Seda Kağıtcı

Seda Kağıtcı

Bilmek güzeldir, hele ki haddini bilmek…

Yazıma bugün bir deyim ile başlamak istiyorum. Hani ağzı olan konuşuyor derler ya, etrafımızda ne kadar çok işi gücü olmayan ve boş konuşan insan var. Bu insanlar boşlukta kalıp çok zamanları olduğundan mıdır bilmem ama kafalarını hep kendilerini ilgilendirmeyen gereksiz konulara takıyorlar nedense.

Mahallenin çok bilmiş yaşlı teyzeleri vardır, adeta mahallenin muhtarı gibidirler. Bilirkişi edasıyla her konuya karışırlar, akıl öğretmeye kalkarlar. Bir de ailenin en yaşlıları vardır, koca çınarlar. Mürüvvet görmeye pek meraklıdırlar. Hürmet eder, sayarsınız, hoş tutarsınız ama bazılarının dilleri yılan gibidir, lafları ile zehirlerler sizi. Nedense bu tipler konuşacak başka konu bulamayınca birden evliliğe takarlar kafayı. Bir anda nikah memuru kesilirler başınıza.

Benim evlenenlere saygım var, evlenmeyenlere de saygım var. Önüne gelen herkesi evlendirmeye çalışan, bekar olmayı başarısızlık zanneden, hayattaki vizyonu evlilikten ibaret olan kişilere saygım yok ama!..

Evlilik de diğer özel konular gibi kişinin sadece kendisini ilgilendirir. Başka kimseyi ilgilendirmez. Dışardan davulun sesi hoş gelir ama bir de insan neler yaşıyor içinde kendisine sormak lazım öyle değil mi? Bir yuva kurmak, ömür boyu o insanla hayatı paylaşmak, iyi günde kötü günde bir çok mutlu yada mutsuz olaya beraber göğüs germek, ömrünün sonuna kadar aynı kişiyi sevebilmek, huylarına katlanabilmek zordur. Hele ki şimdilerde insanlar daha tahammülsüz, bir yuva kurmak ve o evliliği devam ettirebilmek çok daha zor. Görüyoruz işte çevremizde bu kadar boşanan insan var.

Evlenmeyenlere taktıkları gibi çocuğu olanların boşanmasına da şiddetle karşı çıkar bu tipler. Arada çocuk var diye mutsuz bir evliliğin sürdürülmesinden yanadırlar. Gerisi onlar için önemli değildir. Yeterki kadın dul damgası yemesin. Yeterki çocuk babasız kalmasın, bu devirde babasız çocuk büyütmek kolay mı? Onlara göre erkeği ne yaparsa yapsın idare etmek gerekir. Kadın alttan almalıdır.

Hani dedim ya uzaktan konuşmak ne kadar kolay. Bu zihniyette olanların beyinlerine format atmak ve sürekli birilerini evlendirmeye kalkanların da ağızlarını açıp konuşmaya başladıkları anda ağızlarına bir tane patlatmak isterdim. Ama ayıp, tabi ki yapamıyorum.

Etrafımızdaki insanların çoğu haddini bilmez. Üzerlerine vazife olmayan herşeye karışıyorlar. Olur olmaz yerde olur olmaz zamanlarda fikir beyan etmeyi kendilerine hak sayıyorlar. Karşılarındaki insana saygı göstermiyorlar. Çok acımasızlar, kırıcılar.

Eskiden daha anlayışlı daha kibardı insanlar. Yol yordam bilirlerdi. Görüşlerini kendilerine saklarlardı, her yerde, her konuda konuşmazlardı. Heleki birinci derece yakınları değilse o ortamdaki konuştukları kişiler her konuya balıklama atlamazlardı. Dinlemeyi bilir, empati yaparlardı, bir şey düşünseler bile susarlardı. Şimdi herkes ilk aklına geleni tartmadan söylüyor. Patavatsızlık diz boyu. Kimse içine atmıyor maşallah döküyor utanmadan eteklerindeki taşları.

Biz nasıl bir toplum olduk, nasıl insanlar olduk böyle? Hayretler içindeyim. Çok şükür herkesin aklı var fikri var. Kendine göre planları var, düşüncesi var, yaşam biçimi var. Kimse kimsenin aklına muhtaç değil. O yüzden rahat bırakın artık insanları. İsteyen evlenir, yuva kurar, çocuk yapar, isteyen bekarlık sultanlıktır der, evlenmez, kariyer yapar. Herkes canı nasıl istiyorsa öyle yaşar.

Hadsizliğiniz yeter artık. Patavatsız konuşmak, herkesin kusurlarını görmek, günahlarını aramak yerine dönün önce bir kendinize bakın, çoluk çocuğunuza bakın. Kimse kimsenin ne yaşadığını bilemez, içinde kopan fırtınaları da bilemez. Kimseyi hor görmeyin, büyüklenmeyin, akıl öğretmeyin, kınamayın. O fırtına döner dolaşır bir gün sizi de içine alır, ah alır ve kınadığınız şeyle sınanırsınız unutmayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Seda Kağıtcı Arşivi