İnovasyon, Çocuk ve Özgür Düşünce

İnovasyon; o zamana kadar gündeme gelmemiş farklı, değişik, yeni ve yararlı fikirler geliştirmek ve bunları uygulamak anlamına geliyor. Burada önemli olan nokta; yaşamın her hangi bir alanında daha önce çözüm bulunamamış sorunları aşan veya karşılanamayan ihtiyaçlara cevap veren çözümler üretebilmek… Yeni olarak isimlendirebileceğimiz insan üretimi olan her eserin arkasında bir yenilikçi düşünce çerçevesi vardır.

Yenilikçi düşünce, daha önce aralarında ilişki kurulmamış olgular, nesneler veya düşünceler arasında yeni ilişkiler kurarak oluşturulan düşüncedir. Her ne kadar günümüzde “yenileşim (inovasyon)”, bir ticari katma değer elde etmeye indirgenmiş olsa da; yenilikçi düşünce konusuna –toplumsal iyiyi de dâhil ederek– çok daha geniş bakmakta yarar var.

Yenilikçi düşüncenin ana iskeletini insanın özgür hayal gücü oluşturur. Hayal gücünün etkin, verimli ve özgürce kullanılması, insanı o ana kadar bulup tasarlayamadığı yeni düşünsel sonuçlara götürür. Ama şunu da belirtmeliyim ki; düşünmek –hele özgürce düşünebilmek– hiç de kolay olmayan bir iştir.

Yenilikçi düşüncenin temel unsuru olan özgür düşünebilme yetkinliği, öncelikle insanın kendini iyi tanıması ile yakından ilintilidir. Hatta tanımak yetmez; kişinin kendi olumsuz özelliklerini, örneğin özgürce düşünebilmesini engelleyen zorlukları tanıyıp, bilip aşması gerekir.

Korkularımızı ve alışkanlıklarımızı daha çocukluğumuzdan itibaren büyütmeye başlarız. Özgür düşünce düşünme ve yaşamı alışılmıştan farklı yorumlama yetkinliği, sosyal ilişkilerimizin yaygınlaşması ile azalmaya ve daralmaya başlar. Korku ve alışkanlıklarımız yanında toplumun bize dayattığı statüler, roller ve genel anlamda baskılar özgürce düşünebilmenin önünde biteviye yeni engeller oluşturur. Düşüncemizin önündeki engellerin doğrudan kendimizle ilgili olanlarından, örneğin korkularımızdan ve olumsuz düşünsel alışkanlıklarımızdan kurtulmak için çaba göstermek önemlidir.

Yenilikçi düşünce, farklı olma niyeti gerektirir. 1876 yılında telefonu bulan İskoç asıllı ABD’li mucit A. Graham Bell söyle demiş: “Herkesin gittiği ana yoldan gitmeyin, o yolu terk edip ara yollara sapın. Mutlaka daha önce görmediğiniz yeni şeyler keşfedeceksiniz, bu yeni keşifleri daha başkaları izleyecek. Unutmayın ki; tüm yeni buluşların arkasında düşünce vardır.

Bir bebeğin bir sağlık sorunu varsa ya da karnı acıktı ise buna ağlayarak çözüm arar. Ağlamasının arkasındaki ana fikir; bir ihtiyacı ifade etmek ve bir çözüm aramaktır. Daha büyük yaşlarda bir çocuk, bir oyuncağını diğerinden daha fazla sever; çünkü onunla bir ihtiyacını tatmin etmektedir. Çocuklarla ilgili bu örnekleri vermemin nedeni, çocukların en az büyükler kadar kendilerini, ihtiyaçlarını ve çevrelerini algılıyor olmalarıdır. Diğer yandan bu algılama ve bunu ifade konusunda büyüklere oranla çok daha az kısıtlı ve denetlenmiş davranırlar.

Çocuk olmak, öncelikle zihinsel olarak özgür olmakla eşdeğer tutulur; çünkü çocukların sosyal kültürden gelen pek çok kısıtları yoktur. Örneğin onlar resim yaptıklarında güneşi yeşil, insanları mavi yapmaktan ya da akarsuları yerden göğe doğru akıtmaktan çekinmezler ve utanmazlar. Bu olağandışı düşünebilmek özgürlükleri, onlara kendi doğası gereği bir yaratıcılık ve yenilikçilik özelliği verir.

Eğer tüketim malzemeleri tasarlayan, üreten ve pazarlayan bir kuruluşun üst düzey yöneticisi olsaydım, çocukları tasarım sürecinin içine nasıl sokacağımı ciddiyetle düşünürdüm. Tasarım bölümü yöneticilerine çocukları, tasarım süreçlerine ve örnek ürünlerin denenmesine katabilecekleri yollar bulmaları konusunda özendirici olmaya çalışırdım.

Pek çok ünlü bilim insanı, çocukluklarında özgür zihinsel aykırılıkları ile dikkati çeken insanlardır. Bu nedenle genelde deha ile çocukluğun özgür düşünce becerisi arasında yakın bir ilişki olduğu söylenir. Ne yazık ki; çocuklar, büyüklerin kuralları olan dünyasına entegre oldukça bu üstün özelliklerini, en azından bir bölümünü yitiriyorlar.

Her insan çocukluğunda projeler hayal etmiş ve olabildiği ölçüde bunları gerçekleştirmeye çalışmıştır. Her birimizin çocukluğunda hayal gücümüzün katkılarıyla düşünülmüş nice görkemli buluş ve yaratı vardır. Bazılarımız evde ya da okulda gördüğümüz araçları geliştirip daha kullanışlı hale getirmeyi düşlemişizdir. Ne yazık ki; çoğu zaman bunları büyüklerimize dinletmeyi bile becerememişizdir.

İnovasyon farklı ve değişik fikirler üretmek ve bunları bir yarar sağlayacak biçimde uygulamaya koymaktır. Bu fikirler, genelde bazı ihtiyaçlara cevap olarak ortaya çıkarlar. İnovasyonun yeni bir buluş olması gerekmez; pek çok durumda inovasyon mevcut durumun bir farklılık ve yarar yaratacak biçimde geliştirilmesidir.

İnovasyonun en güzel örnekleri çocuklar için düzenlenen proje öğrencileri yarışmalarında görülebilir. İlköğretim veya lise düzeyinde düzenlenen proje yarışmalarında, genç insanlar basit ama öylesine parlak fikirler ve uygulamalar öne sürerler ki, insan “Ben bunu neden düşünemedim” diye şaşırır.

Son söz: Büyükler için çözüm önerileriniz konusunda çocukların da görüşünü alın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi