4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ÜRETKEN ÇAĞDAŞ KENT OLMAK

Kentlerin, sakinlerine kaliteli bir yaşam tarzı sunmaları ve gelecek nesillere de kullanılabilir şekilde teslim edilmesi önemlidir. Bu nedenle de  çağımızda, kentlerin inşasının ve yönetiminin, insan, çevre şehircilik ve üretim odaklı olmak üzere, köklü değişim ve dönüşümünü gerektirir
            İnsanlar olarak da kentlere ve tabiata karşı da sorumluluklarımız var. Zaman ve kaynak israfına yol açmadan, tarih ve tabiata saygısızlık etmeden, tüm paydaşların katılımını esas alarak, her alanda verimli ve faydalı, üretimi gerçekleştirmeliyiz
        Ayrıca Türkiye ve Eskişehir’ in, geleceği açısında, Ar-Ge,  teknoloji ve üretim  gibi kavramlar hayati önemdedir.  Bu alanlarda, ilerleme sağlanamazsa, ithalata dayalı tedarik, açıkları ilerletir. Katma değerli ürün üretilmeden de bu açıklar kapatılamaz.
             Koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle, büyük sarsıntı yaşayan küresel ekonomi ülkemizde ve Eskişehir’ de, birçok şirket, zor duruma düştü. Sorunun aşılabilmesi için de çözümler aranıyor.
           Nitekim COVİD-19 ve açlık korkusuyla, Köy Enstitüleri de dünyanın, yeni umudu oldu. ABD, Hindistan, Venezuela, Kore, gibi 100’ün üzerinde ülke "Atatürk Modeli" diye tüketimden, üretim toplumuna geçiş için, enstitüleri örnek alan uygulamalara başladılar
             Ayrıca Eskişehir, “ÜRETEN veya “TÜKETEN” kent mi olacak, artık karar vermek zorundadır. Başkent Üniversitesi kurucusu ve rektörlerinde, Sayın Prof. Dr. HABERAL’ söylediği gibi  “ ÜRETMEZSEK, BAŞKALARINA MUHTAÇ OLURUZ.” 
               Eskişehir’ in, geçmişinde üreten kente olması için önemli hedefler belirlenmişti.  Özellikle de Rahmetli Mümtaz ZEYTİNOĞLU,  Eskişehir’ deki gelişmelere, bölgecilik yerine, Türkiye merceği ile bakmış, ilk "ANADOLU SANAYİ "deyimini de o kullanmış, bugünkü Anadolu Kaplanları’ nın da mimarı olmuştu. 
                 Ayrıca Eskişehir’ i,  "ORTA VE İÇANADOLU ‘NUN TİCARET MERKEZİ"  yapmayı da hedef olarak düşünmüştü.  En önemlisi de Onun döneminde, Tarım" ve "madenleri" sanayinin, motoru olması, hedef alınmıştı. Ancak bu hedefler, ondan sonra gelen, ESO yönetimleri tarafından, göz ardı edildi.
            Diğer yanda, ülkemiz ve Eskişehir, şehircilik stratejilerinde, çok geç kaldı. Bu nedenle de çarpık kentleşme gündemden düşmedi. Ancak zararın neresinden dönersek kardır deyip,  Eskişehir,  geleceğe yönelik şehircilik stratejilerini ve vizyonunu belirlemek zorundadır.
               Öte yandan Belediye Başkan ve meclislerinin de “Tek Merkezli” kentte ısrar etmesi, yanlış şehircilik politikaları, Eskişehir’i tek merkezli kent haline getirdi.
             Oysa çağdaş şehircilik anlayışı, çok merkezli ve kesimli kenti de aştı. Bugünün şehircilik anlayışı, büyüme koridoru adı verilen şehirlerarası otoyolların, iki tarafına serpilmiş, “ÇEVRE KENTLER” şeklinde ortaya çıkmaktadır.
                 Bu kentlerin, şehir merkezinin neresi olduğu belli değildir. Hatta yeni kentlerin, nerde başlayıp, nerede bittiği de belli değildir. Kilometrelerce,  büyüme koridorlarının etrafında devamlı büyüyen şehirlerdir.
                 Eskişehir’ deki, fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı, konumu, yetişmiş insan gücü, üç üniversitesi, OSB’ si, tarım alanları, madenleri, ulaşa bilirlik ve erişe bilirlik imkânları ile her dönem dikkat çekmiştir.   
                  Bunca imkâna rağmen, Eskişehir’ i, yönetenler,  Rahmetli ZETİNOĞLU, gibi makro düşünmedikleri ve kentte takım ruhu gerçekleştiremedikleri için de Eskişehir, bir türlü atılım yapamamış, sürekli de kan kaybetmiştir.
              Afyon, Kütahya gibi çevre illere verilen teşvikler ise yatırımları azalttı. Hatta Eskişehir’deki yatırımlar bile, bu illere kaydırıldı. Belediyelerin, imar yanlışlıkları ise tarım alanlarını yok ederken, kenti tek merkezli kent haline getirdi.
                Sonuçta da Eskişehir, geçmişte ülkemizin, altıncı kenti iken, bugün geldiği nokta 25. Sıradır.  
             İsteriz ki tüm kesimler, bu tabloyu değerlendirmeli kısır çekişmeleri ve geçmişin hesabı da bir tarafa bırakarak, yapacakları hizmetleri ve gerçekleştirecekleri proje/projeleri hayata geçirerek, Eskişehir’ in, üretken ve çağdaş kent olması için de katkıda bulunmalıdır.
             Çünkü Kentteki kısır çekişmelerin, vaat ve söylemlerin, özellikle de “ÜRETMEYEN” bir Eskişehir’ in, insanımıza hiçbir faydası yoktur.
               Eskişehir hepimize aittir.  Çevre ve tabiat da herkesin ortak değeridir. Kente ve tabiata karşı da sorumluluklarımız var.  Verili kaynakları, zaman ve kaynak israfına yol açmadan, kantin geçmişine, çevre ve tabiata zarar vermeden, tüm paydaşların katılımını esas alarak, sahip olduğu değerleri verimli ve faydalı bir üretime dönüştürmek gerekir.
            Bu gerçeğin farkında olan, ESO Başkanı, Sayın KESİKBAŞ ve EOSB Başkanı Sayın Nadir KÜPELİ,” Birlikte Biz Kazanacağız” sloganı ile ciddi projelerle gündeme geldiler. Bu projeleri ile de  başarılı performans sergiliyorlar.
                 Eskişehir, çağdaş  üretken kent kriterlerini yakalamak için, tarım alanlarını koruyarak, çok kesimli ve merkezli ve her alanda da üretken kent olmak zorundadır. Çünkü gidebileceğimiz başka bir Türkiye ve Eskişehir yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi