4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI


            23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramı'nın, ortaya çıkışında, 3 ayrı bayramın payı vardır. Ulusal Egemenlik ve 23 Nisan Bayramları, baştan ayrı bayramlarken, birleşmişler; en son da onlara, çocuk Bayramı katılmıştır.
            23 Nisan, dünyada kutlanan, ilk çocuk bayramıdır.. Atatürk çocuklara çok değer verir, gezilerinde okullara uğrar, ders dinler, sorular sorardı. "Bugünün küçükleri yarının büyükleridir." diyen Atatürk, . 23 Nisan'da yönetim birimleri, bir süre çocuklara bırakılır. Bu güzel gelenek her yıl yinelenir. Bu güzel gelenek, gelecek te devlet idaresinin onlara ait olduğunu,  hem çocuklarımıza, hem de halkımıza hatırlatır.
             23 Nisan 1920 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulmuş ve egemenlik, kayıtsız şartsız milletin olurken,. 23 Nisan 1921'de, çıkartılan kanun ile de Türkiye'nin ilk ulusal bayramı olmuştur.  Ancak TBMM'nin açılışının ve egemenliğin halka geçişinin kutlanması 1935'te yapılan düzenleme ile sağlanmıştır.
           Dünyadaki tek evrensel çocuk bayramı olan, bu günün, Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklarımıza armağan edilmesi, Türkiye'nin geleceği olan çocuklara, gençlere olan itimadını ve umudunu da göstermektedir.
            23 Nisan 1920 ruhunu, barış, kardeşlik ve beraberlikle yoğrulan, mücadele azmini, çocuklarımız ve gençlerimiz, çağın gerektirdiği bilgiyle sentezleyecek, dünyanın özlemle beklediği büyük Türkiye'yi inşa edecektir.
          Bayram olarak kutladığımız,  ulusal egemenlikte, devlet içinde en üstün irade olan egemenlik ulusa aittir. egemenlik tektir, bölünemez ve başkasına devredilemez, ancak temsilciler eliyle kullanılabilir.
            Ayrıca ulusal egemenlik, ulusun iradesidir. Bireysel iradelerin bir toplamı değil, bir sentezi olarak, tek bir iradedir. Ulusal egemenlik, bölünmez ve  kimseye devredilemez Bir hak olarak ulusa aittir.
            Ulusal Egemenlik, ancak ulusun, temsilcileri eliyle kullanılabilir Ulusal egemenliğin kullanılması, ancak temsili demokrasi, yolu ile ve ulus temsilcileri eliyle olabilir. Temsilciler, ulusal iradeyi, kendi serbest iradelerine göre kullanırlar. Temsilciler ise kendilerini seçen seçmenlerin, değil, ulusun temsilcileridir.
          Ulusal egemenliğe sahip olmak için de ülkenin, her alandan bağımsız, olması gerekiyor.                
           Nitekim Büyük önde Atatürk ise "Tam bağımsızlık dendiği zaman, elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde, bağısızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek manasıyla bütün bağımsızlığımızdan mahrumiyet demektir. Biz bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz" demişti.
            1930’da  ise Atatürk şöyle diyor; “TBMM’“de ve millete açık olarak millet işlerinin açıkça tartışılması ve iyi niyetli kişilerin ve partilerin görüşlerini ortaya koyarak, milletin yüksek menfaatlerini aramaları benim gençliğimden beri aşık ve taraftar olduğum bir sistemdir... Bundan dolayı büyük mecliste yeni bir partinin faaliyete geçerek millet işlerini serbestçe münakaşa etmesini cumhuriyetin esaslarından sayarım.” demiştir.
             Yine ATATüRK, “Hürriyet olmayan, bir memlekette, ölüm ve izmihlal vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir”... “Biz Türkler tarihimiz boyunca hürriyet ve bağımsızlığa sembol olmuş bir milletiz”... “Hürriyetten doğan bunalımlar, ne kadar büyük olursa olsun, hiçbir zaman, fazla baskının sağladığı, sahte güvenlikten, daha tehlikeli değildir.”... hürriyet ve bağımsızlık, benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük atalarının en kıymetli miraslarından olan bağımsızlık, aşkı ile yaratılmış bir adamım. Bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın, meydana gelebilmesi ve devam ettirebilmesi, mutlaka o milletin, hürriyet ve istiklaline sahip olması ile mümkündür.” Sözleri ile de  bugünkü ve gelecek nesli uyarmıştır.
               Ulusal Egemenlik kavramı,  halkın devlet üzerinde ki gücünün, tam ve eksiksiz bir biçimde gerçekleşmesidir. Bu güç  ise seçme ve seçilme gücünden kaynaklanmaktadır. Bu durumu da halkımız, Büyük önder Mustafa Kemal  Atatürk’e borçludur.
                 Ayrıca  Ulusal egemenlik, halkın kendi kendini yönetmesi, kendisini ilgilendiren kararları doğrudan ya da temsilcileri aracılığıyla kendisinin alması demektir. Ancak demokrasi ile yönetilen ülkelerde, bu sağlamak, seçmenin elindedir. 
                Laik, demokratik ve sosyal, bir hukuk devleti olan, Türkiye Cumhuriyeti’nin, olmazsa olmazı olan bu niteliklerinden, biri, ya da bir kaçı ,ya da tümü tehlikeye düştüğünde, Türk Ulusu , ukusal egemenliğine  mutlaka sahip çıkacaktır. çünkü Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesi Ulusal Egemenliğe dayanır.
              23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramı kutlu olsun..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi