1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Hakikatten bir seçim olsa var ya...

İYİ Parti Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu katıldığı çevrimiçi bir panelde, covid 19'un meslek hastalığı sayılması gerektiğini söylemiş.
Konunun bir türlü meclis genel kuruluna getirilmediğinden yakınmış ve “Eğer yakın zamanda bir seçim olsaydı. Covid 19 apar topar meslek hastalığı olarak kabul edilirdi” demiş.,
Katılıyoruz kendisine.
Hatta diyoruz ki;
-Maliye ve Sağlık Bakanlığı’nın onayıyla 4’B kadrosuna alınması için bütün onaylar alınmasına rağmen, Taşeron olarak kalan HBYS personeli, bu hakkının verilmesini istiyor.
-çeklere hapis cezasının kalkmasını bekleyen önemli bir kesim var.
-EYT’liler uzun yıllardır emekli olma hakkının verilmesini bekliyor.
-ömür boyu nafaka ödemek zorunda kalanlar hükümetten bir müjde bekliyor.
-Büyük bir mağduriyet yaşayan KHK’lılar hala haklarının teslim edilmesini bekliyor.
-Esnaf vergi yapılandırma müjdesinin gelmesini bekliyor.
-Kredilerin salgın nedeniyle ödenemeyecek olduğunu belirtenler, kredi borçlarının ertelenmesini istiyor.
-Belediye işçileri kadro bekliyor.
-Mahkûmlar af istiyor.
-Memurlar, söz verildiği gibi 3600 göstergenin hala verilmemesinin endişesiyle yaşıyor.
-Engelliler, işe alımlarda yüzde 3 olan kotanın yüzde 5’e çıkmasını bekliyor.
-Piktes öğretmenleri yıllardır kadro istiyor.
-Karayolları taşeronları kadro bekliyor.
-üniversiteli işçiler statü değişikliğinin biran önce yapılmasını istiyor.
-İşçi makinistler memur kadrosuna geçeceği günü bekliyor.
-üniversite öğrencileri af istiyor.
-çiftçiler, kredi borçlarının silinmesini ya da ötelenmesini bekliyor.
-Emekliler, maaşlarında artış olmasını istiyor.

***
Sonuç olarak; Toplumun hemen her kesiminin hükümetten beklentisi var.
Ama gelin görün ki; bu beklentilerin giderilmesine yönelik bugüne kadar atılan ciddi bir adım yok.
Hal böyle olunca insan ister istemez Arslan Kabukçuoğlu gibi  “Keşke yakın zamanda bir seçim olsa” diye düşünüyor…
öyle ya;
Belki o zaman geniş kitleleri ilgilendiren bu beklentilerin hiç olmazsa bir kısmı, oy kaygısıyla karşılanırdı…
O yüzden...
Her ne kadar,  iktidar olma gibi bir niyeti olmasa da, muhalefetin bir erken seçim için bastırması ve iktidara bunu kabul ettirmesi, yukarıda saydığımız kesimlere yapabileceği en büyük kıyak olacaktır!


.....


Kanun ve Adalet yoksa
ülke Aşiret ülkesi olur...


Ahmet Vural Eskişehir'de tanınan bir isim.
Hukukçu olmasının yanı sıra Eskişehir'de  siyesetçi kişiliğiyle  de biliniyor.
Aynı zamanda
Mesleki deneyimlerinin yer aldığı “Kendim olabilmek” ve demokratik kurumların işleyişinin önemini vurgulayan “Ortak Aklımıza Ne Oldu?” isimli iki muhteşem kitabı ile bugünlerde raflara çıkacak olan Kadın Haklarının tarihçesini kapsayan üçüncü kitabın sahibi bir isim Ahmat Vural.
Geçenlerde telefonda bir süre sohbet ettik.
Söz döndü dolaştı hukukun, devletlerin güçlü olmasında ne denli önemli olduğuna geldi.
Ahmet Vural bunun en somut örneğinin, kitabında da yer verdiği, 1215 yılında İngiltere'de imzalanan ilk kanun Magna Carta olduğunu hatırlattı önce...
Ardından;
Kralın yetkilerini kısıtlayan, Hukukun, Kralın arzu ve isteklerinden daha üstün olduğunu kabul etmesini zorunlu kılan bu kanunla, vergilerin belirli bir orana sabitlenip, güvence altına alındığını söyledi.
Devamla da;
-”Magna Carta'dan sonra ne mi oldu? İngiltere o yıllarda küçük ve zayıf bir ülkeydi. Hatta o dönemin büyük devleti İspanya İngiltere’yi işgal için bir-iki küçük gemi gönderdi. Fırtına yüzünden İspanyol gemiler alabora oldu. Fırtına çıkmasaydı 2 gemi bile İngiltere'yi işgal edip, topraklarına katacaktı.
Aynı İngiltere Magna Carta ile vergi oranlarını sabitleyip güvence altına alınca, başka ülkelerin ticaretle uğraşan insanları bu ülkeye gittiler. çünkü o dönemde her ülkede ticaret yapanların güvencesi yoktu. ülkeleri yönetenler istedikleri her türlü mala el koyabiliyor, malın sahiplerini öldürtebiliyor, istedikleri oranda vergi alıyordu.
Bu kanunla ticaret İngiltere’ye kaydı ve ülkeye para yağdı. İngiltere bu parayı sanayi ve üretime harcadı. Sonuçta üzerinde güneşin batmadığı bir ülke haline geldi.” dedi.
Ahmet Vural son olarak, haklı olmanın değil, güçlü olmanın geçerli olduğu dünyada, yüzyıllar öncesine ait Magna Carta örneğinin hala önümüzde durduğunu söyleyerek “Adalet ve Kanunlarla güçlü bir devlet mi olacağız?, yoksa Adalet ve Kanunların işlemediği bir Aşiret devleti mi? İşte bu tercih bize ve  bizi yönetenlere kalmış” diyerek tamamlıyor sözlerini...


.....


Her iki taraf da biraz sussa...


Aşı bir türlü ülkeye gelmiyor ama Aşı taraftarları ile Aşı karşıtlarının özellikle sosyal medya üzerinde devam ediyor.
Sağlık bakanı önceki gün aşının gelişinin yine ertelendiğini söylediği saatlerde, Aşı taraftarlarının “Aşı olmak istemeyen haindir” şeklindeki ifadeleri ile aşı karşıtlarının “Hainlikse hainlik. Bana kimsa aşı vurduramaz” şeklindeki atışmaları devam ediyordu.
öncelikle şunu belirtmem gerekirse, ben aşı olunması tarafındayım.
Ancak...
Her iki tarafın aşı üzerinden tartışmaları ve toplumun bu konuda ortadan ikiye ayrılması çok da hoşuma giden bir durum değil.
O yüzden...
Nasıl olsa aşı geldiğinde zorunlu olmayacak.
O yüzden her iki taraf da biraz sussa hiç fena olmayacak sanki...


.....


Dört Asgari ücretli
bir araya gelse…


2021 Ocak ayından geçerli olarak uygulanacak yeni Asgari ücret belirlendi.
2.825 lira 90 kuruş.
Asgari ücretle çalışanlar yıl boyunca her ay bu maaşı alacak.
öte yandan…
çeşitli kurum ve kuruluşların yapmış olduğu yoksulluk sınırını belirleyen araştırmalar var.
bu araştırmalarda 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ortalama olarak 8 bin 066 lirayı buluyor.
Sonuç olarak…
Dört tane Asgari ücretli bir araya gelse, ancak yoksul olabiliyor bu ülkede…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi