4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

YUNUS EMRE HAFTASI

 Yunus Emre, “sevgiyi”, hayat felsefe haline getirmiş, örnek bir insandır. 1240 dolaylarında doğduğu, 1320 dolaylarında, Eskişehir’de, öldüğü rivayet edilir. Anadolu’nun, pek çok yöresinde, Yunus Emre’nin, mezarı ve türbesi vardır. Ancak Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy’ deki mezarı, yapılan araştırmalar sonucu, kesinlik kazanmıştır.            
            Yunus Emre’ye göre, insanlar, din, mezhep, ırk, millet, renk, mevki, sınıf farkı gözetilmeksizin, sevilmeyi, hak etmektedirler. Şiirlerinde, en fazla işlenmiş temalar; İlahi aşk, Din, Ahlak, Gurbet, Tabiat, Ölüm ve faniliktir.  
           Hülasa YUNUS EMRE, Müslümanlığı ve Türk toplumunu, özellikle de “Ahlak” ve “ Sevgi” konusunu,  şiirleriyle, en iyi şekilde anlatmış,  büyük bir halk şairidir.
           Tarihimizde ve ilimizdeki, Yunus Emre gibi, mümtaz insanlarımızla, çocuk ve gençlerimiz, hem gurur duyup, örnek alacaklar, hem de, doğruluk, çalışkanlık, fedakârlık, cesaret, yardımlaşma, sadakat, adaletli olma, edepli olma, sorumluluk sahibi olma, güvenilir olma gibi, kültürümüze ait değerlerin, yaşandığı bir maziyi de tanımış olacaklardır.
               Ulusal ve uluslar arası alanda, tanınan, Yunus Emre ile ilgili, Bu yılki Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası,  06-10 Mayıs tarihleri arasında yapılıyor ama Eskişehir, kamuoyu,  yeteri kadar haberdar olmuyor.
              Oysa halka, sivil toplum örgütlerine rağmen, ”YUNUS EMRE” ’yi, ulusal ve uluslar arası alanda, tanıtmak ve tanımak da mümkün değildir. Geçmiş yıllarda, arzu edilen boyutta olmasa da etkinliklerin, ulusal ve uluslar arası alanda yapılması hedef alınırdı
               Vali Yardımcılarımızdan, Sayın KLIÇASLAN, döneminde,  Yunus Emre ile ilgili etkinliklerin düzenlenmesinde, tüm kesimlerin temsilcileriyle, yapılan toplantılarda,  “Toplum katılımı ” , “Ortak Akıl” ” ve Ortak payda” ve “ Beyin fırtınası ” gibi kavramlar, ön planda tutularak, örnek olacak programlar ve etkinlikler gerçekleştirilmişti.
              Yine Vali Yardımcılarımızdan,  Sayın Kılıçaslan, “etkinlikleri müesseseleştirme “ önerisinde bulunmuştu. Hatta Yunus Emre ve Nasreddin Hoca etkinliklerinin, “Mevlana etkinlikleri” gibi, sürekli kalıcı ve sonuç alıcı olarak, yapılması da hedef olarak belirlenmişti.
             Diğer yandan Yunus Emre ile ilgili çalışmalar, sürekli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve belli kesimlerden bekleniyor. Belediyeler, Sivil irade, üniversiteler, özellikle de Yunus Emre Kültür ve Sanat Vakfı,  etkinliklere, sahip çıkarak, yeterli gayreti göstermiyorlar.
             Ayrıca Valilerimizden, Mehmet KILIÇLAR’ ın,  ” Eskişehir ve Türkiye’de değil, tüm dünyanın, Yunus Emre’den yararlanmasını istiyoruz. Yunus Emre’yi, Eskişehir ile özdeşleştireceğiz. Yunus Emre, Mevlana ve Hacı Bektaş-i Veli örneğinde olduğu gibi, yeniden konumlandıracağız. Yunus Emre ve Eskişehir’i, Türkiye gündemine taşıyacağız. Böylece kültür ve inanç turizmini canlandıracağız. Yunus Emre’nin sevgi ve barış felsefesini, genç nesillere aktaracağız" sözleri yılların özlemiydi.
            Valimiz, Sayın KILIÇLAR, hedeflerini,  sözde bırakmadı, Girişimi ile  “YUNUS EMRE” Milli Eğitim Bakanlığınca, ’’İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği’’ nde yapılan değişiklik, Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Değişik ile, Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası,  okullarda, Mayıs ayının ilk haftasında anılıyor.
            YUNUS EMRE yi, tüm dünya ve ülkemiz insanı, takdir etmiş,  hatta Birleşmiş milletlerin, kültür kuruluşu olan UNESCO,1991 yılını, bütün dünyada “Yunus Emre Sevgi Yılı” olarak kutlamıştır. 
           Ülkemiz ve Eskişehir’ de, Yunus Emre’ye, hak ettiği değeri vermelidir. Çünkü Yunus Emre,  insanlığa,  özellikle d e çocuk ve gençlerimize, örnek olarak gösterebileceğimiz ender insanlarımızdan biridir.  
            YUNUS EMRE,’ nin,  sevgi ve hoşgörüye dayanan mesajları, yüzyıllar geçtikçe daha da değer kazanacaktır.  Ülkemiz ve insanlığın, bu mesajlara, her zamankinden, daha çok, bugün ihtiyacı vardır. Gelecekte de olacaktır.
              YUNUS EMRE gibi, mümtaz kişiler, öldüklerinde, yeniden doğarlar. Ayrıca Yunus Emre adı, Türk kültürünü, tanıyıp seven, herkes için, çok şeyler ifade eder. Şiirlerinde, her devrin okuyucusu, ya da dinleyicisi, kendini etkileyecek, bir şey bulmuştur. Yunus Emre, ile birlikte dil, daha renkli, canlı ve halk zevkine uygun bir hale gelmiştir.
             YUNUS EMRE, Anadolu’da, Türkçe şiirin öncüsü olan mutasavvıf ve filozof, Anadolu’da, yaşamış tasavvuf ve halk şairidir.  Türk halkının, dün gönlündeydi, bugünde ve gelecekte de gönlünde olacaktır.   Ne mutlu, Yunus Emre’yi, tanıyan ve tanıtanlara…
              Anadolu’da, şiirlerinin bir bölümü, dil incelemeleri sonunda ayıklanmış, böylece 357 şiirin onun olduğu konusunda görüş birliğine varılmıştır.Yunus Emre adını taşıyan ve başka şairlerin elinden çıktığı ileri sürülen 310 şiir daha derlenmiştir.
              Yunus Emre adı, her Türk ve Türk kültürü açısından, çok şey ifade eder. Şiirlerinde, her devrin okuyucusu ve dinleyicisi, kendini etkileyecek bir şey bulmuştur. İlk kez Yunus, şiirlerinde büyük ölçüde Türkçe kullanmıştır. 
              Eskişehir UNESCO 1971 yılı sonu ile 1972 yılında, (Ölümünün 650. yıldönümü dolayısıyla)Yunus Emre’nin anılmasına vesile olmuştur. Yine Yunus Emre, 1991 yılında, T.C. Kültür Bakanlığı ve UNESCO işbirliği ile ilân edilen, “Yunus Emre Sevgi Yılı”nda, bütün dünyada anılmıştı.
          UNESCO, şair ve filozof Yunus Emre’nin vefatının, 700. yıl dönümü vesilesiyle 2021 yılını ’Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri Programı’na almıştır.     
          Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı tarafından da 2021 yılı ’Yunus Emre ve Türkçe Yılı’ olarak ilan edilmiştir.
            Ancak ülkemizde ve Eskişehir’ de Yunus Emre ile ilgili arzu edilen boyutta bir etkinlikler yapılmadı.
              Aslında Yunus Emre’yi, tanımak ve tanıtmak, belli kesimlere bırakılamayacak kadar da önemlidir. Çünkü Yunus Emre, dünya kültür ve medeniyet tarihinde, bir merhale olmuş, kültürümüzün de  en değerli yapı taşlarındandır. Sadece yasadığı devrin değil, çağımıza ve gelecek yüzyılların da ışık kaynağıdır. İnsanlık var oldukça da değerini koruyacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi