4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

YANLIŞTA ISRAR NİYE?

 Yaşadığımız dünyda, İş, işten geçtikten sonra, pişman olmanın, bir yararı yoktur. Önemli olan, bir zarara uğramadan önce, yapılacak icraatı, iyi düşünerek, tedbir alarak,arzu edilmeyen  bir sonla, karşılaşmamaya çalışmaktır.
           Ne var ki ülkemiz genelinde, bu gerçek sürekli göz ardı edilir.  Sonuçta da İyice düşünülmeden yapılan iş ve icraat çok kere toplumu, zarara sokar. O nedenle de bir icraat ve işi, geri dönemeyecek, bir çıkmaza sokmadan önce, iyi düşünülmeli ve değerlendirilmelidir.
            Böyle yapılmadığı zaman, pişman olmak, bir işe yaramaz, dönüşü de olmaz. Son pişmanlıkta fayda vermez.
           Eskişehir’ de, pek çok alanda, bu tablo yaşandı ve yaşanıyor. Son yıllarda, sonradan pişman olunacak, bir gelişmede ,Alpu’ da gerçekleştirilenmek istenen, “TERMİK SANTRALLER” dir.. Termik santrallerin, ne getirip götüreceği hesap edilmeden, hem de en çok zarar görecek insanlarımızın, taraf olması, aklıselim insanlarımızı üzmüştü.
            Nitekim Eskişehir’ de, termik santraldan en çok zarar göörecek olan , Beyazaltın’ın Mahalle Muhtarı Yüksel Girgin, bölgenin, çok hızlı gelişeceğini söyleyerek, yıllardır, bölgede kömür arayışlarının, devam ettiğini ve sonunda, Türkiye’ye, 50 yıl yetebilecek kadar, bir rezervin bulunduğunu belirtmişti.
              Muhtar GİRGİN, ” 2016’nın son aylarında, sondajlar bitti, projeler hazırlandı. Büyük bir ihtimalle de önümüzdeki yıl projelendirilip çalışmaya başlayacaklar. Yatırım olursa, bizim o bölgeye, büyük bir göç geleceğini, tahmin ediyorum" demişti.
              Oysa Termik Santral gerçekleşmiş olsaydı.   Dünya’da sadece, Eskişehir’de bulunan lütetaşı ocakları kül depolama alanlarının altında kalacak. Termik santral, her sene 13,3 milyon metreküp su tüketecekti.
                Santralin, kömür, kül depolarının ve madencilik faaliyetinin atık suları, Porsuk Nehri’ne boşaltılacak, Termik santrallerden çıkan soğutma suları, su sıcaklığını arttıracak, ve suyun biyolojik yapısına dolayısıyla suda yaşayan canlılara zarar verecekti.
             Yer altındaki kömürün çıkarılabilmesi için de  önce yer altındaki suyun boşaltılması gerekiyor. Susuzlaştırma denen bu iş için, ne kadar suyun çekileceği, bu faaliyet nedeniyle taban suyunun ne kadar düşeceği, hangi sulama kuyularının atıl hale geleceği, susuzlaştırmada kullanılacak yöntemin detayları ve maliyeti de belli değildi.
          Yer altı suları çekilmesi ile de   Danişment, Kızılcaören, Yakakayı, Gündüzler, Bahçecik, Karakamış ve Beyazaltın Mahalleleri olmak üzere toplam 7 adet yer altı suyu sulama kooperatiflerine ait yatırımlar termik projesi nedeniyle zarar görecekti.
           Hülasa sit alanı olarak ilan edilen, ülkemizin en verimli ovası olan Alpu Ovası ve insan sağlığı da ciddi zrarar görecekti.
            Bugün de Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından Sevinç Mahallesi ile Eskişehir-Alpu-Mihalıççık Karayolunun üst bölgesine yapılması planlanan Yeraltı KömürOcağı Projesi’ni, hayata geçirmek istiyor.
            AHPADİ Platformu,  bu gelişme üzerinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ÇED sürecinin başlatılması, ülkemizin ihtiyaçlarının önceliğine, çevre politikalarına, bilimsel gerçeklere ve toplumsal menfaatlere, aykırı olduğu gibi hukuka da aykırıdır. görüşünü kamuoyu ile paylaştı
             AHPADİ Platformuna göre Anayasamızın 17’inci maddesinde düzenlenen “yaşama hakkı” kapsamında, herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir, yaşama hakkı bütün hakların temelidir.
             Yine, yaşama hakkıyla ilintili olan Anayasamızın 56’ıncı maddesinde düzenlenen sağlık ve çevre hakkı, herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve  çevre  kirlenmesini önlemek de Devletin ve vatandaşların ödevidir.          
             Yine AHPADİ göre,  Anayasamızın 44’üncü maddesi toprağın verimli olarak işletilmesini koruma ve geliştirmek, 45’inci maddesi de tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önleme görevini de devlete vermiştir.
               Yürütmenin vesayeti altında olan organizasyonlar tarafından düzenlenen ÇED Raporları ile Anayasanın yukarıda sayılan ilke ve düzenlemelerini dolanmaya çalışmak Anayasal Hakların ihlali niteliğindedir.
              AHPADİ,  olumlu bir ÇED Raporuna sığınarak, Anayasa ile teminat altına alınmış hakların ihlaline yol açmak “Hukukun Üstünlüğü” ilkesiyle bağdaşmaz. Bu kömür ocağı, Türkiye’nin en verimli topraklarına sahip Alpu Ovasında geri alınamaz tahribatlara neden olacaktır görüşündedir
               Ayrıca çevresinde yaşayan tüm canlılara, insan sağlığına da büyük oranda zarar verecektir. Çiftçilerimizin göz bebeği olan verimli topraklarımızda, ot bitmeyecek, tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecektir.
              Eskişehir Sevinç Mahallesi’nde, kurulması planlanan kömür ocağının anayasaya aykırı olacağını ifade etdiliyor. .Planlanan kömür ocağı için,  ÇED sürecinin başlatılması, , bilimsel gerçeklere, toplumsal manfaatlere ve hukuka aykırı olarak görülüyor.
             Anayasamızın, 45.maddesi, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önleme görevini, devlete vermesine rağmen, devlet tarafından gerçekleştirilmek istenen termik santral ve açılacak olan kömür ocağı, Türkiye’nin, en verimli topraklarına sahip Alpu Ovası’ nda,  geri dönülemez tahribatlara neden olacaktır.
             Oysa İnsamızın, sağlıklı güvenilir gıda için verimli toprağa, temiz suya ve havaya  ihtiyacı vardır. Ne var ki  doğa insan eliyle hoyratça tahrip edilmek, hava ve  sularımızda kirletilmek isteniyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi