Bir tarafta, dövizdeki artış ve buna bağlı olarak her türlü mal ve hizmete gelen birbiri ardına zamlar.
Diğer tarafta, tatilinden, eğlencesinden taviz vermeyen, son sürat para harcamaya devam edenler…
Dışarıdan baktığınızda “Ya Ekonomide kriz halleri yok, ya da bu insanların krizden haberi yok” diyesi geliyor.

öyle ya…
Bir tarafta her şeyin ateş pahası olmaya başladığı bir süreç, diğer tarafta ağzına kadar dolu olan tatil ve eğlence yerleri.
Dün, ekonomiden iyi anlayan, kendisi de ticaret adamı olan bir dostumuza sorduk bunun nedenini…
-“Sen bir anlam verebiliyor musun bu duruma?” diye…
önce bıyık altından gülümsedi…
Ardından da “Benim bu durumdan ne anladığımı sana bir fıkra anlatayım mı?” diye sordu…
-“Dinliyorum” dediğimde de başladı anlatmaya…
Temel Tıp Fakültesi’nden mezun olmuş.
Diplomayı alır almaz taze bir doktor olarak memleketi Trabzon’a, üstelik evinin olduğu mahalleye hekim olarak atanır.
Heyecanla gider evine…
Zira ilk muayene edeceği hasta çok önemlidir.
Evde heyecanla yarının olmasını ve ilk hastasını muayene edeceğini hayal ederken birden kapı çalar.
Gelen komşuları Fadime teyzedir.
-“Uşağım ne olur şu Dursun amcana bir bak. İki gündür hasta yazık” der.
İlk hastasının komşusu olmasının hayal kırıklığıyla çaresiz gider komşu evine ve başlar Dursun amca ile konuşmaya.
-Dursun amca neyin var?
-İshal oldum galiba. Motor hiç durmuyor.
Bunun üzerine sevinir Temel. Ne de olsa ilk hastası  bir ilaçla tedavi edilecek bir rahatsızlık.
Ama gel gör ki, ishali kesecek olan ve çok iyi bildiği ilacın ismi bir türlü aklına gelmez…
çantasını karıştırırken bir sakinleştirici ilaç olan xanax’ı bulur…
“nasıl olsa eve gidince ishal ilacının ismini hatırlarım” diye düşünüp, sakinleştiriciyi de Dursun Amca’ya içmesi için verip, “ben yarın yine kontrole geleceğim” diyerek evden ayrılır.
Böylece vaziyeti idare eder kendince.
Eve gelir gelmez Temel’in aklına ismini hatırlayamadığı ilacın adı gelir ama “yarın gider bakarım” diye düşünerek, tekrar komşuya gitmeye üşenir.
Yarın olduğunda doğruca gider komşu evine…
Dursun amca’nın kahvede olduğunu karısından öğrenince de kahvenin yolunu tutar.
Kahveye geldiğinde bir de bakar ki, Dursun amca masada arkadaşlarıyla oyun oynuyor…
Yanına gider, kulağına eğilir ve usulca:
“Dursun Amca nasılsın? Nasıl oldun?”
Dursun Amca cevap verir…
-“Valla uşağım. Bok içinde yüzüyorum ama doğrusu bu durumu artık pek de kafama takmıyorum”

.....

BİR FOTOĞRAF VE İKİ PAYLAŞIM...

Paylaşım AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı İbrahim Yılmaz Kaynarca’ya ait…
Hedef belli, istikamet net. Niyet edilince sağa sola bakılmaz, nifaklar duyulmaz. Şehri #AkBelediyeler ile buluşturmak üzere birlikte çalışmaya devam... @vdvolkandogan
Bu paylaşım da AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Volkan Doğan’a…
Şehrin güney ve doğusu ile kuzey ve batısı, yani şehrin iki yakası bir araya geldi. Kolay gelsin İbrahim Başkan. @iykaynarca
Birlikte çektikleri bir fotoğrafın altına, kendi sosyal medya hesaplarından ve hemen hemen eş zamanlı yaptıkları paylaşım bu…
Bir partinin 2 ilçe başkanı niçin birlikte fotoğraf çekip bu fotoğrafı sosyal medya hesaplarından paylaşma gereği duyar ki?
öyle ya…
çoğu etkinlikte, ziyarette, toplantıda ve benzeri organizasyonlarda zaten bir araya geliyorlar…
O zaman biz söyleyelim niçin böyle bir şeye gerek duyulmuş olabileceğini:
-“Araları son derece bozuk”
-“Birbirleri asında rekabet var”
-“Birbirlerinin üzerine oynuyorlar”
-“Birbirleriyle kavga ve çekişme halindeler”
-“Birbirleri üzerinde güç gösterisi yapıyorlar” gibi benzeri konuşmalar çoğalınca, bu işin partiye ve taraflara zarar vereceğine kanaat getirilmişse, kavga ve çekişmenin, kavga eden ve çekişme içine girenlere de yarmayacağı düşünülmüşse, genelde bu gibi yollara başvurulur…
Yani…
Bir fotoğraf ve 2 paylaşımla “söylenenlerin hepsi hikaye. Bizim aramızda herhangi bir çekişme de yok kavga da. Bizim kavgamızdan medet umanlar avucunu yalar” algısı yaratılmak istenir çoğu zaman…
Muhtemelen bunun için çekilmiştir o fotoğraf ve muhtemelen bunun için yapılmıştır o paylaşımlar…
Söylenen her şeyin yalan ve yanlış olduğunu ispatlama adına yapılmıştır…
Belki de biz abartıyor ve niyet okuyoruz…
Belki de mesele, öylesine çekilmiş bir fotoğraf ve öylesine yapılmış basit birer paylaşımdan ibarettir.
Ama şunu da söylemeden geçmeyelim ki, eğer bir şehir 2 büyük ilçeye bölünmüşse, Kaymakamlarından Belediye başkanlarına, Milli Eğitiminden Tapu Müdürlerine ve ilçe başkanlarına kadar o 2 büyük ilçe arasında rekabet, güç gösterisi hatta çekişme kaçınılmazdır, normaldir, olur!

.....

AK Parti’de başlayacak olan süreç!

AK Parti Genel Merkez kaynaklı şöyle bir haber çıkıyor:

-Parti içinde bir yandan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıkladığı ‘yerel seçimde ittifak’ın nasıl olabileceğini tartışılırken bir yandan da aday belirleme çalışmaları sürdürülüyor.
-Bu kapsamda, 24 Haziran seçimlerinin il ve ilçelere göre sonuçları ayrıntılı olarak değerlendiriliyor.
-Hazırlanan raporlar belediye başkanı adaylarının belirlenmesinde önemli rol oynayacak.
-AK Parti, bu raporların yanı sıra il ve ilçelerde anket ve saha çalışması yapıyor.
-Partinin tüm çalışmaları ekim ayı sonuna kadar tamamlayarak aday belirleme sürecine geçmesi bekleniyor.
-AK Parti, anket ve saha çalışması kadar belirlenecek adayların taban ve parti örgütlerine yansımasının olumsuz olmamasına da dikkat edecek.
-Buna göre, önce muhalefetin elinde olan il ve ilçelerin belediye başkanı adayları belirlenerek ilan edilecek.
-AKP, bu yolla parti adaylarının muhalefetin elinde olan illerde daha uzun süre çalışabilmesi hedefliyor.
Bu haber ışığında, “önce muhalefetin elinde olan il ve ilçelerin belediye başkanı adayları belirlenerek ilan edilecek.”den yola çıkarak, AK Parti’nin Eskişehir belediye başkan adaylarının diğerlerinden önce açıklanacağını anlamak mümkün…
Yani…
AK Parti’nin Eskişehir belediye başkan adayları, partinin belki de ilk ilan edilen adayları olacak…
AK Partinin adaylarını ise hazırlanan raporlar, anket ve saha çalışmaları, taban ve parti örgütü ile münasebetleri kriterleri üzerinden belirleyecek olması bize “kimlerin aday gösterilebileceği” konusunda olmasa bile, “kimlerin aday gösterilmeyeceği” konusunda sanki ipuçları veriyor gibi…