Seda Kağıtcı

Seda Kağıtcı

Yaşamak, sevmek ve öğrenmek…

Hayatımızın vazgeçilmez üçlemi; yaşamak, sevmek ve öğrenmek!.. Dünyaya gelirken doğmak isteyip, istemediğimiz konusunda seçme şansı hiç birimize verilmedi. Bir anda kendimizi buluverdik bu karmaşık hayatın ortasında. Acılarla, gözyaşlarıyla, burukluklarla ve kimi zaman da neşe ve mutluluklarla iç içe yaşamaya başladık. Çünkü tesadüf eseri gelmiştik bir kez dünyaya ve yaşamak artık en büyük mecburiyetimiz olmuştu.

Bazen isyan etsek de yaşamak zorundaydık her şeye rağmen. Allah'ın verdiği canı Allahtan başkası alamazdı çünkü. Sonra zaman geçtikçe yalnız yaşayamayacağımızın farkına vardık. Çevremizde birçok insan vardı. Toplumdan soyutlayamazdık kendimizi. Yalnızlık Allah'a mahsustu ve biz insanoğlu olarak buna katlanamazdık.

Derken sevgiyi; sevmeyi ve sevilmeyi keşfettik. Bu hayat bir okuldu. Günden güne de yeni şeyler ve bambaşka, kimi zaman da tarifi mümkün olmayan duygular öğretiyordu bize. Taptaze duygular ve heyecanlarla bezeliydi her yeni gün...

Çocukluk dönemi, okul çağı ve gençlik yılları derken yaşımızda ilerliyordu bir yandan. Günden güne olgunlaşıyorduk. Ama şu da bir gerçekti ki; yaşamımızın hangi evresinde olursak olalım yaşamak için sevmeye ve sevilmeye yani o kutsal sevgiye muhtaçtık. Çünkü insanın yüreğine atılan her sevgi tohumu bir gün tomurcuk olup, filizlenip, çiçek açıyor ve sevgi denilen o sihirli güç yaşatıyor insanı. Acılara, çaresizliklere, olumsuzluklara, engellere katlanmasını, hayata meydan okumasını ve sevginin gücünden destek alarak, ayakta kalmasını sağlıyor.

Zaten yürekler hep çırpınışta değil mi? Yürekler hep bir şeyler için yanıyor. Yüreklerin kimisi boş, kimisi dolu. Kimisi geçmişi düşünüp için için ağlıyor, kimisi pişmanlıklarla kendine, kaderine kahrediyor. Bazı yürekler ise demir parmaklıklar arasında hapiste. Dışarı çıkıp, serbest kalmayı ve özgürlüğe kavuşmayı bekliyor.

Sevmeden elbette olmaz. Sevmeden zaten yaşanmaz ve yaşamın bir anlamı kalmaz. İnsan önce kendini sonra da etrafındakileri sevmeli. Ama ne olursa olsun, kalbindeki sevgiyi daima yansıtmalı karşısındakilere. Nasıl ki bu günün işini yarına bırakmamak gerekirse, sevgi de asla ertelenmemeli...

Yaşamaksa severek, yaşamaksa öğrenerek, yaşamaksa insanca ve yaşadığımız acı tatlı tüm olayların hakkını vererek yaşamak!.. Hayatımızı, ilişkilerimizi, dostluklarımızı dürüstlük ve güven temelleri üzerine kurarak yaşamak!.. Yani sadece yaşamış olmak için, yaşamamak gerek bence.

En güzeli de ne biliyor musunuz? İleriki yıllarda yaşamınıza geriye dönüp baktığınızda, gülümseyebilmek!.. İyi yaşamışlığınızla övünebilmek!.. Yüzünüzdeki tebessümün ve kalbinizdeki sevginin asla yerini boşluğa bırakmamış olması...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seda Kağıtcı Arşivi