4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

BAYRAMLAR SEVİNÇ GÜNLERİDİR

Ramazan ayı, oruçla, sahurlarla, iftarlarla, teravihlerle, Kur’an’la, dualarla, tövbe ve istiğfarlarla, tespihlerle, yardımlaşmayla, devam etti. Bu heyecan, her yıl, olduğu gibi,  bu yılda,  "Ramazan Bayramı" ile coşkuya dönecektir.
Bu yıl, Müslümanlar, iki büyük bayramından, biri olan ve Şevval ayının, ilk üç günü, Ramazan Bayramı veya O gün, fıtır sadakası verilmesinden dolayı, "Fıtır Bayramı"na, ulaşmanın, mutluluğu, 25 Haziran’ da başlayacak ve 27 Haziran gecesi sona erecektir
Ramazan Bayramı, aynı dinin ikliminde, bizleri birleştiren, yürekleri bütünleştiren, kardeşliği pekiştiren, kırgınlıkları ortadan kaldıran, ilahi armağanlardır. Bayramlar, inancı, ibadeti, tarihi ve kültürü, bir sevinç atmosferinde, buluşturan, müstesna zaman dilimleridir.
Ramazan bayramı, yeme-içmenin ve her türlü helal nimetten yararlanmanın, mubah olduğu;  Müminlerin, eğlenip birbirlerini ziyaret ettikleri, hediyeleştikleri; çocukların, fakirlerin ve kimsesizlerin, sadaka verilerek sevindirildiği günlerdir.
Ramazan Bayramı’ nın, ilk gününde, oruç tutmak ise haramdır.
Ayrıca bayramlar, kişi/kişiler arasında karşılıklı sevgi ve saygının arttığı, İnsanların dargınlıkları unuttukları barıştıkları, yeni dostlukları edinildiği, fertlerinin birbirlerine sevgi ve saygı ile yaklaşma, yardımlaşma, birbirlerinin gönlünü alma ve yakınlaşma, mutluluk ve sevgi huzuru dolu dolu yaşama günlerdir
Bayramlar, neşe, sevinç günleridir. Ama bunun yanında bayramlar Allah'ı anma ve Ona karşı şükür hisleriyle dolup taşma günleridir. Nitekim Peygamberimiz, kurban bayramında Abdullah bin Hüzafe'yi Mina'da hacılar arasında dolaşarak, "Bu günler, yeme-içme ve Allah'ı anma günleridir." Buyurmuştur.
İnsanımız, Ramazan Bayramı’ nda, birbirine karşı diğer günlerden daha fazla güler yüzlü davranmalıdır. Neşeli görünmeli,  İnsanlarla selamlaşıp bayram sevincini paylaşmak, bu günü daha bir anlamlı kılacak davranışlardır.
Bayram günleri, barış ve sevinç günleridir. Elbette bir arada yaşayan aile ve toplum fertleri arasında anlaşmazlıklar, sürtüşme ve tartışmalar olabilir. Bu normaldir. Ama bunları dargınlık safhasına vardırmamak gerekir.
Bilhassa akrabalar, ziyatleri ile aradaki bağları kuvvetlendirmelidir. Hz. Peygamber, müminlerin, üç günden fazla dargın durmalarının uygun olmadığını belirterek, şöyle buyurmuşlardır. "Akraba ve komşulara, iyilik etmek ve onlarla iyi geçinmek, Kur’an-ı Kerim’in tavsiyesidir." Bayramlar, dini şuur ve duygularını kuvvetlendirir. İnsanlara, yeni bir heyecan ve çalışma zevki kazandırır Yaşamdan, zevk almasını da sağlar.
İslamiyet’ de, Allah’a ibadetten sonra, anne ve babaya saygı ve iyilik emredilmiş, onlara karşı "öf" bile demek yasaklanmıştır. Bayramlarda, onları ziyaret etmek ellerini öpmek hayır dualarını almak gerekir.
             Bayramlarda, Akraba ve komşularla tebrikleşerek, karşılıklı sevgi duyguları hissettirilmeli, karşılaştığımız herkesle selamlaşarak tebrikleşmeli. Tanıdıklarımızı ziyaret ederek, hal ve hatırları sorulmalı ve gönülleri almalıdır. 
              çevremizdeki yoksullara ve bakıma muhtaç çocuklara, yardım elleri uzatılmalı, onların da bayram sevinci yaşamaları için, ortam sağlanmalı, Hayır dua bekleyen, ölülerimizin mezarlarına giderek, onlara dua etmeli, ruhları için hayır ve hasenatta bulunulmalıdır. Tanıdıklarımızdan, dargın olanlar barıştırılmalı ve araları bulunmalıdır.  çocuklara, hediyeler dağıtmalı ve onları sevindirmelidir. 
            Hastanelerde ve evlerde yatan hastaları, ziyaret etmeli, şifâ dileklerimizi sunmalı. Yetimlerin ve kimsesiz çocukların başını okşamalı, onlara anne ve baba gibi davranmalı. çevremizdeki yoksullara ve bakıma muhtaç çocuklara, yardım elleri uzatılmalı, onların da bayram sevinci yaşamalarını sağlamalıdır.
Tanıdıklardan, dargın olanları barıştırmaya çalışmalı ve aralarını bulmalı. çocuklara hediyeler dağıtmalı ve onları sevindirmeli. Bayram günleri sevinç günleridir. Bu günlerde, sevinçli ve güler yüzlü olmak gerekir.
Bayramlar, sosyal dayanışma ve barış şuurunun, fertlere kuvvetle hâkim olduğu günlerdir. Dargınların kucaklaşması, aralarında kin, nefret bulunan aile ve şahısların, düşmanlık ve husumet duygularının, sevgiye dönüşmesine, küçüklerin, büyüklere saygı, büyüklerinde küçüklere sevgi göstermesine,  küçük hediyeler, çocukların sevindirilmesine, hısım ve akrabanın, bir kere daha yeniden kaynaşmasına, vesile olurlar.
Bazen bayramlarda,  "Nerede o eski bayramlar" dedik. Anılarımız hatırladık. Hatta yaşadıklarımızı paylaştık. Ancak her şeye rağmen, Bayramlar, milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin, bir toplumda, millet olma şuurunun, kuvvetlendiği günlerdir.

Ne mutlu! bu duyguları yaşayan ve yaşatanlara….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi