Seda Kağıtcı
İnsanların görünmeyen yüzü...
Öğretmen bir gün sınıfta, denizin ortasında batmak üzere olan bir geminin hikayesini öğrencilerine anlatır.
Gemi, denizin ortasında aniden batmaya başlar. Gemideki bir çift cankurtaran botuna yaklaşırken sadece bir kişilik yer kaldığını görür.
O an adam karısını geride bırakır ve bota atlar. Batmak üzere olan gemideki kadın eşine bakar ve son cümlesi şu olur...
Öğretmen bir an durur ve öğrencilere, “Sizce kadın, kocasına ne demiş olabilir?” diye sorar.
Öğrencilerin çoğu: “Senden nefret ediyorum. Nankör herif!” demiştir diye cevap verir.
Öğretmen, köşede sessizce oturan bir çocuk görür ve aynı soruyu ona da sorar. Çocuk, “Öğretmenim bence çocuğumuza iyi bak demiştir'” diye cevap verir.
Öğretmen şaşırarak çocuğa sorar, “Daha önce bu hikayeyi duymuş muydun?”
Çocuk kafasını sallar ve “Hayır ama annem, babama vefat etmeden önce aynı şeyi söylemişti.” der.
Öğretmen yüzünde üzgün bir ifadeyle çocuğa “Cevabın doğru” der.
Gemi batar, adam evine gider ve çocuğunu tek başına yetiştirir. Yıllar sonra çocuk vefat eden babasının günlüğünü bulur. Meğerse, çift gemi seyahatine çıktıklarında kadına ölümcül hastalık teşhisi konmuştur. O kritik anda baba ölmek üzere olan eşi yerine kendini bota atmıştır. Baba günlüğüne, “Denizin dibine seninle beraber batmayı o kadar isterdim ki… Ama çocuğumuz için, tek başına denize batmanı izlemek zorunda kaldım.” yazmış.
Hikaye biter ve sınıf sus pus olur. Öğretmen, çocukların hikayeden gereken dersi çıkardıklarını düşünür. İyiyle kötüyü ayırmanın, aralarındaki o ince çizginin aslında ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu anladıklarını düşünür.
Bu nedenle olaylara yüzeysel bakmamalı ve kimse için ön yargılı olmamalıyız. Örneğin bir restauranda hesap geldiğinde hesabı ödeyen kişi, zorunlu hissettiği için değil, arkadaşlığa paradan daha çok önem verdiği için bunu yapar.
İş hayatında sürekli insiyatif alanlar bunu aptal oldukları için değil, sorumluluğun ne demek olduğunu bildikleri için yaparlar.
Tartışma sonrasında ilk özür dileyen kişi bunu suçlu olduğu için değil, karşısındakine değer verdiği için, uzatmamak ve onu yok yere kaybetmemek adına yapar.
Size sürekli mesaj atan birisi, yapacak başka bir şeyi olmadığından değil, size önem verdiğinden bunu yapar.
Bir gün hepimiz sevdiklerimizden bir şekilde ayrılacağız. Sohbetlerimizi, anılarımızı ve beraber kurduğumuz hayalleri özleyeceğiz. Onun için hayatı güzel yaşayalım. Kimseyi kırıp dökmeden, neşe içinde sevdiklerimiz ve ailemizle mutlu olalım. Huzur hep yanıbaşımızda olsun. Pişmanlıksa bizden çok uzak...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.