaşlarının incelenmesi halinde görüleceği gibi, 65 yaş, hekimlik mesleğinde, bilgi ve deneyim yönünden, erken bir yaş olarak kabul edilmektedir.
              Oldukça düşük emekli maaşları ile karşı karşıya bırakılan hekimlerin, çalışma haklarının kısıtlanması dolayısıyla, hekimlerin çoğu, ya mesleğini bırakıyor, ya özele geçiyor veya ülkemizden gidiyorlar.
             Ülkemizde, 20 bin uzman hekim açığı olduğu halde, hekimlerin 65 yaşından sonra resen emekli edilerek, meslek dışında bırakılması gerçekçi bir uygulama değildir.
              Bu amaçla, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda değişiklik yapan bu kanun teklifi hazırlanmıştır. Bu teklife göre, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasına “ Hekimlerin görevleri ile ilişiklerinin kesilmesini gerektiren yaş haddi 72 yaşını doldurdukları tarihtir” bent eklenmiştir.
     Sayın Dr. EKİCİ, sağlık sektöründe  en önemeli sorundan birinin de ŞİDDET olduğu söyledi..
                Ülkemizde, dört hekimden üçü, meslek yaşamı boyunca, en az bir kere şiddete maruz kalmış, üç hekimden biri, son bir yıl içinde işyerinde şiddete maruz kalmıştır.  Hekimlerin yüzde 68’i son bir yılda, işyerinde ortalama yedi şiddet içeren olaya tanık oldu. Şiddet olayları  tedavinin  yapıldığı mekânlarda, hastayla temasın yoğun olduğu alanlarda gerçekleşmektedir
               Sayın Dr. EKİCİ,” Sağlıkta beş dakikada muayene olmaz. Hastalara yeterli süre ayrılmalıdır.” görüşündedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından da bir muayenenin ortalama süresi 20 dakika olarak belirlenmiştir.
             Hekimler, pek çok sorunlarla karşı karşıya oldukları için, ülkeden gidiyorlar. Son 20 ayda kamudan 9 bin hekim ayrıldı. Bunların, 3 bini mesleği bıraktı. Genç hekimlerimiz, yoğun oranda yurtdışına gidiyorlar.
            Doktorlarımız, emekliliğe yansıyacak maaş artışı, Döner sermaye gelirlerinin adaletli bir şekilde verilmesi, Nöbet ücretlerinin, tutulan saate göre ödenmesi, nöbet sonrası dinlenme izni verilmesi,  günde belli bir limitte hasta bakmak ve hastalara yeterli vakit ayırmasını, Performans sisteminin, her hastane için sabit olmasını, ameliyat ya da klinik puanlarının, birbirleriyle kıyaslanmamasını istemektedir
             Doktorluk, kutsal, onurlu ve itibarlı bir meslektir. Her doktor, bilgi, beceri ve tıp     teknolojisini, her türlü imkânsızlığa ve engele rağmen, hastalara gerçek anlamda yardımcı olabilmek için kullanır.
               Bu mesleğin, kutsallığını taşıyanlara karşı, herkes sorumluluklarını yerine getirmelidir.  Doktorlarımıza, güvenceli ve güvenli koşullar sağlanmalı,  şiddet önlemeli, emeklilik sorunları çözülmelidir.
   

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi